yedi

19.4K 2.5K 2.2K
                                    

7

"Bu bardağı taşıran son damlaydı Hyunjin!"

Her hafta yaşanan bir sahne: Hyunjin, müdür yardımcısının odası, müdür yardımcısının azarları ve müdür yardımcısı.

"Her gördüğün kavgaya karışmak zorunda mısın oğlum sen? Okulda huzur bırakmadın. Müdür Bey bu konuda çok katı. Onun da kulağına gitti bu olayın. Bu sefer öyle ucuz cezalarla kurtulabileceğini sanmam. Diğer çocuğun dudağını patlatmışsın."

Hyunjin kanayan kaşını göstermişti hemen. "Kendime yumruk atmadım hocam. Bakın yani o da benim kaşımı patlattı."

"Hyunjin! Çocuk sana ters ters bakıyor diye çocuğu dövemezsin oğlum! Dağ başı değil burası."

Donghae hoca, Hyunjin'i içeride fırçalamaya devam ederken kapıda bekleyen Changbin ve Jisung'a bir de Jeongin eklenmişti. Koşarak yanlarına gelmiş müdür yardımcısının odasının içerisini görmeye çalışıyordu.

"Noldu," diye sordu iki büyüğüne.

"Kavga etmiş yine. Biz de sonradan öğrendik."

Jeongin oflayıp duvara yaslanmıştı. Changbin ve Jisung ise ona bakıp birbirlerine dönmüşlerdi. Jeongin neden bu kadar ilgiliydi ki?

Kapı açıldığında üçü de toparlanıp kapıya dönmüştü. Hyunjin çıkıp kapayı kapattıktan sonra Changbin ve Jisung yanına gidip nolduğunu sordu. Jeongin ise Hyunjin'in kan sızan kaşına odaklanmıştı.

"Bir sürü laf işte," dedi Hyunjin arkadaşlarının sorusuna karşılık. "Bu sefer okuldan atılabilirmişim."

"Of Hyunjin ya. Abi sen niye rahat duramıyorsun?"

"Olan oldu kanka. Ne yapayım şimdi?"

"Rahat dur amk ya. Rahat dur."

Hyunjin, Jeongin'in varlığını fark ettiğinde göz göze gelmişlerdi. Ya da o öyle sanmıştı ama Jeongin hala onun kanayan kaşına bakıyordu. Hyunjin'in ona baktığını fark ettiğinde hızlıca babasının odasına doğru yürümeye başlamıştı. Kapıyı çalıp içeri girerken arkasında kalan üçlü merdivenlere yönelmişti.

Jeongin içeri girdiğinde babası kağıtlardan kafasını kaldırıp ona bakmıştı. "Bir şey mi oldu?"

"Hyunjin'i okuldan mı atacaksınız baba?"

Adam gözlüğünü çıkarıp masasına koyduktan sonra arkasına yaslanmıştı. "Sen karışma bu işlere."

"Atacak mısınız?"

"Sana söyleyemem ne yapacağımızı Jeongin."

"Baba."

"Sürekli kavga ediyor. Okulumda bunu istemiyorum."

"Baba!"

"Bana sesini yükseltecek kadar seni kızdıran ne? Arkadaşın mı Hyunjin?"

Jeongin cevaptan emin olmasa da kafasını sallamıştı. Daha sonra "Tam olarak değil," dedi. "Ama atılmayı hak etmiyor."

"Çocuğun dudağını patlaşmış."

"Onun da kaşı kanıyordu."

"Jeongin, bu konu seni ilgilendirmiyor. Sen derslerinle ilgilen."

"Baba lütfen," dedi adama yaklaşırken. "Atmayın. En kötü uzaklaştırma ver bir hafta."

"Benden ayrımcılık yapmamı istiyorsun. Sırf arkadaşın diye bunu yapamam oğlum. Biraz daha ısrar edersen sinirleneceğim."

Jeongin bir süre susup babasının masasına yaklaştı. "Ne istiyorsan yaptım," dedi. "Senden sadece bir şey istiyorum. Ona bir şans daha ver nolur. Bir daha yapmayacak söz veriyorum. Son bir şans ver."

"Dersleri de kötü. Okulun ortalamasını düşürüyor."

"Baba. Sadece bir şey istedim."

Müdür, gözlüklerini takıp kağıt işlerine geri dönerken Jeongin kapıya doğru yürümüştü. "Eğer onu atarsanız, bir daha eski Jeongin olmam," deyip odadan çıktı.

 "Eğer onu atarsanız, bir daha eski Jeongin olmam," deyip odadan çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


arkadaşlar kaos yaklaşıyor
biraz daha var ama

kaç yoksa dayak yiyeceğiz ーhyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin