Dua'yla birlikte uyumamızın üzerinden bir hafta geçmişti ve benden kaçıyordu. bunun sebebinin babası olduğuna adım kadar emindim. babası gelmeden saatler önce evden çıkmıştım ama babası kamera kayıtlarına bakmışsa farketmesi normaldi. babasının Dua'yla kavga ettiğini düşünüyordum ama bunu ona soramıyordum. göz göze gelmekten bile kaçınıyordu.
"Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar? diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar? mendilimde kan sesleri."
önümdeki sırada oturmuş bir yandan şiir okuyup bir yandan çokoprens yiyordu. kulağına yavaşça yaklaşıp fısıldadım.
"gömleğimi zorlayan kuş sesleri."
fısıltımla irkildi. "sen beni mi dinliyorsun?"
"ben hep seni dinliyorum."
"bir daha dinleme beni." kaşlarını çattı, beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu ama bunu kendi istediği için yapmıyordu, biliyordum.
"Dua, neden benden kaçıyorsun?"
"kaçmıyorum."
"kaçıyorsun."
"kaçmıyorum."
"kaçıyorsun."
"kaçmıyorum."
"kaçmıyorsun."
"kaçıyorum."
keyifle gülümsedim. balık yemi yemişti. "kendinde itiraf ettin işte."
söylediği şeyi çok geç farketti. "ama kelime oyunu yaptın." mızıkçı bir çocuk gibi kollarını göğsünde bağlayıp önüne döndü.
bu kızın trip atması bile gözüme güzel gelmeye başlamıştı. uzun süredir hislerimi saklıyordum ama artık vakti gelmişti. belki de hayatımdaki en büyük kararı verdim o an, bu akşam duvarlarındaki çiçekler benim sayemde açacaktı.
*
bir dahaki bölüm final.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
redamancy | kısa hikâye
ChickLit"bakışlar arasında o çipili çipili gözlerini kocaman açan kız esas oğlanın yanına geldi, oğlan yine sessiz, acaba bitmeyen kelime orucu mu tutuyor?" tamamlandı | 230520 instagram-twitter | @nerossable