16 Aralık 2017Koşuyordum. Ciğerlerimdeki nefes tükenene kadar koşuyordum. İstanbul sokaklarında arkama bakmadan, durdurak bilmeden... Girdiğim ara sokağı geride bırakarak diğer bir ara sokağa son hızla giriş yaptım. Peşimdeki iki koruma görevlisini geride bıraktığımı varsayıyordum. Ama yine de hızımı yavaşlatmadan elimdeki kadın çantasıyla birlikte koşmaya devam ettim.
Artık nefesimin son kırıntılarına gelmeden önce biraz olsun hızımı yavaşlattım. Hatta durup ellerimi bacaklarıma koyarak nefes alışverişlerimi düzene sokmayı akıl etmiştim. Başımı arkaya çevirdiğimde koruma görevlilerinin köşeyi döndüklerini gördüm.
"Hassiktir."
Tekrar koşmaya devam ettim. Bana daha da yaklaşmış olmaları adrenalimi arttırırken artık son gücümü de ortaya koydum. Daha hızlı koştum. Daracık bir ara sokağa girdiğimde çıkmaz sokakta olduğumu fark ettim. Sesli bir şekilde "İşte şimdi sıçtın Almina." Dedim ve girdiğim sokaktan çıkmaya yeltenirken koruma görevlilerin de aynı sokağa girdiğini fark ettim. Kalbim daha da hızlı atmaya başlarken ne hamle yapacağım konusunda sağlıklı düşünemiyordum. Elimi saçlarıma daldırdım. Tam bir adım atacaktım ki birisi kolunu uzatıp ben çığlığı basmadan sol elini ağzıma bastırdı. Beni tenha bir yere çekti. Kolları öylesine güçlüydü ki çırpınmam bir işe yaramışa benzemiyordu.
Koruma görevlileri koşarak ara sokaktan geçerken "Gördüm onu. Diğer ara sokağa girdi." Dedi elinde fener olan görevli. Koruma görevlileri oradaysa beni tutan kimdi? Görevliler gözden kaybolana dek bekledikten sonra arkamdaki kişi elini ağzımdan çekmedi. Ben de çoktan çırpınmayı bırakmıştım. Görevlilerin ayak sesleri tamamen kesildiğinde elini yavaşça çekti. Daracık alanda bedenimi ona çevirirken ağzıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Kimsin lan sen!"
Karanlıkta bana gülümseyen kişiyi seçtiğimde ,
"Kenan?" son derece şaşırmış bir şekilde söylemiştim bunu.
"Hırsız?"
Kenan'ın tavırlarının bu kadar rahat olması hep sinir etmiştir beni. Yine elleri ceplerinde, gülümsemesi "Tüm dünyaya karşıyım!" der gibi korkusuzdu.
"Çok komiksin" deyip gözlerimi devirdim.
"Yine ne işler peşindesin?"
Elimdeki çantayı sallayarak "Sence?" dedim. Bu sefer kollarını göğsünde kavuşturdu. "Sana yardımıma karşılık olarak..." gözüyle çantayı işaret etti.
Ben sanki çanta benim gibi davranarak kendime çektim .
"Hayatta olmaz. Ben mi dedim bana yardım et diye?"
Meydan okuyan gözlerle bana baktı.
"Öyle mi diyorsun?"
Kendimden yarı emin bir şekilde "Evet." Dedim. Çünkü Kenan aklına koyduğunu yapardı. Onunla savaş vermek ise doğru bir karar olmazdı. Zararlı çıkanın ben olmasını istemiyorsam susmanın tam sırasıydı.
Aradaki konuşma boşluğundan yararlanıp elimdeki çantayı aniden çekip aldı. Sinirlenmiştim. Bunca yolu bu gerizekalı çantayı alsın diye koşmamıştım.
"Versene şunu." Elinden çekip almaya çalıştım. Hemen bir hamle daha yapıp geriye çekti çantayı. İçinden cüzdanı çıkarıp çantayı yere attı. Cüzdanın içinde 2000 TL'den fazla para olduğu görülüyordu.
Yarısından çoğunu eline aldı. Nispet yapar gibi bana gösterdi ve cebine attı.
"Bu işler böyle yürüyor." Bunu söylerken de elime bir miktar para sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Oyun
Misteri / ThrillerHırsızlık yaparken tanımadığı birine yakalanan Almina Soyer , kimliği belirsiz adamın Almina ve arkadaş grubu da dahil olmak üzere hayatlarına tek bir mesajla karışıyor. Geçmişin yüzü ortaya çıkıyor. Nefret , suçluluk hatta aşk. Bu onların davası...