3

739 92 20
                                    

Onun ellerini bırakalı neredeyse dakikalar olmuştu. Şimdi yan yana, sessiz bir şekilde oturuyorduk gölün kenarında. Ayakları suya dokunuyorken ben sudan uzak durmak için bacaklarımı karnıma çekmiş, olabildiğince sudan uzak kalmaya çalışıyordum. Onun için süslenmiş, güzel görünmeye çalışmış olduğumu fark etmemişti ve bu biraz beni üzmüştü. Soğuk elleri sanki hala avuçlarımın içindeymiş gibi hissediyordum nedense. Annemin anlattığı masalda olduğu gibi soğuk olabileceğini düşünüyordum elbette ama bu kadar soğuk olabileceğini hiç düşünmemiştim. Beni donduramazdı ona söylediğim gibi çünkü içimde, kanımda ve tenimde dolaşan bir alev vardı. Karların içinde günlerce kalsam bile donmazdım kurttum sonuçta. Ama onun ellerini tuttuğumda hissettiğim soğukluk bir anlığına beni biraz korkutmuştu, beni donduracağını zannetmiştim kısa bir anlığına. Acaba o da onu ısıtabileceğimi hatta eritebileceğimi düşünüp korkmuş mudur?

Ah, ne saçmalıyorum böyle? Onu istesem bile eritemem ki!

"Kış ayı geldiğinde ne yapıyorsun?" Onu daha ne kadar görüp göremeyeceğimi merak ediyordum. Bu yüzden sormuştum elimde ne kadar fırsatım olduğunu bilmek istiyordum çünkü.

"Gündüzleri dışarıya çıkmıyorum sadece geceleri dışarıya çıkıyorum. Sen ne yapıyorsun?"

Ne yapıyordum? Bütün gün uyuyordum. Küçük çocuklarla oynuyordum. Tembellik hakkımı sonuna dek kullanıyordum. Yemek yiyor ve tekrar uyuyordum. Babam bir görev verdiğinde duymazdan gelip kaçmak için her şeyi yapıyordum. Tekrar uyuyordum.

Kendimi böyle gösterirsem benimle alay edebilirdi. Ona saldırgan birisi olmadığımı göstermiş ve söylemiştim ancak işe yaramayan birisi olmadığımı göstermek istemiyordum. İstemese bile ona verilen görevi yapıyordu ancak ben bana verilen en küçük ve en önemsiz görevi bile yapmıyordum. Yatağımı toplamak gibi mesela.

Duruşumu değiştirdim, güçlü görünmeye çalışırken  göğsümü ileri çıkarıp ona baktım. "Av grubundayım. Genç kurtların olduğu grubun lideriyim. Onlarla birlikte ormanda avlanıyorum. Sürüye yardım ediyorum. Kitap okurum genellikle ya da vadinin sonuna gidip karların arasında dolaşırım çoğu zaman."

"Vay canına!" dedi, gülümseyerek. Ne kadar güzel göründüğünün farkında değildi. Eğer olsaydı kesinlikle kendisine aşık olurdu. "Güzel zamanlar geçiriyor olmalısın. Bu arada resmi bir şekilde tanışmadık. Ben Sehun."

Uzattığı eline bakarken kulaklarımda tekrar o şarkı çalmaya başlamıştı işte. Dün onu ağaçların arasında gördüğümde çalan şarkı şimdi yine çalıyordu. Gözlerim uzun parmaklarından  yüzüne çıktığında her şeyin yavaşlamaya başladığını hissetmiştim. Başını hafifçe sağa doğru eğerken dudaklarına yayılan gülümseme o melodinin sesini arttırmıştı. Sanki arkasında pembe bulutlar ve batmaya başlayan bir güneş duruyordu. Tüm melekler, çiçekler ve güzel olan şeyler onun etrafında dolaşıyordu ama hiçbir şey onun kadar güzel değildi. Dudakları hareket ediyordu ama ne söylediğini duyamıyordum bile. Rüzgarla savrulan saçları parmaklarımın arasında gezinse ne güzel olurdu. Ya da beyaz tenine biraz daha dokunanilsem ne kadar da mutlu hissederdim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Glacia Feino /SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin