2/2.Bölüm ''MESAJ''

280 13 1
                                    

      Sabah uyandığımda Koray’ın gece boyunca eve hiç gelmediğini fark ettim. Muhtemelen bana kızgın olduğu için bir nevi kendince beni cezalandırıyordu ama ona sabah her şeyi anlatacağımı, merak etmemesi gerektiğini söylemiştim fakat hala emin değildim. Katil beni izliyor olabilirdi. Koray’ın bu sırrı saklayacağını biliyordum yinede onu korumak için söyleyesim de gelmiyordu.

Kafamdaki bu tür karmaşık düşüncelerle kahvaltı masasına bir şeyler hazırlayıp masaya koyarken kapı kilidinin açılma sesiyle bütün dikkatimi oraya yoğunlaştırdım. Koray eve gelmeye karar vermiş olabilirdi. Sabahlığımın açılmış olan kısımlarını düzeltip kendimi onun bana söyleyeceği şeylere odakladım.

‘’Özür dilerim…’’ mutfakta onun yumuşak sesi yankılanınca ona bakmak için arkamı döndüm. Bana doğru pişman olmuş yüz ifadesiyle bakıyordu, belli ki ona anlatacağımı hatırlayıp yaptığı hatanın farkına varmıştı. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. En azından benim ne anlatacağımı hala merak ediyor, önemsiyordu.

‘’Otursana.’’ Dedim elimle masadaki sandalyeyi göstererek. Ardından ‘’Rahatça konuşabiliriz.’’ diye bir öneri ortaya koyunca başını sallayarak onayladığını göstermek için elimle gösterdiğim sandalyeye oturdu. Bende bu sırada çayları koymak için çaydanlığı alıp Koray’ın tam karşısına oturdum. Ben çayları teker teker koyarken o da beni dikkatlice izliyordu. Çayları doldurduğumda masada boğucu bir sessizlik oluşmuştu. Ne ben, ne de o bir şey söylemek için ağzımızı açmıyorduk. Gece boyunca söylemek istediğim bütün şeyleri kafamda toparlamaya zamanım olduğu için hemen anlatıp bu yükten kurtulmak istiyordum. Ardından bütün kelimeler ağzımdan birer birer dökülmeye başladı.

‘’Dün akşam stajdan dönerken eve bir an önce varmak için ara sokaktan dolaşmaya karar vermiştim. Eve gelmek için ara sokaktan dolaşmaya karar vermiştim. Eve gelmek için iki sokak kala ayağımı taşa çarpıp yere düştüm. Ayağa kalkmaya çalıştığımda ise yürüyemediğimi fark edince birkaç adım ötemde duran bankta dinlenmeye karar verdim.’’ biraz duraksadım. Boğazımda bir yumru oluşunca kafamda o geceye dair hatırladığım her şey canlanmıştı ama yine de Koray’ın ela gözleri dikkatlice benim ne anlatacağımı bekliyordu.

‘’Devam et?’’ tekrar Koray’ın sesini duyduğumda kafamı önüme eğdiğimi yeni fark ediyordum. Kendimi toparladığımda devam etmem gerektiğini anladım.

‘’Her… her şey olması gerektiği gibi giderken yan sokaktan adam inlemesi duyunca ne olduğunu idrak edebilmek için kafamı oraya doğru çevirince…’’ yutkundum. Boğazımdaki düğümler artmaya devam ederken Koray benim her hareketimden bir anlam çıkarmaya çalışıyordu. Masanın altında birbirine sonradan kenetlediğim ellerime bakarak konuşmamı sürdürmeye karar verdim.

‘’Siyahlar içinde bir adamın yerden yatan cılız bir adama doğru bıçak çektiğine tanık oldum o an..’’ gözlerimi kapatıp o anı yaşamaya odakladım kendimi. Her an bir patlama noktasına gelmiş gibi hissediyordum şu an.

‘’Çok korkmuştum anlıyor musun? O adamı öyle görünce, gözlerindeki karanlığa tanık olunca…’’ yutkundum. ‘’Kaçmak istemiştim ama o gücü bile bulamamıştım Koray. O anı izlememek için her şeyi yapardım inan bana…’’ Gözümden akan yaşı tek elimle silerek gözlerine bakmadan anlatmaya devam etmeye başladım. ‘’Ben ne yapacağımı şaşırmıştım. Yani o elindeki bıçağı yerine koyarak ceketinin içinden silahını çıkardı. Ben… daha fazla görmek istemedim! Gözlerimi sımsıkı kapadım ama olanları duyuyordum Koray! O adamın yalvarışlarını duydum!’’ Elimle yüzümü kapadım ve hıçkırıklarımı tutmaya çalıştım. Bir tanesi kaçınca, bir tane daha kaçtı ve bir tane daha.

      Koray yanıma gelip önümde diz çökerek elini yüzüme sakladığım elime götürdü ve yavaşça çekti. Sonunda yüzüne bakacak cesareti bulduğumda gözlerine baktım. Onlarda dolmuştu hemen benimkiler gibi…

Ölümün PençesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin