Karanfilli sigarasının burgu burgu yükselen dumanlarını izledi. Yanakları olabildiğince derince içeriye doğru şekillendi, dumanı ciğerlerine doldururken köz ışıldadı. Yanında oturan erkeğe baktı, gri kasketinin kenarından dökülen saçları düzenle şekillendirilmişti. Çilleri güneşin altında besbelliydi, neredeyse kahverengi noktalar hafifçe pembeleşen yanaklarını utanmazca tezyin etmişti. İzlemeye değer arsız bir güzellikti bu.
Bakışları karşılık bulunca güzelce gülümsedi. Ciğerlerini deliveren dumanı havaya bıraktı. "Bakma bana öyle, her ölüşüm yeniden doğuşum; deniz yıldızı sayılırım. Ciğerlerim pespembe, bebek gibiyim." Tuhaf bir melodiyle söyledi.
Yibo biliyordu. Ukala bir kendini bilmişlik tavrıyla sigara tüttüren erkeğin ölmeyeceğini biliyordu. Yanaklarını her içine çektiği an ona baktı, dudaklarını aralayıp ağır ağır dumanı üfürmesini izledi, dudağının altındaki benin üzerinden gözlerini çekemedi ve canı pahasına onu izleyebilecek olduğunu fark ettiğinde duyduğu endişe, bu hikayede yananın kendisi olacağını bildiği içindi. Bunu ona söylemedi.
Birbiri ardı sıralanan dakikaların sonunda güneş, canlar yakan turuncu kederini göğe bırakarak çekip giderken Zhan konuştu. "Bilmeni isterim ki, başkanı öldüreceğim." Sigaradan geriye kalan parçayı şekilsiz taşa bastı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
wires -yizhan
Fanficgece üç sularında nasıl öldürüldüm ve bir oğlanın kollarında yeniden dirildim