Bölüm 9. Kaos

1.3K 44 28
                                    

Biz karanlıkta gördüğümüz kişinin Nisa olduğunu düşünüyorduk ama bu kameramanlardan birisiydi. İşte şimdi şapır şupur bok yedik diye düşündüm...

Kameraman bize yaklaşınca Cemal kendini nehire atmıştı. Bari öpüştükten sonra gelseydi de yakalanmamız bir işe yarasaydı. Cemale ayak uydurup bende kendimi nehire atmıştım. Suyun yüzeyine çıkınca kimseyi görememiştim. Adam gitmişti demek ki... Kalbim götümde atıyodu resmen. Bana ilk adımı Cemal atmıştı ama başarılı olamamıştı.

Anlık bi cesaretle onun yanına yüzdüm ve hiçbişey söylemesine izin vermeden belini kavrayıp dudaklarını dudaklarıma hapsettim. Gözlerim kendiliğinden kapanırken ayaklarımın uyuştuğunu hissediyordum. Dudaklarının tadı vardı sanki. Daha önce hiç tatmadığım güzel bir tat. Yavaşça dudaklarımı hareketlendirmeye başladım. Açıkçası bu hayatımın en iyi adımıydı. Gözlerime bir ağırlık konulmuştu sanki. Onu öperken nasıl göründüğüne bakmak istiyordum ama gözlerimi açamıyordum.

Bir daha yakalanmamak adına ondan ayrıldım ve utandığım için nehrin dibine doğru kendimi bıraktım. Nasıl bakıcaktım yüzüne şimdi? Yüzerek kıyıya gittim ve kumlarda yuvarlana yuvarlana barakadan kendimi attım. Kalbim ağzımda atıyodu resmen!

Şimdi bir arkadaş mıydık? 'Gerizekalı mısın hangi arkadaş böyle ateşli bir öpüşme yaşayabilir?' dedi iç sesim. Arkadaş değilsek neydik? Daha yakın arkadaş mı? Saçmalıyordum işte. Aklım başımdan gitmişti.. Bir süre kendime gelemicektim sanırım.
'Lan alooo.. Gözü açık mı uyuyosun oğlum sen?' kim sesleniyordu bana ya.. Hiç sırası değildi şu an.
Kafamı çevirdiğimde Yasinle göz göze geldik.
Noldu anlamında kafamı salladığımda
'Yarım saattir sana sesleniyorum duymuyosun. Aşık mı oldun noldun anlamadım' demişti memnuniyetsiz bir sesle.
Madem beni sevmiyordun ne bokuna sesleniyordun aq?
'Noldu Yasin uzatma'
'Kendini toparla diyorum. Yarın yine dokunulmazlık oyunu var.'

Ben nası kendimi toparlıcaktım acaba? Aklıma o anlar gelince liseli ergenler gibi çığlık atarak şu kampın etrafında koşmak istiyordum. Yasine cevap vermezken yanıma Ardahan oturdu.
'Barış sen naptın babuş? Cemal kendinden geçmiş.'
'Sen demedin mi tutsaydın belinden öpseydin çocuğu diye. Yaptım işte bende.'
'Lan ben buna cesaret edemezsin sanıyordum. Aferin lan Barış. Mücadele et işte böyle.'
'Valla Ardahan sen olmasan ben bunların hiçbirine cesaret edemezdim. Sayende oldu. Çok teşekkür ederim.'
'Etme oğlum bana teşekkür. Ben sadece seni biraz Cemale doğru ittirdim. Sende gittin yapıştın çocuğu tabi.'
'E ne yapsaydım? Zaten yakalanıyoduk' diyip olanları anlatmıştım. Söylediği tek şey
'Babanın düşmanlarını sikiyim az daha yiyomuşsunuz boku' cümlesi olmuştu.  Bu çocuğun ağzı iyice bozulmuştu.
Biraz daha sohbet edip yatmaya karar verdik. Yarın ki oyunu da almamız gerekiyordu.

                                  *
Sabah uyandığımda etrafta kameramanların dolaştığını görmüştüm. Gözüm Cemale kaydığında hala uyuduğunu gördüm. Dudakları aralanmış, kısık nefes sesleri kulağıma dolduruyordu. Saçları dağınıktı ve o kadar tatlı gözüküyordu ki!

Gözlerimi ondan alıp yattığım yeri toparladım. Seslerin yükselmesiyle Cemalde uyanmıştı. Göz göze gelince
'Günaydın' demiştim utangaçça. Bu hallerim gerçekten liseli utangaç kıza benziyordu... Lanet olsun ya!
'Günaydın' diyip gülümsemişti. Off nası tatlıydı yaa
Sırıtarak ona bakarken önümde bi göt görünce kaşlarım çatıldı
İç sesim 'Kasa da kasa ha' demişti. İçimden tövbeler çekerken gözlerim kasanın sahibine çıkmıştı. Berkanla göz göze gelince bana bi bakış atmıştı. Çekilsene lan önümden diye bağırmak istesem de bişey diyemedim. Alışacaksın Barış diye mırıldandım.. Burada rahat hareket edemezdik.

                                  *
Oyun alanına gidince Acun abinin bizi çağırdığını söylediler. Cemalle birbirimize bakarken şaşırmıştım açıkçası. Bişey demeden Acun abinin yanına gitmiştik. Tek başına oturmuş bizi bekliyordu.
'Gelin çocuklar size ufak bir uyarıda bulunmak zorundayım.' demişti. Aklıma dün gece gelince içimden küfür etmekle meşguldüm.
'Ne konu hakkında?' diyip meydan okuyan gözlerini Acun beye çevirmişti Cemal.
Biraz sakin olması gerekiyordu. Kimse Acun beyle ters düşmek istemezdi.
'Birbirinize duygusal olarak bağlanmış olabilirsiniz. Buna saygı duyarım. Hayat sizin hayatınız buna karışamam ama burası bi yarışma programı ve insanlar aranızdaki çekimi farketmiş durumda. Siz böyle yakın davrandıkça biz Türk halkından çoğunluğu olumlu olsa da olumsuz tepkiler de alıyoruz. Birçok nefret söylemi, iğrenç olduğunuza dair yorumlar, fanlarınızın bölünmesi gibi durumlarla karşı karşıyayız. ' bu söyledikleri beni sinirlendirmişti. Cemale baktığımda üzüldüğü her halinden belli oluyordu. Utanmasalar birimizi diskalifiye ediceklerdi!
Kendimi tutamayıp söze girmiştim
' Sizi anlıyorum Acun abi. Tamam bu bir yarışma herkesin gözü önündeyiz ama dediğin gibi hayat bizim hayatımız. Nefret dolu söylemleri alacağımızı en başından beri biliyoruz zaten. Bize gelicek iğrençsiniz, ibneler, gayler gibi söylemleri bilerek bu yola çıktık biz. Siz bizim tek bir renkte toplanmamızı istiyorsunuz fakat bunu yapamayız özellikle gökkuşağının tüm renklerine aşıkken.. '

Mucize  #cembar 🏳️‍🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin