3.Bölüm | Unutmak istemedim

1.5K 85 225
                                    

Bölüm ANÇK 'ya ithaf edilmiştir💋
İyi okumalar💕

Ellerim titrerken odaya bakamadan fırlayıp çıktım odadan. Daha nasıl oldu anlamadan, bütün düşüncelerim değişmişti mevcudiyetim gibi. Kafamı gömdüğüm çukurdan çıkarmış gibiydim artık aynı yerde dönüp durmayacak gibi...

Kafama giren ağrı bir an olsun kesilir gibi oldu. Kısa bir an... İçimde bir yerlerde feryat eden bir ses işittim. Sırtımı döndüğüm kapıya yüzümü döndüm. Anlamadan, bilmeden ve daha nice belirsizliklerle en başından hissettiğim duygu ile yüzleşmem gerekti. Her şeyle... En baştan. Kaçmadan.

Ellerim titreyerek kapı koluna uzanırken, kulpu indirmemle yeni bir dünya vardı sanki önümde. Her şeyden uzakta, korunaklı bir yer. Öyle ki kötü düşlere bile yer olmasın diye düş kapanları vardı. Öyle her düş giremezdi. Olsa bile kötü bir kabus olacakken, geçip gidecek, hiç var olmamış, gerçek olmayan sadece kötü bir düş olacakken o kötü kabuslara bile yer yoktu. O kadar farklı, o kadar güzel bir dünyaydı. Hayran olunası...

Sonunda adımlarımı ilerletip odanın ortasında durdurdum. Etrafa bakarken diğer camın önündeki beşiği görünce bir an kulağım çınladı. Kulağıma çalınan bir ninni ile yaklaştım beşiğe.

'Bebeğin beşiği çamdan...'

Kulağımda usul usul söylenen ninni ile dokundum beşiğe. Beşiğin dibinden bahçeye açılan camdan baktım. Soyutlandığım zamana dönüş yok gibi...

Ardından hayal meyal bir düş belirdi gözümün önünde. Küçük tatlı bir kız çocuğu ve Çamur... Bahçede oynuyorlar. Ardından başıma giren ağrıyla elimi başıma götürüp gözümü sıkıca yumdum.

O kısacık an kalbimi yerinden çıkaracak gibi sızlamasına yetmişti. O an benim hislerimi diriltmişti. O an beni yeniden var etmiş gibiydi tâ ki gerçeğe dönene kadar.

Adımlarım afallasa da geri geri yürüyüp önce odadan çıktım. Derin nefeslerimin arasında kendime gelmeye çalışmak belki anımsanamayacak kadar zorlu bir andı benim için. Salona ilerlettiğim adımları salonda olan Gediz'i görünce bir an duraksattım. Gediz benim en yakınımdı, arkadaşımdı. Güvendiğim biriydi. Hâlâ öyle miydi? Yıllar geçmesine rağmen yanımda olmasının sebebi bu muydu?

Derin bir nefes alıp koltukta yanına oturdum. Geldiğimi, düşünceleri arasında geç farketmiş olsa da tavrıma karşı dik oturup "İyi misin?" diye endişe ile sordu. Benim için endişelenecek kadar onda değerliydim, tıpkı yıllar önceki gibi. Zamana adapte olamamak zordu. Yoruyordu. Belirsizdi ve bir bilinmezlikte kayboluyordun.

"İyi olmalı mıyım?" dedim. Bir yerden bir giriş yapıp artık aralanan kapıdan hafızama giriş yapmak istiyordum. Bilmek, öğrenmek istiyordum.

"Baya iyisin anlaşılan." diyip sırtını tekrar koltuğa yasladı sorun ve ya herhangi bir değişiklik olmadığını anlayınca. Ön sehpadaki suyu alıp içerken "Melek..." dedim.
Suyu ağzından püskürttükten sonra kısa bir an durdu. Yüzünde anlamsız bir gülümseme oluştu ve hızla "Hatırlıyorsun!" diye gülümsemesini mümkünmüş gibi daha da genişletip, bardağı hızla sehpaya bıraktı. Bana sarılmıştı..
Kahkahaları mutluluk doluydu, beni sımsıkı sarıp anlık nefessiz bırakan kolları asla bırakmayacak gibiydi. Ellerim kendiliğinden havalanıp sarılacak gibi olduğunda şaşkınlığım kaça katlanmıştı anlayamadım. Ellerimi istikametinden zorla ayırıp indirdim.

İçim bir an yandı, vücudum kıprandı. Duvarlarını zorlayan bütünlükte bir parçasının eksikliği zarar vermişti. O parçaya rağmen diken diken bir hissiyata büründüm.

Bir kaç saniyenin ardından sonunda "Hatırlamıyorum! Kemiklerimi kıracaksın, kazadan değil de sımsıkı sarılmandan öleceğim!" diye sarılışından sıyrılmaya çalıştım nefeslerimin arasından. Söylediğimle ellerini gevşetip yavaşça ayrılırken yüzündeki gülümsemenin kırıkları kalmışta biri onları bile paramparça etmiş gibiydi. O kadar istiyordum ki hatırlamayı...

Seninle Öğrendim/NarGed Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin