🌙 Bölüm 1 🌙 TANIŞMA 🌙

88 16 16
                                    

Bölüm Şarkısı; Sedef Sebütekin - Unutmam Lazım

Acıyan göz kapaklarımı hafifçe araladım ama gözüme dolan acıyla geri kapatmak zorunda kadım. Dilim damağıma yapışmıştı. Bu seferde gözlerimi açmadan kolumu kıpırdatmaya çalıştım, ama sadece çalıştım. Vücudumun her yeri felaket derecede ağrıyordu. Zorlukla dudaklarımı aralayıp "Su," diye fısıldadım.

Bir kadın sesi "Uyandı!" dedi. Uyanmıştım. Ölmemiştim. Ameliyat başarılı geçmişti demekki. Aynı kadın sesi "Merak etme tatlım, bütün ağrıların normal. Az sonra serumuna verdiğim ağrı kesici etkisini gösterir, hiçbir ağrın kalmaz."

"Su istiyorum, ve gözlerim yanıyor." Birkaç takırtıdan sonra doğrultulmaya çalıştım. Doğrulduktan sonra dudaklarıma uzatılan suyu bir dikişte bitirdim.

"Gözlerini birkaç dakika sonra rahatça açabileceksin. Ben Erdal Bey'i çağırıp geliyorum." Yanımda birkaç kişinin daha olduğunu hissediyordum. Kapı kapanıp açılma sesinden sonra Erdal Bey'in artık tanıdığım sesini duydum.

"Gelinim, iyi misin?" Gözlerimi tekrar araladım. Artık eskisi kadar yanmıyordu. Etrafımı inceledim. Lüks bir hastahanenin lüks bir odasındaydım. Her şey o kadar yabancı geliyordu ki. Burası benim hayatım değildi. Hiçbir zamanda olmayacaktı.

"İyiyim, teşekkürler." O sırada karşımdaki beyaz koltukta oturmuş genç adamı fark ettim. Bana çok sert ve sinirli bakıyordu. Büyük ihtimal evleneceğim adam. Müthiş eğlenceli, bağımsız, özgür hayatını mahvettiğimi düşünüyordu belkide.

"Bak bu Poyraz, evleneceğin delikanlı." Bana sert bakan adama diktim gözlerimi. Demek evleneceğim adamdı. Erdal Bey'in oğluydu. Erdal Bey sanki aramızdaki keskin bakışmayı dağıtmak ister gibi hafifçe öksürdü. "Ben bir kantine gideyim. Elisa istediğin bir şey varmı kızım?"

"Hayır efendim, teşekkür ederim." Erdal Bey bozulmuş gibi baktı suratıma.

"Efendim de neymiş? Baba diyeceksin bundan sonra," dedi azarlar bir tonda.

"Peki,"

Erdal Baba odadan çıktıktan sonra sert suratlı Poyraz'la yalnız kaldık. Dudaklarımı araladım, tam o sırada elini kaldırdı. "Bu evliliği ikimizinde kabul etme sebebi belli. Yani bu gerçek bir evlilik değil. Birkaç güne evleneceğiz. Benimle gerekmedikçe muhatap olma. Mümkünse gözüme bile gözükme. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Kendine iyi bakta başıma bela olma"

Söyleyeceklerini bitirdikten sonra odanın kapısını çarpıp çıktı. Ukala işte ne olacak! Ailesi onu el bebek gül bebek büyütmüş tabii. Başına bir bela istemiyor.

Açlıktan ağrıyan karnımı yok sayıp tekrar yatağa uzandım. Ağrıyan göz kapaklarımı kapatırken dilimde bir dua dolaştı. "Allah'ım ne olur bana bir yol göster."

&

-Nikah Günü.

Üzerimdeki siyah kot pantolona ve siyah uzun kollu tişörte baktım. Hiçbir zaman böyle hayal etmezdim. Bir gün hayatımın aşkını bulacağıma emindim oysaki. Beyaz kabarık bir gelinliğin içinde evlenecektim. Siyah kot ve tişört ile değil! Oturduğum masa ve sandalye bile beyazalar içindeydi ama ben simsiyahtım. Bunu o istemişti. Poyraz...

Bu evliliğin hiçbir anlam ifade etmediğini, siyah giyinmemi söylemişti. "Seni seven birisine beyazlar içinde gidersin hemde saçma bir kumaş parçası için beni oyalamamış olursun!" Diyede kabaca konuşmuştu.

Şimdiden kendime acımaya başlamıştım. Düğünümde beyaz bir elbise bile giyememiştim. Hayat acımasızlığını yüzüme vuruyordu. Bir yandan ise şanslı olduğumu düşündürüyordu. Belki ameliyat olamayacaktım, belki ölecektim. Ama kurtulmuştum, ölmemiştim. Fakat bu işte bir iş varmış gibi geliyordu. Erdal BATIKAN beni bilerek seçmişti, hayatımı takip ediyordu. Sanki kötü bir şey olacakmış gibi kalbim ağrıyordu.

Bulunduğum odanın kapısı çalınca kapıya doğru döndüm. Kapıyı açan kadına baktım. "Merhaba efendim, ben Selma.Bu köşkün hizmetlisiyim. Poyraz Bey aşağıda sizi bekliyor bildirmemi istedi." Bana gülümseyerek bakan kadına gülümsememek elde değildi. Yüzümdeki tebessüm ile ayağa kalktım.

"Tamam Selma abla iniyorum." Selma abla şaşkın bir şekilde baktı suratıma. Sanırım 'HANIM' dememi bekliyordu. Ama ben fazla samimiyetsizliği sevmezdim. Gülümseyerek yanından geçtim ve koca evin basamaklarını inmeye başladım. Selma ablayı beklemeden beyaz tahta kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Önümdeki son model siyah arabanın kaputuna yaslanmış sigara içiyordu. Üzerindeki gri takım elbise çok yakışmıştı. Beni görünce sigarasını attı ve sert bakan gözleriyle arabaya binmemi işaret etti.

Tam ön kapıyı açacakken yanıma geldi ve arka kapıyı açtı. Bu kısacası yanıma binmeyi hak etmiyorsun demekti. Olsundu, önemli değildi. Biz yetimleri çoğu zaman hor görürlerdi zaten. İtiraz etmeden arka koltuğa oturdum. Kapımı sertçe çarptıktan sonra, evet kapatmamıştı çarpmıştı resmen şoför koltuğuna geçti ve arabayı çığlık attırarak çalıştırdı.

Yarım saat kadar sonra İstanbul Nikah Dairesinin önünde durduk. Hızlıca arabadan indim. Burası benim kaderimin değişeceği yerdi. Kapının önünde Erdal Baba, Dila Hanım ve birkaç genç adam ve kadın bekliyordu. Dila Hanım ve yanındaki kız beni küçümseyici bakışlarla süzerken adamlar bize gülerek bakıyordu. Yanlarında duran iki kızda içten bir şekilde gülümsüyordu.

Daha fazla oyalanmadan içeri girdik. Bizi dört numaralı nikah dairesine yönlendirdiler. Nikah masasına oturuken çok gergindim. Daha dün on sekiz yaşına girmiştim ve ben hala kendimi çocuk gibi hissediyordum. Nikah memuruda oturduktan sonra o malum soruyu sordu.

"Siz Elisa DALKIRAN hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan Poyraz BATIKAN ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

"E-evet."

"Siz Poyraz BATIKAN hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan Elisa DALKIRAN'ı eş olarak kabul ediyor musunuz?"

Kahverengi gözlerini ağır bir şekilde bana çevirdi. Kulağıma eğildi ve sadece benim duyabileceğim bir tonda fısıldadı. "Pişman olacaksın Elisa."

"EVET!" Poyraz gür sesiyle bağırdığında bana hayatı zindan edeceğini anlamıştım.

BÖLÜM SONU...

iLETİŞİM İÇİN : Instagram; erdaduman                                                                                                                   Twitter;erda_duman

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PÂYİDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin