"hadi kalk bakalım Asena, kahvaltı hazır." diye uyandırdı ablası, yavaşça dürterek. Gözlerini araladı usulca. Asena'nın içindeki ses diğerlerinden farklı olarak bu kez yine bir gün değil, yeni bir gün diyordu. Yorganını yavaşça üstünden kaldırdı. Ablası "Gözlerin parlıyor, hayırdır, dün bişey mi oldu?" dedi. Umursamaz bir tavırla başını salladı Asena, hayır manasında. Yatağından indi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra masaya oturdu. Yine babası hepsinden önce uyanıp, kahvaltıyı hazırlamıştı. Ve yine görevli olduğu derneğe gitmişti erkenden. Türkiye'de neredeyse tamamı kapatılan bu dernek de gençlerin kavgacı, gerici diye nitelendirdiği ancak tam tersi olan Türk Milliyetçilerinin yetiştirildiği bir dernekti. Türk İslam gayesiyle yaşayan gençler yetiştirmek amacıyla açılmıştı. 20 sene öncesine kadar her ilçede aktif olarak çalışan bir dernekti. Şimdi kalmamıştı. Gerçi Türkiye denebilecek bir ülke de kalmamıştı. İkinci bir Sevr anlaşması yapılmış, Türkiye'ye sadece İç Anadolu düşmüştü. Zaten babası da Asena'da bu ismi verirken 2. Sevr'i yıkan, 2. Ergenekon'u hayal etmişti. Ancak Asena annesinin ölümünden kendini sorumlu tutuyordu. Bu yüzden pek de babasının düşlediği kız olamamıştı. Karamsar, suçlu psikolojisine sahip bir kız olmuştu. Hiç arkadaşı olmamıştı. Diğerleri gibi herkes tarafından tanınan bir kız olmak gibi bir gayesi de olmamıştı. Ama damarlarında dolaşan, Annesinden kalan duygular hâlâ, pasif de olsa, varlığını sürdüyordu... Kahvaltısını yapan Bilgehan, odasına girdi. Dakikalar sonra başında, etrafında tilki tüyleri olan bir kalpak, elinde gök bayrak, öbür elinde al bayrak. Yüzünde, sadece mavi gözleri açık kalacak şekilde bağlanmış, yeşil kurt başlı, mavi bir bandana ile çıktı. Mavi bandana, gözlerini belli etmişti. Ablasına imrenerek bakıyordu Asena. Bilgehan "Unuttunuz mu yoksa, bugün yürüyüş var, babam oraya gitti. Hadi hazırlanın." dedi. Asena ve Abisi Sançar hızla odalarına gittiler. Asena, üzerine gök bayrak damgalı kazağını giydi. Altına mavi pantolon giydi. Gök bayraklı bandanasını taktı. Saçına kartal tüylü tokasını taktı. Eline bayrakları aldı. Bilgehan "Hadi Asenam, nerde kaldın?" diye seslenince "geliyorum abla, bi saniye" deyip paltosunu eline aldı ve kapıyı açtı. Zil çalıyordu. Ablası "hadi ama, geç kaldık, bizi bekliyorlar." dedi. Asena'nın gözleri, abisinin, ablasının, babasının ki gibi mavi değil, annesininki gibi yemyeşildi. Ona şaşkın şaşkın bakan ablasına eliyle kurt yapıp, "NE MUTLU TÜRK IRKINA.!" diye bağırdı. Ablası, "sende bi değişiklik var ama hadi hayırlısı" dedi gülümseyerek. "hayırlısı" diye tekrarladı Asena da. Sançar elinde Kılıç kınına bağlı bir gök bayrakla dışarı çıktı odasından. Sadece alnını kapatan bandananın üzerinde "ATAM İZİNDEYİZ" yazıyordu. "hadi o zaman, inelim." dedi. Ellerinde bayraklar, merdivenleri hızla indiler. Kapının önünde Bilgehan'ın arkadaşı Destan, Sançar'ın arkadaşı Çağrı vardı. Tam yola çıkacaklardı ki, uluma ve havlama sesleri duyuldu. Asena heyecanla arkasını döndü. Dün doyurduğu köpek ve arkasında da iki tane safkan Alman Kurdu ve bi tane de maskeli sibirya kurdu hızla geliyordu. Asena bekledi, ama ablası, abisi ve arkadaşları çoktan kaçmaya başlamışlardı. Köpekler etrafında iki üç tur attılar. Asena "Vefa..." dedi kendi kendine....
Tören alanına varmışlardı. Babasının bir arkadaşı "Dişi Kurtumuz da gelmiş" dedi gülümseyerek. Asena'nın damarlarındaki kan sanki hafiflemişti, hatta uçuyordu. Yeşil gözleri güneş gibi göz alıyordu. Sançar "Gel de bi sigara içelim. Yürüyüşte yasak. Gerçi sen yasak da dinlemezsin de neyse." dedi Asena'ya. Başını sallayıp yürümeye başladı. Arkasından köpekler, arkalarından da Sançar. Sançar "şu köpekleri peşine takmayı nasıl becerdin?" dedi gözlerini devirerek. Asena cevap vermeden yürümeye devam etti. Cebinden sigara çıkarıp abisine uzattı. Abisi sigarayı almadan önce cebinden çakmak çıkardı. Daha sonra da önce kardeşininkini, sonra da kendi sigarasını yaktı. Kalabalık toplanmaya başlamıştı. Asena da sigarasını atıp kalabalığın arasına karıştı. Köpekler de arkasından. Abisi sigarası bitince eliyle kurt yapıp, "YA İSTİKLAL, YA ÖLÜM!" diye bağırdı. Bütün kalabalık da arkasından. Asena'nın dikkatini birşeyler çekmişti. Sloganlar atılırken köpekler de uluyor, havlıyordu. Bu Asena'nın hoşuna gitmişti. Asena da onlara eşlik etmeye başlamıştı. İçindeki kan, ilk kez bu kadar delice akıyordu. Uluma sesleri gitgide artıyordu. Önce Asena, sonra da köpekler uluyor, arkasından da sloganlar atılıyordu. Asena kendinden geçmişti. Gözleri kapalı, sağ eli yüksekte kurt işareti yapıyor, Sol eli karnında, nefesini kontrol ediyordu. Gözlerini açtığında, gördüklerine inanamamıştı. Etrafı yüzlerce kurt ile doluydu. Saçlarının dikleştiğini, gözlerinin de sanki herşeyi daha net gördüğünü hissediyordu. Asena'nın arkasından gelen 3, bembeyaz elbiseli kız, Asena'yı kolundan tutup kalabalıktan uzaklaştırdılar. Bir ara sokağa götürdüler. Asena olan bitene anlam verememekle beraber, onlara karşı da koymaya çalışmıyordu. Aralarından, Asena'ya göre en güzel olanı, eliyle Asena'nın saçını okşayıp,"Adınla yaşama, adını yaşa.! Sen Asena'sın. Normal biri değil, dişi Kurt ASENA.! "...
![](https://img.wattpad.com/cover/28066948-288-k738792.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Ergenekon : Asena
FantasyAsena, Dünya'daki Türkleri kurtarmak, barışı sağlamak için, Tanrı tarafımdan gönderilmiş yüce kız. Tanrı'nın ordusu, Türk ordusunu uyandırmakla görevli olan Sançar, Asena'nın abisi. Tanrı Türk'ü korusun! Okuyunca yitirmekte olduğumuz benliğimizi h...