"Yeter artık kendine gel Nilü!" diyerek kolunun dirseğiyle benim bel boşluğuma vuran Sena'ya çevirdim bakışlarımı. "Yavaş yavaş kendime geliyorum işte." dediğimde gözlerini devirdi. "Kızım bir hafta sonra nişanım var benim. Ya kendini düzeltirsin ya da benden eşek sudan gelene kadar dayak yersin." dediğinde dudaklarımı büzüştü. "O bana eskisinden de soğuk olacak." dediğimde bu sefer de Hilal vurdu. "En azından duygularını görmezden gelmiyor. Sadece uzak davranıyor." dediğinde haklı olduğunu biliyordum bu yüzden başımı salladım. "Kızmama bile izin yok. Bırak da azıcık sana öfkeleneyim dimi?" dediğimde bu sefer Bahar ayağıma vurdu. "Yeter be dayak yiyip duruyorum." dediğimde Sena gülerek konuştu. "Böyle devam et daha ne dayaklar yiyeceksin sen var ya." dediğinde ofladım. "Neyse ki kıyafetlerimiz çoktan hazırdı." diyen Hilal'e çevirdim bakışlarımı. "Nişanım için benden daha heyecanlısın." diyen Sena'ya çevirdim bu seferde. Haklıydı. "Sen çok ketumsan ben ne yapabilirim?" dediğinde Bahar'da Hilal'in dediğine katılıyormuş gibi başını salladı.
"Bugünden itibaren son hazırlıkları tamamlayacağız ve ben harmandalı oynayamıyorum." dediğinde gözlerimi devirdim. "Sorumsuzsun. Bir haftada öğrenebilirsen öğretirim ben sana." dediğimde gözleri ışıldadı. "Yok yok o kadar işin içinde ben öğrenemem. Artık düğüne öğretirsin zaten nişandan çok kısa bir süre sonra düğünü yapacağız." dediğinde omuzlarımı silktim. "E Gökhan abi arkadaşlarıyla zeybek oynayacakmış." dediğinde o arkadaşların içinde olan Alparslan ile bir anda heyecan yaptım. Elimde olmadan bağırarak sordum. "Zeybek mi?" dediğimde Sena başını salladı. "Alparslan'ı öyle hayal ediyorum da." diyerek başımı geriye yasladım. Dudaklarımı ısırırken hızlıca konuştum. "Kalbim durabilir o an." dediğimde Bahar kafama vurdu. "Bir gram beyni var o da burnundan sümük diye akacak Bahar." diyerek Bahar'a kızışan Hilal'e de kötü kötü baktım.
"Gökhan'ın zeybek oynarken ne kadar yakışıklı olduğundan bahsetmiş miydim?" diyen Sena ile gülmeden edemedim. Bahar hızlıca konuştu. "Evet tam iki ay boyunca her gün söyledin." dediğinde başımı salladım. "Hatta en son televizyon izlerken annene bile söylemiştin." dediğimde aklına gelen durumla gözleri kocaman açıldı ve kahkaha attı. "Evet evet! Annem tehdit ederek Gökhan'ı anlatmamı istemişti. Hayatımda yediğim en acı dolu terliği o gün yemiştim." dediğinde gülmeden edemedim. Sırtına gelmişti ve bir kaç gün boyunca sırtım ağrıyor diye sızlanmıştı. "Bir de Nilüfer ağlarken bile Gökhan'ın zeybek oynayışından bahsediyordun." dediğinde gülmeden edemedim. Üniversitesi bittikten Alparslan'ın asker kınasında Gökhan'ı görmüştü. Zeynep teyzenin ağlayarak oğlunu bırakmayışı yüzünden Alparslan'ımın zeybek oynayışını görmemiştim. Ona da hak vermiyor değildim o zamanlar. Ben öyle çok zorlanmıştım ki ağlamamak için. Gün boyu gülümsemeye çalışarak geçirmiştim vaktimi. En son vedalaşmaya sıra geldiğinde ise kendimi tutamamıştım. Ağladıkça ağlamıştım. Hatta bana ağladığım için kızdığında bir şeyler saçmalamıştım. "Ne güzel işte senin askere gidişinde bahane oldu ağlıyorum! Aylardır ağlayamadım artık bugüneymiş." demiştim. Gülmüştü. Herkes gülmüştü. Ben daha da fazla ağlamıştım.
Aklıma gelen durumdan kurtulmak için Hilal'in elindeki telefonunu aldım ve oynadığı oyuna ben devam ettim. Bana küfrederek Sena'ya döndü. "Hayata bak bu salak evleniyor!" dediğinde gülmeden edemedim. "Harbi be! Ben nasıl evleniyorum?" dediğinde Bahar gülerek konuştu. "Hatırlıyor musunuz parktaki teyzeyi?" dediğinde gülümseyerek konuştum. "Kim unutur o teyzeyi be?" demiştim. Baharların restoranının hemen yanında yeşillik alanın içinde bir park vardı. O parka sürekli gelen bir teyze vardı. Biz bir gün onunla rastlaştığımızda Sena ile teyze kavga etmişti. Sonrasında o teyze ile arkadaş gibi olmuştuk. Kadın sürekli Baharların restoranına giderdi fakat adını bir kez olsun bize söylememişti. Kahve falımıza bakardı zorla. Bir tek Sena'ya bakmazdı. Sena ile sürekli kavga etmeye devam ederlerdi de. Sena'nın gülerek söylediği şeyle bakışımı kısa bir süreliğini telefonun ekranından çevirdim. "Bana bu erkek fatma evlenemez demişti." dediğinde başımı salladım. "Aynen öyle demişti ama bence seninle uğraşsa da aramızdan en çok seni seviyordu." dediğimde gülümsedi. "Beni kim sevmez ki?" demişti. Gözlerimi devirip oyuna odaklandım. "Artık restorana gelmiyor." dediğinde dudaklarım düz bir hal aldı. "Kadın sıkılgan biriydi sıkılmıştır." dedi Hilal. Haklı olabilirdi. Buna odaklanmamaya çalıştım. Sena konuyu nişanına çevirdi bir kez daha. "Acaba sevmediğim akrabalarım ne giyinecek lan?" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağrıma Gömülü Benlik
RomanceBileklerimde akan zaman beni konuştuklarımdan değil de sustuklarımdan anlayan bana yabancı olduğu kadar yakın olan adamı değiştirmişti. Bu sefer gerçekten iki yabancı olduğumuzu hissediyordum. Büyümek hayal ettiğim gibi değilmiş bunu onunla anladım...