Russian Roullette [Vmin]✓

Ep.8

Jimin derin uykusunu güçlü alarm sesi ile açtıginda başında ufak bir ağrı hissetti. Gözleri yanıyordu ve buraya onu Taenin getirmesi hem utandırmış hem de mutlu olmasına neden olmuştu. Daha sonra dudağını yeniden büktü çünkü neden ağladığını hatırladı. İçine hüzün çöktü. İfadesizcr üzerini giyindi ve iş yerine doğru yol aldı. Giderken de Taeye mesaj atmayı unutmadı
"Teşekkür ederim , Tae:)"
Anında yazmasi Jimini heycanlandırdı
"Önemli değil;)"

Jimin telefonu tam cebine geri atacakken tekrar titredi
"Dün yapacağımız buluşmayı bugün mü yapsak?"

Jimin biran bütün dişlerini göstererek gülümsedi.

"Tabi "
Jimin biraz kafa dağıtmak istiyordu ve bunu tae ile yapmak onu sevindirdi

"Ozaman seni çıkışta alırım"

Jimin telefonu kapattı ve cebine attıktan sonra yavaslattigi adımlarını tekrar hızlandırarak iş yerine geldi.
Ofisi bıraktığı gibiydi. Odada yalnız çalışıyor olmasi onu gerçekten çok mutlu ediyordu çünkü sürekli birinin laflarını ya da sorularını dinleyecek hali hiçbir zaman olmadı.  Masasına oturunca aklına gelen o küçük not kağıdı geldi. Belki de suanki ölmüş olan adamda da vardı ama fark etmemişlerdi. Jimin hemen olay yerine geldi ve etrafı aramaya başladı. Her yeri aradı ama hiçbir yerde yoktu.  Bu sefer hiçbir şey bırakmamıştı.

*
Taehyung da aynı babası gibi gizemliydi.  Onun not bırakma alışkanlığıni gerçekten seviyordu çünkü onu daha da havalı hale getirdiğini düşünüyordu. O da babası ölüp yerine geçince hepsine olmasa da küçük sürprizler yapacaktı.  Bunlar da onlardan biriydi.
Taehyung kahvaltısını yaparken aklına biranda onun ailesini öldüren kisinin babasının olduğunu öğrenince vereceği tepkiyi merak etti. Sonra bunu düşünmek için uzun zamanı olduğuna kanaat getirerek yemeğine geri döndü. Aslında jimin onun düşündüğü kadar kötü biri değildi. Aslında hiç değildi. Zaten şu onu o şekilde ağladığını gördükten sonra değişik hissetmişti. Sonra hemen kontrolünü toparladı Tae "Onu sevemem sevsem bile onu öldürmeliyim. Kendime asla ihanet  edemem" diye düşünüp hemen hızlıca yemeğini bitirdi.  Biraz oyalandi ve jimini almak için yola çıktı.

*
Jimin kafasını masadaki kağıtlardan kaldirmiyordu. Onu oraya koyuyor işaretliyor notlar çıkarıyordu. Jimin yarin hemen Jin hyungun babasının yanına gidip ondan daha detaylı her bilgiyi ogrenmeliydi. Bunu aklına not ettikten sonra saatine baktı. Saat neredeyse 9 a geliyordu ve birazdan Tae gelir diye düşünerek hemen kabanini sırtına attığı ile aşağıya indi.
Tam da düşündüğü gibi Tae onu arabasına yaşlanmış bekliyordu.  Arabası oldukça lükstu ve onun ne iş yaptığını hâlâ sormamıştı. Havada pek rüzgar yok ama döndürücü bir soğuk vardı. Hızlı adımlarla Taenin yanına geldim ve ona basımla selam verdim. Beni kısa bir şekilde süzdü ve hemen kapımı açtı. Daha fazla bekletmek istemiyordum çünkü zaten buz gibiydi hava. O da arabasına binince hemen klimayı çalıştirdi ve bana döndü
"Ee Park Jimin , bugün nasılsın bakalım?"
Hafifçe ona yüzümu döndüm ve cevap verdim "iyiyim ama tam anlamı ile değil. Bitirmem gereken dosyaları tam anlamı ile açığa kavuşturduğumda o zaman iyi olabilirim sanırım " jimin ailesinin dosyasını açıklamaya kavuşturunca kendini çok daha huzurlu hissedeceğini düşünüyordu.
"Bu arada Tae, senin mesleğin ne ?"
Tae birazcik tebessüm etti ve Jimine baktı
"İşim yok, serbest meslek diyelim. Ben bir şey yapmam ama bana bulaşan olursa ona kolaylıkla musallat olurum"
Jimin ne olduğunu pek anlamadi ama uzatmak da istemedi. Anlamışcasina başını yukarı aşağı salladı ve camdan dışarıya nereye gittiklerini görmek için baktı "Nereye gidiyoruz?"
Tae ona dönüp yumuşak bir ses tonu ile cevap verdi
"Sevebileceğini düşündüğüm bir yere"

*
Bölümleri uzun tutmak istemiyorum çünkü sokacağını biliyorum :) cok fazla betimleme yapıpta sıkılmanızı istemiyorum. 💜

Beğendiysen lütfen oy verip yorum yapar mısın 💜🤗