8.BÖLÜMCÜK

69 9 36
                                    

"Ondan sonra hadi görüşürüz dedim o da görüşürüz Meram yazdı. Ama sanki onun Meramıymışım gibi oldu ya"

"Valla biraz öyle olmuş kuzum"

Ben Seraya kafa sallarken sınıfın kapısı açıldı ve yüzüne bandığım ekmeği yapan işçinin giydiği tulumu diken teyzenin kullandığı ipi satan dükkanın sahibinin komşusunun yiğeninin çocuğunun kızının kardeşinin gittiği okulun 2.katındaki sınıfında okuyan yağuşuklu sınıfa girdi.

Seray beni dürtüklerken ben önümden yeni geçmiş olan ve arkasında kokusunu bırakan sevdiğimin,kokusunu kendime çekmek için,dışarıya kendini yelleyen bir adet İpar imajı çizerek kokusunu içime çekiyordum.

Bir elimi alnıma bir elimi de kalbime koyup kendimi Seraya bıraktım.

Allahım bu çocuk böle güzel kokmayı nerden öğrenmişti?

Kesin babamın pasta yapmayı öğrendiği yerdi burası,hani bir söz vardı ya'babam böle güzel pasta yapmayı nerden öğrendi?'heh ışte o benim babamdı. Yani babamdı derken,babam diye demiyorum efso pasta yapardı bubaların bubası canum babam. Hatta annemden daha güzel yapardı. Ama bunu anneme demeye*sansür* yemiyordu. Yoksa annem ağzıma *sansür*dı. Ama kesin ordan öğrenmişti o da başka açıklaması olamazdı yani. Bende bulmalıydım orayı

"İpar! Kızım duymuyo musun ya?"

Gözümün önünde sallanan elleri o an farkettim. Aslında bi şey daha farketmiştim ama etmez olaydım. Ses Seraya aitti ama gözümün önünde sallanan el ve devamında kafası eğik bana bakan o şaheser manzara yağuşukluyla aitti. Ya senin tipini yapan... Neyse başlarsam duramazdım.

"Efendim,pardon ya dalmışım"

Allahım nasıl da kibarlaşmıştım birden böle

Seray da bunu farketmiş bana 'seni gidi seni'bakışları atıyordu. Ama zavallum yağuşuklu"Önemli değil ödeve başlayalım mı?"demişti.

Hmm,ne kadar kibar bir bey alırım bir koli. Ehehehe bi dal bana yetmez de ondan şey ettim,neyse

"Olur,başlayalım"

Arkasını dönüp kapıdan çıktığında Serayın "Kolay gele İpar hanımcım"demesini aldırmadan eşyalarımı aldım ve yağuşuklunun peşine takıldım.

5 dakika sonunda ona anca yetişebilmiştim. Tabi 1.80 boyunda jojuk,öküz gibi bacakları vardı.

"Pardon,adın neydi?"

Evet,salağa yatmak en iyi taktiktir kızlar deneyin

"Efken"

"Hmm,değişik bir isim,anlamı ne?"

Araştırıp bulamamıştım bende ondan öğrenirdim.

"Bi kitapta görmüştüm eğer yanlış değilse sevdiğine düşkün anlamına geliyormuş."

Başımı sallayıp eğdim,bir yandan da gülümsüyordum. Ne ka güzel bir isimdi bu böle. Kendi gibi ismi de güzeldi.

O zaman şimdi sorgu zamanıydı.

"Eeee,var mı bu anlamı karşılayan bir kızçe peki?"

"Şu aralar uğraştığım biri var aslında ama kim olduğunu bilmiyorum."

Aha da ranza."Nasıl yani?"dedim yüzümü buruşturarak."O nasıl oluyo?"

"Bilinmeyen numaradan yazan biri,yani daha hiç sesini duymadım yüzünü görmedim nasıl biri bilmiyorum."

"Ama konuşmaya devam ediyorsun?"

Derin bir nefes bıraktı ve kafasını salladı.

"Ediyorum etmesine de ne ka-"

"Efken!"

Arkadan gelen sesle Efken oraya dönerken ben ona küfür etmekle meşguldüm. Her yerde bitiyordu,tipine sıçtığımın iguanası.

"Noldu Aktuğ?"

"Hocayla konuştum,Özgürle Serayı eşleştirdi,bende boşta kalınca size yolladı."

Yüce browniler aşkına! Ne diyordu bu?

"İyi yapmışsın kardeşim,gel daha çabuk bitiririz ödevi,dimi İpar?"

"Hı?" şaşkınca ona baktım.

"Aktuğ da gelsin mi?"sanki hayır desem gidecek te allam ya.

"Eyi,gelsin bari"

Önüme dönmemle Aktuğunun  yanımda bitmesi bir oldu. Sağımda Aktuğ solumda Efken karşımda ise kütüphane kapısı Allahım sen baa yardım et sağ salim çıkayım şuradan amin. Kapının önüne geldiğimizde ikisi de kenara çekildi. Bende "Vira bismillah"diyerek ilk adımımı attım. Gazamız mübarek ola. Hadi baalum..

Eveeeet yeni bölümümüz de geldi. İnşallah beğenirsiniz canlarum Bir sonraki bölümde görüşmek üzere oylarınızı ve yorumlarınızı behliyorum haydi arivedelçi

YAĞUŞUKLU (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin