18 : we.

638 65 18
                                    

Pazartesi akşamı Seul, Güney Kore

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Pazartesi akşamı
Seul, Güney Kore

Babam dün sabah gitmişti. Mark ve Taehyung ise onun ardından dün akşam yola çıkmışlardı ve uzun yolculukları bu sabah bitmişti, sürekli haberleştiğimizden şuan dinlendiklerini biliyordum. Annem için görüntülü konuşma uygulamasını açıp her şeyi ayarladıktan sonra hazırlanıp evden çıkmıştım. Bu aralar oradaki arkadaşlarını çok özlüyor olmalıydı ki sürekli iletişim halindelerdi. Benim tek arkadaşım Valeria olduğundan her hafta görüşüyorduk. Hava yağmurlu olduğu için sweatin şapkasını kafama geçirip binadan çıktım. Şu sıralar annemin yanında olmalıydım ama o ev beni o kadar boğuyordu ki kendimi ya dışarı atıyordum ya balkonda buluyordum. Onu yalnız bıraktığım için kendimden nefret etmeye başlamıştım, böyle olmamalıydı.

Lucas'ın oturduğu binaya girdikten sonra onu merdivenden inerken görünce kapının orada duraksadım. Omuzunda siyah bir havlu vardı. Kısa kollu ve şort giymişti. Son merdivene inince beni fark edip durduğunda onu incelemeyi kesip yanına ilerledim.

"Nereye gidiyorsun?" diye mırıldandım başımı kaldırırken, gerçekten uzundu ve ben yanında bu halimle minicik kalıyordum.

"Spor salonuna, gelmek ister misin?" Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdığımda dikkatle beni izliyordu.

"Spor salonu olduğunu bilmiyordum," gülerek elimden tutup merdivenden inmeye devam ettiğinde bir şey diyemeden ona ayak uydurdum. Yakında kalp hastalığım çıkarsa şaşırmayacaktım.

"Nerede yaşadığını bilmiyorsun." Kapıdan içeri girdiğimizde önümüzdeki havuzu geçip sol taraftaki büyük kapıya ilerlemeye devam etti. Ta ki adını duyana kadar.

"Lucas." ince bir kız sesi ikimizi de durdurduğunda aynı anda arkamızı döndük. Yutkunarak Yuqi'ye baktığımda o önce Lucas'ın bırakmadığı ellerimize, sonra ona döndü. Üzerindekiler fazla ıslak gözükmüyordu ancak saçlarından sular akıyordu. Yüzmüş olmalıydı. Biz beraberdik, o benimleydi ve boşuna endişe etmeme gerek yoktu. Hiç sürekli biz diye bahsedeceğimi düşünmemiştim ancak şuan bu çok basit geliyordu.

Daha önce aralarında bir şey geçip geçmediğini sormamıştım ama salona girdiğimizde bunun konusunu açmam gerekiyor gibi hissetmiştim. Sadece Yuqi'nin ondan hoşlandığını söylemişti.

"Gerçekten bu kızla takılmaya devam mı edeceksin?"

Lucas birkaç adım öne yürüdüğünde Yuqi sinirli bi ifadeyle onu izliyordu. Ben yokmuşum gibi davranıyordu ve bu kız dediği elbette ben oluyordum.

"Seni ilgilendirir mi?" diye sordu Lucas, mimiklerini göremiyordum çünkü gözlerim yerdeydi. Ben onu daha uzun zamandır tanıyordum ama belki de iyi bir arkadaşlıkları vardı ve ben bozmuştum.

anorexia | lucasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin