Ep.7

292 32 1
                                    

Jimin yine her zamanki gibi uyanmıştı. Telefonuna saati bakmak için eline aldı ve Taeden gelmiş bir mesaj gördü.
" Bugün eğer senin icin de uygunsa iş çıkışı seni alıp biraz bir şeyler yapmaya ne dersin?"

Bir mesaj sesi daha
"Günaydın:)"

Jiminin yüzüne koca bir tebessüm sinmisti. Hemen mesajina cevap verdi
"Olur, ben işim bittiği zaman sana mesaj atarım :)"

"Anlaştık o zaman"

Aslında Tae böyle bişey yapmayı kendinden beklenemisti ki kendi düşüncelesi ile de yapmazdı zaten. Sadece o günü oldukça boştu.

Jimin iş yerine geldi ve masasına oturdu. Gelen raporlara bölgenin bütün kamera görüntülerine bakıyordu. Aniden çok sinirlendi ve elni sertçe açtığında masadan birkaç dosya düştü. Jimin öfkeyerek onları yerden alırken gözleri bir şeye takıldı. Kalbinde bir sızlama hisettti.  Ailesinin dosyasıydı. Ama duygusunu bir yere bırakınca dosyada da önce de gördüğü ama üstünde durmaya vakti olmadığı için geçiştirdigi bir cümleyi tekrar okudu.
Babasına ve annesine son kez vedaslasmak için otopsiye yanında bir kaç doktorla gittiğinde babasının vücudunun üzerinde bir not bulmuşlardi
" Vakti gelmişti "
Jiminin hemen kafasına dank etti. Jung hoseok un da evine bakmaya gittiğinde yerde bulduğu kağıtta
"Her şeyin bir zamani vardır " yazıyordu. Tüyleri anında diken diken oldu ve gözlerine yaşlar hücum etti. Bu onu oldukça fazla üzmüş, sarmış, korkmuş değişik duygular içerisine girmesine sebep olmuştu. Ne yapacağını bilemedi bir süre nefessiz kaldı. Yanında olmasını istediği Jeon Jungkook ya da Kim Seokjin yoktu. Okadar çaresiz ve yalniz hissediyordu ki kendini yere attı ve sessiz hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Sessiz olsa da kendine odaklandığı için hic bir duyusunu kullanamayacak haldeydi. Omzuna el atıldı ve Jimin çok ani bir korku ile hafif bir çığlık attı. Ona baktığında onun Taehyung olduğunu gördü. Kaç saattir burada olduğunu kaç saattir ağladığını bilmiyordu ama kendini çok fazla yorgun hissediyordu. Tae onu dış görünüşünden tanımasa kendisi gibi soğukkanlı olduğunu düşünebilirdi ama onu iyi biliyordu. Jimin onun gözlerine bir süre baktı ve aniden Taeye sarıldı. Tae ilk önce şaşırdı ne yapacağını bilemedi ama sonra jiminin sırtını sanki cocukmus gibi patpatlamaya başladı. İkisi de konusmuyordu. Jimin gözyaşlarınin yerini sessiz hıçkırıklara bırakınca gözlerinin kapandığını hissetmemisti.

*

Gözlerini açtığında kendini yatağında uzanırken buldu. Buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. Hatırladığı tek şey en son Kim Taehyungun omzunda ağladığıydı.

*

Dün gece Tae onun uyuduğunu anladığında derin bir nefes alıp verdi çünkü gercekten çok şaşırmıştı. Hiç kimsenin omzunda ağlamamış kimseye de omzunda yer ayırtmamıştı. Jimin için de bu geçerliydi ama ani hareket karışisinda hiçbir şey diyememis olması kendini şaşırttı. Daha sonra da kendini bu oyunu devam ettirmek için ikna etti ve kendi kendine rahatlamayı düşünmemeyi denedi. Daha sonra onu kucağına aldı ve ezbere bildiği evine getirdi. Karşısına jungkook çıkmıştı. Çocuk ilk önce Taeye bakmış daha sonra gözünü Jimine getirince dudaklarından küçük bir  çığlık kopup hemen kucagimdan Jimini aldı. Yaşının küçük olmasına rağmen oldukça düzgün bir fiziği ve kol kasları vardi. Tae onu arkasından hemen nedenini bilmeden yatak odasına kadar geldi ve onu son bir kez bakıp bütün olayları küçük çocuğa anlatmak için odadan çıkmıştı. Jin evde yoktu çünkü çoğu zamanki gibi mesai yapıyordu. Sonunda Jungkook ona teşekkür edip onu kapıya kadar yolcu etti ve hemen Kiminin başına geri döndü. Abisinin güzelce uyumasını bir süre izledi ve kendisi de uykusu gelince kendi odasına çekildi.

Lütfen düşüncelerinizi belirtip yorum yapar mısınız çiçeklerim 😍



Russian Roullette [Vmin]✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin