Evden çok sinirli bir şekilde çıktığımda saat 12'ydi. Hızlıca minibüs durağına ilerliyordum. Belki biraz fazla sinirlnemiş olabilirim fakat bunları bilerek yapmadım. Aniden gelen bir sinirle yapmıştım. Minibüs durağına geldiğimde Melisayı gördüm. El sallayarak " Oğuz! Günaydın 👋" beni yanağımdan öptü. Bende ona dönerek " Günaydın güzellik :)" biraz sohbet ettik, güldük ve Minibüs geldi. Ikimizde okula gidiyorduk. Ordan alacağımız belgeleri bir şirkete götürecektik. Minibüste parayı ben ödedim ve ona döndüm. Oda bana bakarak. " o iş ne oldu ?" Belli etmemeye çalıştım. " hangi iş?" Anlamıştı. " Oğuz dalga geçme senin işin vardı hani!?" Dudağımı ısırdım. Konuşmak istemiyordum ama ikimizin planıydı ve anlatmak zorunda kaldım. " dediğini yaptım. Onunla tartıştım." Hatırladıkca kötü oluyordum çünkü o benim için sabah kahvaltıda en sevdiğim yemeği hazırlamıştı. Oysa ben onu ters teptim. Neyseki sadece laf atışmıştık. Melisa ciddi bir bakış atarak. " yoksa sen üzüldüm mü?" Gözlerine bakamadım. " hayır ne üzülücem ki ?" Sanırım sinirlenmişti. " Tuhaf davranıyorsun, neyse geldik. Hadi inelim de bu konuyu seninle sonra konuşacağız." Sertçe yutkundum. Sadece kafamla onay verdim ve gittik.
Saat 12:28
Okula vardık. Aslında Efenin sandığı gibi erken değil. Bu bir plan parçası olduğu için tam saatinde gelmiştik. Hatta 2 dk erken. Bize verilen belgelerle çıktık ve Melisa bana baktı. " bana bak yoksa sen ? O çocuktan hoşlanıyor musun ?" Ona şaşırmış bir ifade ile " nerden çıktı şimdi bu ?? Tabiki hayır." Melisa tripleniyordu ve bu sinir bozucu bir şey aslında. " ne bileyim, bu planları ilk başta yaparken çok mutluydun da şimdi suratın beş karış." Haklıydı. " Sadece yakın arkadaşım ya ondan öyle yoksa başka bir nedeni yok." Inandı mı bilmiyorum ama bir şey söylememişti. Bende bir şey demedim ve yürümeye devam ettik. Yolda çok kaslı olan, uzun boylu ve yakışıklı olan arkadaşımız Batu ile karşılaştık. Bize sinsi bir bakış atarak. " Günaydın aşk manyakları." Melisa hemen " Günaydın bebişim. Naber?" " iyiyim ya. Spordan geliyorum da." Ne zaman karşılaşsak spordan geliyordu zaten. " hey Oğuz ne yapıyon lan." Ona dönerek. " ne yapayım be kanka öyle işler güçler işte." " anladım, siz Melisa ile bir planlar vardı ne oldu ?" Melisa ona söylemiş olamazdı. Melisaya döndüm ve " melisa ? N-neyden bahsediyor?" Melisa gülerek "ah canım aşkım benim. O da planda. Efeyi kapmak istiyorda." Içime belirsiz bir sinir inmişti. " Batu, bunu neden yapacaksın?" Batu kaşlarını çattı. " Oğuz bazı şeylere karışmamanı tavsiye ederim." Ağzımı açıp ona bir kaç çift laf edecekken Melisa lafa karıştı. " çocuklar sırası değil. İşlerimiz var Oğuz, hadi gidelim." Batu bize bakarak " hadi hadi gidin siz. Bende bebeğime gideyim." Şaka gibi olacak ama sinirlerim çok bozuldu. " haydi görüsüz bebeler." Dedi ve ayrıldık. Yolumuza devam ederken Batu'nun cidden bizim eve gitmesinden korkuyordum. Melisa'nın dediğine göre bunların hepsi plan olacaktı. Her şeyi bir kenara bırakarak sadece içimden dua ettim.
Saat 18:09
Eve geliyordum. Kendimi hem yorgun hemde çok kötü hissediyordum. Çok ama çok fazla iş vardı ki anlatamam hep koşturmaca. ayrica bu saate kalmam da ayri bir dertti. Eve gelirken de Oğuz sana ne oldu kendi kendime söylenip duruyordum. Hep eğlenen, çılgın olan ben. Galiba hayatıma giren gizli planlar olmamalıydı. Birden aklıma Efe geldi ve koşa koşa eve gittim. Kapının ziline 20 defa durmadan bastım. Efe koşarak kapıya geldi. Oğuz dediğinde ise ona sadece sımsıkı sarıldım " özür dilerim Efe. Beni affet, ben isteyerek yapmadım." Sarılmaya devam ettik. Onun kokusunu içime aldım. Onu çok özlemiştim. Gulumsedi "Tamam tamam sorun yok hadi içeri gel." Sakindi ve bir şeyi yok gibiydi. Odamıza girdim ve yatağı açık gördüğümde kalbime bir şeyler oldu. Yüreğim çıkacak gibi oldum ve hemen "Efe bu yatak ne lan ?!" Yanıma geldi "bu sabah sen yaptın ve bende toplamadım ki sen topla diye." Inanasim yoktu ama biraz rahatlamıştım. " sende ya, Bende diyorum bu ne ? Tamam canım ne var toplarız çok mu zor?" Güldü bana " hadi kolay gelsin." Dedi ve sanırım mutfağa gitti. Güzel kokular alıyordum.
Üstümü değiştirdim ve salona gidip televizyon izleyecekken. Efe bana seslendi. Yanina gittiğimde güzel bir yemek o güzel kokusu vardı. Masaya oturduk ve bana baktı. " Oğuz bu gün Batu geldi. Haberin var mı?" Kaşlarım çattı. " hayır! Yani şey *biraz fazla bağırdım galiba* hayır haberim yok. Ne için gelmişti ki. Yoksa kötü şeyler için mi ? " bizi partiye davet ediyor. Bende Oğuz gelsin birlikte karar verip geliriz dedim." Istemeyerek "party mi ?Ben gitmet istemiyorum. Sende gitme. Ne yapacağız orda boşver." Kötü şeyler olsun istemiyordum ve Efe beni dinledi. Daha sonra telefon çaldı ve arayan Batu. Efenin telefonuna ben baktım. "ne var Batu ?" Sesli kahkaha atarak. " party, party gelmiyor musunuz ?" Hayır diyecekken. Aklıma o eğlence o kızlar o harika içecekler ve o harika kalçalar geldi. " geliyoruz oğlum ne sandın." Dedim. " tamam hadi bekliyoruz sizi." Telefonu kapattım ve Efe ye seslendim. " hadi partiye. Giyin de bir an önce çıkalım!" Efe onaylayarak hemen odaya gitti. Bende odaya gittim ve Efeyi soyunurken gördüm. Bir süre baka kaldım. Bir erkek olarak güzel bir vücudu vardı. Sanki ona dokunmak istiyordum. Birden " Oğuz giyinsene?" Bende kendime gelerek hemen giyinmeye başladım. Daha sonra her şeyi kontor ettik ve ışıkları kapatıp evden ayrıldık. Kendimi azgın hissediyordum. Canım koca şeyleri ellemek istiyordu. Efe bana baktı. " Oğuz çok içmeyeceksin değil mi ? Bak bana söz ver." Ona baktım. " tamam tamam."Saat 20:01
Partiye gelmiştik ve aman tanrım burası harika gözüküyordu. Efeyi tamam unutup içeriye daldım. Efe sinirlenmişti sanırım ama ben deli gibiydim. Sahnede duran mikrofonu aldım. " Evet millet! Eğleniyor muyuz!" Herkes " Eveeet" diye bağırdı ve bende " hadi o zaman müzik gelsin! Lanet olsun bu çok havalı!" Müzik son ses oldu ve herkes çok güzel şeyler yapmaya başladı. Ben yine kızların arasına bıraktım kendimi. Efeyi tamamen unutmuştum ve efsane eğleniyordum. Yanina Melisa geldi ve beni kolumdan çekti. " Odamıza gidelim hayatımm~." Beni odasına götürdü ve işte o sıra soyunmaya başladı. Ben dayanamadım ve bende hızlı bir şekilde soyunmaya başladım ve kapının kilitli olduğuna emindim. Melisaya yaklaştım ve onu kucağıma aldım ve öpüşmeye başladık. Deli gibi içmiştik ikimizde. Arka fonda müzik ve bizde artık yataktaydık. Aşırı terledik ama her şey çok güzeldi...
Saat 10:45
Uyandım. Her yer dağınık, yanımda Melisa. Ev bom boş ve bende çırıl çıplak. Melisa da öyle. Ben ne yapmıştım böyle. Saate baktım ve yerimden sıçradım saat 10:45 ! Ne yapacaktım ben. Efe nerde ? Neden beni uyarmadı?? Normalde kızardı ama şimdi yanımda değil ??? Ben ne yaptım. Lanet olsun. Dün geceden bir şey hatırlamıyorum ama etraftan anlaşılıyordu. Efeye sözüm vardı onu çok iyi hatırlıyordum. Yatağımın yanında bir not buldum. "Oğuz, Melisa ile olacağın hiç aklıma gelmezdi. Hadi onu geçtim bana sözün vardı LAN sen neden hep bana yalan söylüyorsun ben senin en yakın arkadaşın degil miyim. Lütfen bir süre sevgilinle kal."
Ben her şeyi bok mu ettim? En yakın arkadaşımı mi kaybettim? Yoksa herşey planlı mıydı şimdi???Evet Bu bölümün de sonuna geldik. Olaylar karışık ama umarım hoşunuza gitmiştir. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın 🖤🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalıcıyız (bxb)
Teen FictionLütfen birdaha gitme. Hep benimle kal. Sana ihtiyacım var... ...Oy ver... ...ilgi çeker... ...Yeni bir umut. Yeni bir başlangıç. Her şey farklı olacak... ...OĞUZ,EFE VE CAN...