qq-Bölüm 11

117 13 17
                                    





Tae'nin işe gitmesi gerekiyordu. İzin süresi bitmişti. Benimde evime gitmem lazımdı. Eşyaları toparlayıp kendime yeni şeyler getirecektim o evden...
İçimde bir sıkıntı vardı. Bir ses bana sakın eve gitme diyordu. Neden gitmeyeyim ki? Bu hissin yanlış olduğunu düşünerekten yola çıkmaya karar verdim.

"Sevgilim ben gidiyorum ona göre, akşam gelirim"

"Tamam bende işteyim zaten. Sıkıntı yok bebeğim"

Kafa sallayıp evden çıkmıştım.

Eve doğru yürümeye başladım. 30 dk'lık yol vardı. Yürümek iyi geliyordu bana. Kafamdaki sorulara cevap buluyordum. Bir süre sonra bir sokağa sapmıştım. Galiba yolu kaybetmiştim. Tae'nin evinden çıktığım için buraları fazla bilmezdim ve galiba kötü biryerdeydim. Etraf orospular ve sarhoşlarla dolu bir sokaktaydım. Cidden içim garipti. Yürümeye devam ettim ve etmeden önce çantamdan gözlük, şapka ve maske çıkardım. Gözükmek istemiyordum ve elimden geldikçe etrafa bakmamaya çalışıyordum. Ben de sakin olmaya çalışaraktan yürümeye başladım. Gözlerin benim üzerimde olduğunu bilmiyordum. Kadın kahkahaları küfür sesleri etrafta yankılanıyordu. Nereye girmiştim ben böyle. Daha uzun bir sokak varken başlar başlamaz böyle şeylerin olması garipti. Kendimi Harry Potter Felsefe Taşı bölümündeki görev kazanmaya çalışaraktan etraftaki engelleri geçmeye çalışanlar gibi hissediyorum. Bende galiba Harry'dim burda.
-düşünsenize Harry x Jin-

Biraz daha hızlı yürümek istiyordum. Hızlıca burdan kaçmak istiyordum. Ama yanlış anlaşılırsam hiç iyi şeyler olmayabilirdi.

10 dk sonra*


O sokağı atlatmıştım. Daha önümde 3 sokak vardı. Ahh cidden film gibiydi herşey. Çok hızlı geçiyordu.

Bir anda sesler duymaya başladım bir kapalı alandan. Kadın sesine benziyordu;

"Ne olur kurtarın beni burdan, yardım edin ne olursunuz"

Aklımda anılarım canlanıyordu. Hiç istemediğim şeyler aklıma geliyordu. Babamın bizi dövdüğü günler ve en sonunda annemin ölümü. Babam onu bıçaklayarak öldürmüştü. Küçüktüm daha acısını anlayamadım. Sorduğumda annen çok güzel bir yere gitti senin için derlerdi. Bende kafamdan atmaya çalışırdım. Ve bu ses her neyse cidden bana anılarımdaki tanıdık sesi andırıyordu.

İster istemez gözümden yaş süzülmüştü umursamayıp yoluma devam ettim. Ama beynimde yankılanan o sesler beni geriye dönmeye çok zorluyordu. Hemde fazlasıyla.

Kafamı yana atıp derin nefes aldıktan sonra hızlıca geri gidip çaktırmadan gelen sesin nerden olduğunu bulmaya çalışıyordum. En sonunda bir apartman bodrumundaki kömür odasının camından dışarı bağıran bir kadın görmüştüm. O oydu. Beni gördü ve yalvarır bakışlarla yanına gelmemi istiyordu. Ona yardım etmeliydim. Tabii umarım sorun çıkmaz.

Yavaşça oraya ilerledim ve yanına çöktüm "neden buradasınız?"

"Lütfen beni kurtar, beni buraya kapattılar eğer çıkamazsam geri geldiklerinde beni öldürecekler. Ne olursun bir çare bul yardım et bana"

Sesler beynimde takılı plak gibi tekrarlanıyor ve kendimde olamıyordum. Transa girmiş bir Halim vardı. Beynimi sarstım ve konuştum
"Merak etmeyin bulacam çaresini. Apartman girişi nerede?"

Kadın bir an sevinçle baktı gözlerime ve yer söyledi.

"Tamam" deyip kafa salladıktan sonra hızlıca arka tarafa doğru koştum. İçeri girdim ve -2 zemine doğru indim.

[𝓑𝓪𝓭 𝓫𝓸𝔂] TAEJİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin