Cemal
'Hadi Cemo kalk gidiyoruz.'
'Geldim Berkan. Bağırma kulağımın dibinde sağır oldum ya.'
'Sus ve düş önüme. Seninle konuşcaz bu hallerini.' diyip takımın olduğu yere doğru gitti. Bende ne vardı ki? Gayet iyiydim.
'Isırıyo muyuz parkuru bugünnn'
'Hayır'
'Ne demek hayır Cemalim ya. Ne oldu sana böyle?'
Aklım dün gece de kaldı. Barış aklımı başımdan aldı onun için yanıp tutuşuyorum diyemediğim için omuz silkmekle yetindim.
Sabah uyandığımda gözlerim önce Barışı aradı ama göremedim. Bu beni biraz kötü hissettirdi. Tamam biraz değil baya kötü hissettirdi. O gözlerin içine bakmak için sabırsızlanıyodum!
Gerçi nasıl bakıcaksam.. Ben daha kendime gelememiştim yahu! Nevrim dönmüştü.Gözlerim hala Barışı ararken Evrime dönüp Barışın nerde olduğunu sormuştum. Bilmediğini söyleyince kendi kendime güldüm. Çocuk benden kaçıyodu resmen. Neden böyle bişey yapmıştı? Benim kalbim kaldırmazdı bu kadar yakın olmayı.
*
Oyun alanına geldiğimizde Barışla bir kelime dahi etmemiştik. Ondan uzak durmam gerekiyordu bu yüzden oyunu dinlerken, benche geçerken yada oyuna çıkarken göz göze gelmemeye dikkat ediyordum. Çünkü dayanamaz onun dibine girer kedi gibi sırnaşırdım. Ödül büyüktü. Hatta baya büyüktü ya. O malikaneye gidip lunaparkta gönlümüzce eğlenebilirdik..
'Yada barışın odasına gizlice girip yanına kıvrılabilirsin.'
'Ne diyosun sen be' diye iç sesime çirkefleştiğimde bu tepkiyi dışımdan verdiğimin farkına vardım.. Ardahan bana 'deli misin oğlum' der gibi bakıyodu ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
'Cemal açlık sana yaramadı heralde babako! İyice delirdin lan sen manyak'
'Delirdim ya. Artık çıldırdım ben.'
'Onu hepimiz farkettik Cemal' demişti Yasin. Ona boş boş bakarken kameramanların bizim tarafa geldiğini gördüm. Bu konu hakkında daha fazla konuşmadık ve sıra bana geldiği için yerime doğru ilerledim. Bu oyuna ilk defa çıkıyordum ve biraz heycan yapmıştım. Yunus Emreyle göz göze gelince aklıma ona taktığım lakap gelince gülmüştüm. Bu çocuk bizim takımda süt dökmüş kedi gibiydi.
'Başarılar sarı papatya' demiştim ve bıyık altından gülmüştüm.
'Seni yenmek bi zevk olucak benim için.'
' Hayırlısı' diyerek onu ne kadar takmadığımı resmen dile getirmiştim.
Bu oyunu alıp onu susturmam gerekiyodu.Acun Beyin düdüğüyle hızlı bir çıkış yapmıştım. Parkuru Berkanın deyimiyle ısırıyordum. Son engele geldiğimde ileri doğru atılmıştım ama ayağım iplere takılmış ve tırmandığım yerden aşağı düşmüştüm. Ayağım cidden ağrıyordu ama bu alçak puşta oyunu vermeye niyetim yoktu. Üstelik oyun 9-8di ve biz öndeydik. Düştüğüm yerden kalktım ve oyuna devam ettim. Sona geldiğimde 2 başarılı atışa ihtiyacım vardı. Sakin bir şekilde atışa başladım. Sarı papatya öndeydi lan!
Atışları yapıyordum ama ayağım acıyordu. En son ödül gönüllülerin diye bağırdığını duyunca kendimi yere atmıştım.
Takım koşturarak yanıma geliyodu ve yüzlerinde ödülü kazanma sevinci vardı. Canım yanıyodı lan gamsız pezevenkler! Halimi gören ilk kişi Barış oldu..
Barış.. Benim uzun boylu sevdiceğim...
'Noldu?' diye sordu Yasin.. Kimse beni izlemiyo muydu oyundayken?
Barışın endişeli bakışlarını üstümde görebiliyodum. Acun abi doktor Ulaşı çağırırken beni ekibim yanına götürmelerini söylemişti. Barış beni kolları arasına alırken yavaşça ekibe doğru yürüdük. Gözlerim Barışa kayınca yüzündeki ciddi ifade beni eriticek kıvama getirmişti. Bama bakınca 'İyi misin? Acıyo mu?' demişti ama sen böyle sorular sorarsan o yanaklarını ısırırım seni!
Hayır anlamında kafamı salladım. Doktor beni kontrol ederken Barış dibimde zebani gibi dikiliyodu. Doktor bi problem olmadığını söylemişti. Sadece burda oturup biraz buz tutmam söylenmişti. Doktor yanımızdan ayrılırken Barışla baş başa kalmıştık. Getirmiştim be!
Acun abi seronomi için Barışı çağırınca mecbur olarak yanımdan ayrılmıştı. İçimden 'Gitme kurban olduğumm' diye haykırmak gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucize #cembar 🏳️🌈
Teen FictionKalbime düşen bir gülücük herşeyi değiştirmişti. Yaşadığımı hissediyordum ve bunun için mücadele etmem gerektiğini biliyordum. Bir çift güzel göz nasıl herşeyi değiştirebilmişti?