2

800 103 33
                                    

Sürüye geri döndüğümüzde gökyüzü karanlığa teslim olmuştu. Kurt bedenimle ardımda sürüklediğim çantayı çekiştirmeyi bıraktığımda babam büyük evin verandasında birkaç kişiyle birlikte duruyordu. Yakaladığım geyikle birlikte toplam sekiz geyikle geri dönmüştük ve bu kış ayının başlangıcı için, özellikle söz dinlemeyen gençler için mükemmel bir sayıydı.

Hepsi bir yana işe yaramayan, alfalık iç güdüsü olmayan, her şeyi berbat eden ben için harika bir sayıydı.

Babam Jongdae'nin kızakla çektiği et yığınına bakarken çantayı bırakıp ona doğru ilerledim. Tüylerim geyik kanıyla lekelenmişti, aslında Yixing tüylerimin bu hale gelmesi için beni etlerin üzerine itmişti desem daha doğru olurdu. Geyikleri Luhan ve Baekhyun parçalara ayırırken kusmamak için kendimi zor tutmuştum ve Yixing bunun farkındaydı. Kenara atılmış iç organların üzerine beni itmeden önce ona güvenmemi söylemişti. Ona kendimden daha çok güveniyordum açıkçası ama beni etlerin üzerine itmesini beklemiyordum. Bu biraz pis ve güven kırıcıydı.

"Zarar almadan geri döndüğünü görmek çok güzel oğlum." Babam nazik bir tavırla başımı okşadığında burnumu eline doğru ittim. Onca kişinin arasında insana dönüşüp çıplak kalmak istemiyordum ama bir yandan şu an ona sıkıca sarılmak istiyordum. Sürüdekilerin aksine benim umursadığım şeylerden birisi buydu çıplak dolaşmayı sevmiyordum bu özel bir durumdu ve herkese kendimi göstermeyi sevmiyordum. Herkesi öyle görmeyi sevmediğim gibi.

Geride kalan çocuklara (kurtlara) gülümsediğini gördüğümde heyecanla ona döndüm. Havlamayla uluma arasında bir ses çıkararak ona büyük bir geyik yakaladığımı söyledim. Neşeli tavrı daha da büyümüş bir kahkahayı ortama yaydığında eli tekrar başımı okşamıştı.

"Gerçekten bir geyik öldürdün mü?"

Çocuklar aynı anda havladıklarında babam benimle alay etmeyi bırakmıştı. Başımı sertçe okşamayı kestiğinde yavaşça dokunuşu altından kaçıp eve doğru ilerledim. O onay vermeden kimse gidemez, bulunduğu ortamı terk edemezdi.

" Vay canına! " dedi, hayret ederek bana dönmüştü. Oldukça şaşırmış olduğu her halinden belliydi. "Bu çok güzel bir haber Jongin. Bunu kesinlikle kutlamalıyız."

Kendi başıma ilk kez bir hayvan öldürmüştüm ve bunu onun için yapmıştım. Benimle gurur duyması için, onu daha fazla hayal kırıklığına uğratmamak için yapmıştım bunu. Geyik öldürdüğümü söylediğimde bana hemen inanmamasını bekliyordum çünkü böcek bile öldüremeyen biriydim. Konuşarak onu dışarı çıkmaya ikna etmeye çalışırdım bu yöntem her ne kadar işe yaramaz olsa da ve her seferinde Wufan onu parmakları arasında ezip ağlamama neden olurdu. Böyle bir tepkiye hazırlıklıydım yani hatta kendini daha fazlasına bile hazırlamıştım diyebilirim. Yol boyunca düşündüğüm şeylerden bir tanesi buydu, babamın vereceği tepkiye dayanıklı olacağıma karşı kendimi cesaretlendirmeye çalışmıştım. Benimle alay edeceğini biliyordum hatta geyiği başkasının öldürdüğünü ve benim üstelendiğimi düşüneceğine bahse bile girmiştim kendimle bu yüzden kendimi her şeye hazırlamıştım.

Başımı yerde tutarak ona cevap verdim, istediği şey ne olursa olsun onu gururlandırdığım için mutlu olduğumu söyledim. Parmaklarıma bulaşmış kanı temizlemek istiyordum bir an önce benim tek isteğim buydu. Uğultular ve konuşmalar kulaklarıma dolarken gözlerim kanlı pençelerimde, ıslak tüylerimdeydi.

Böyle olmak istemiyordum.

"Genç kurtlar onlara verilen görevi başarılı bir şekilde yerine getirdiler bu gece onlar için bir kutlama yapılacak." Diğerlerinin mutlulukla dolup taşan kahkahalarını duyduğumda başımı kaldırıp etrafa baktım. Babam Baekhyun'un daha sonra Luhan'ın tüylerini okşayıp yanıma geldi tekrar. " Yemek saatine kadar dinlenin yorulmuş olmalısınız. "

Glacia Feino /SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin