Hava soğuktu. Gerçekten de soğuktu.
Bir haftadır yaptığım gibi en yakın park alanındaki banklardan birine doğru yönelmiştim.
"Ahh. Tanrım. Üzerimde beş kuruşum bile yok.."
diye sızlandıktan sonra uçuşan paltomun kollarını biraz sıyırıp eski püskü denilecek saatime baktım ve saatin gece yarısına yaklaştığını fark ettim.
Arkamdan gelen bir sesle birden irkildim.
"Hey dostum! Şimdi bize bi iyilik yap ve üzerindeki ne varsa ver."
Ne olduğunu anlamamıştım, tek anladığımsa 3 tane soytarının yavaş adımlarla üzerime doğru geldiğiydi.
Hepsi de 17-18 yaşlarında gibiydi.
Ortadaki oğlan elini cebine atıp bir bıçak çıkarttığında gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
"Hey hey dostum... Sakin ol.. Ş..şey, bende sana verebileceğim bişey yok!."
Dedim ve yavaşça gerilemeye başladım.
Onların yaptığıysa sadece sinsi bir sırıtma ve üzerime gelmekti.
Bir anda eli bıçaklı olan üzerime doğru ani bir atak yaptı ve refleksle onun bileğini çevirip hayalarına doğru ittirdiğimde fark ettiğim şey yerde acı icinde yatan ibneydi.
Sinirlenmiştim ve ardı ardına gelen iki çocugu da 2-3 hareketle yere sermistim..
Kendime inanamıyordum...
O çocuğu hayalarından bıçaklamıştım ve buna ufak bi kahkaha atmıştım.
Her şey bi yana afallamıştım da.
Biraz silkinip yerde doğrulmaya çalışan gençlere birkaç küfür savurmuş ve arkamı dönüp Seattle sokaklarında yürümeye devam etmiştim.
Sokaktaki loş ışıkla yanan lambalar yüzümün ve biraz da olsa gecedeki aydınlığın sahibiydi.
Yorulmuştum; ve bir yandan da kanayan burnumu silmeye çalışıyordum.
O sokak serserilerini alt ederken fark etmediğim bi yumruk yemiştim ve burnumu kanatmıştım. Neyse ki yetimhanedeki gittiğim -yakın dövüş sanatları- sayesinde olası bir dayaktan paçayı kurtarmıştım.
Üşümüş, hatta hayattan bezmiştim.
Ne yapacağımı bilemeden yavaş adımlarla yürümeye devam ettim.
Yürüdükçe yürüyor, aynı anda da hayatı sorgulamaya devam ediyordum.
Neden ben?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Henüz 18 Yaşında
Teen FictionSoğuk havada yavaşça yürürken kendimi bi anlık da olsa sıcak bir evde şömine başında olarak hayal etmiştim. Ne kadar boş hayal olsa da, hayaldi işte. Düşüncesi yetiyordu. ''Bu gece rüzgar bana nisbet yapıyor gibi.'' diye mırıldandıktan son...