chaeyoung ve ben, telefonumda gelen bildirimle yatakta bizimle zıplayan telefona dönmüştük. chaeyoung, gözlerime bakıp telefonuma uzansa da ben ondan önce davranıp telefonu aldım. mesaj şaşırtıcı bir şekilde taehyung'dandı.
mesajın geldiği uygulamaya yani intagram'a girip mesajı açtım. derin bir nefes alıp okumaya başladım.
tkim; jennie, konuşmamız gerek.
jenniekim; ne konuşacağız? bugün kafende beni görmeni falan mı?
tkim; biraz onunla da alakası var ama başka bir konu, buluşalım.
jenniekim; sen her dediğinde seninle buluşmayacağım taehyung. şu an arkadaşımlayım.
GÖRÜLDÜ
resmen delirecektim. bir anda ne olmuş olabilirdi ki?
"rosie, taehyung benimle buluşmak istiyormuş."
"buluş o zaman? belki önemlidir."
"hayır olmaz. bugün sevgilisiyle buluştum zaten delirecektim."
"kızım sen sakat falan mı-"
tekrardan lafımız bölünmüştü. şaşırtıcı şekilde bu sefer kapı çalmıştı. en fazla kızların gelebileceğini düşünerek kapıyı pat diye açtım. chaeyoung'dan aldığım kısa şort ve uzun tişörtle karşımdaki bana ağzı açık şekile bakan taehyung'a bakıyordum. kapıyı tekrar yüzüne kapatıp chaeyoung'a döndüm.
"o gelmiş!"
"aç kapıyı girsin o zaman."
içimden chaeyoung'a söverek kapıyı araladım ve kafamı o boşluktan uzattım.
"hoş geldin?"
"hoş bulduk. dışarı mı gelirsin yoksa içeri mi gireyim?"
"dışarda donabilirsin sen, ben hiçbir yere gelmiyorum."
"ya, jendeuk, lütfen. cidden önemli bir konuşma."
"sana göre."
taehyung'dan yine şaşırtıcı bir hareket gelmişti. kapıyı itip elimden tutmuş ve beni dışarı çıkartmıştı. kapıyı da kapatıp beni duvarla arasına almıştı. utancımdan yerin dibine girerken o da bana bakıp şirince gülümsemişti. ardından gülümsemesini bozup konuşmaya başlamıştı.
"neden yerim'e oranın benim kafem olduğunu söyledin? ayrıca neden buluştunuz?"
"bunları sana söylemek zorunda değilim taehyung. kız kıza sohbet ettik, bana sorular sordu falan."
"yahu onu tanımıyorsun, şimdi hava atmak için benim kafemi herkese gösterip "burası benim sevgilim kafesi." diyip duracak. benimle de sadece hava atmak için çıkıyor zaten. senin de kai'yle beni kıskandırmak için çıktığın gibi."
"bana ne senin sırlarından, sevgilinden, kafenden? seni kullanıyorsa ayrıl gitsin!"
karşımdaki ağır bedeni ittirmeye çalışsam da o benden daha güçlüydü ve bir tık bile hareket etmiyordu.
"bir şey daha var jennie, bekle. sonra karşına çıkmam zaten."
"ne var? söyle."
bedenimden uzaklaşırken kafasını sağa sola sallamıştı.
"vazgeçtim. tavsiye için teşekkürler, görüşürüz!"
"aptalsın taehyung, çok aptalsın!"
ben onun ardından son sesle bağırırken o çoktan uzaklaşmıştı bile. kapıyı çalıp içeri girdiğimde üşüdüğümü farketmiştim. chaeyoung'un yorganına sarılırken onun beni soru yağmuruna tutuşunu umursamayıp gözyaşımın yanağımdan damla damla akmasına izin vermiştim.
"ya, jenjen. neden ağlıyorsun ki şimdi?"
"o aptal, tam bir aptal. bana sevgilisini anlatıp duruyor ve bu benim sinirimi bozuyor. neymiş yeri onu kullanıyormuş çok mutsuzmuş. bana ne ki bundan?!"
"çay yapayım mı sana? ya da istersen sen şimdi uyu? ben koltukta yatarım."
"hayır çaya gerek yok. ve sana kıyamam ben. yanıma gel sarılarak uyuruz."
chaeyoung omuz silkip yanıma yatmış ve yorganın kalan kısmına sarılmıştı. beraber uyumuştuk.
kaç saat olduğunu bilmediğim uykunun ardından zilin çalmasıyla uyanmıştım. rosie'nin uyanmaması için sessizce ve yavaş hareketlerle kapıya ilerledim. sabahın 7'sinde karşımdaki taehyung'a gözlerimi dikmiştim. ve tek sorun, üzerimdeki tişörtü çıkartıp sütyenle uyumuş olmamdı. bunu farkedince gözlerimi büyütüp panikle kapıyı yüzüne kapatmıştım. tişörtümü giyerken uykulu gözlerle bana bakan chaeyoung'a bakmış ve yatmasını söyleyerek kapıyı açmıştım. anahtarları alıp kapıyı ardımdan yavaşça kapatmıştım.*
"yine ne var taehyung? sabahın köründe gelinir mi?"
"biraz nasihata ihtiyacım var. eski günlerdeki gibi iki dost olsak? şu an bana en iyi gelecek şey sensin."
taehyung'un dedikleri kalbime dokunmuştu ve birinin bana ihtiyacı olduğu zaman asla geri çeviremezdim. dudaklarımı büzüp eve girip ceketimi ve telefonumu almıştım. ayakkabılarımı da giyip çıkmış ve arabasına ilerlemiştim.
"kafene gidelim. orada konuşuruz. chae uyuyor."
taehyung kafasını sallamış ve arabaya binmişti. ben de binince ona tekrar uykuya dalmıştım.
dedim ki bu sefer uzun yazayım. denedim en azından. neyse, yorum yapmayışınız beni üzse de 900 okumayla övünüyorum. çooook teşekkürler 💞💞🥺