(Medya, Vincent Sawyer)
- - -
Vincent her gün rastlayabileceğiniz, toplumun kalıplarına uyamamış bir lise öğrencisiydi. Bugün son senesinin ilk günüydü ve o dolabına kapanmış hararetle günlüğüne bir şeyler karalıyordu. Kaşları çatıktı ve Martha en yakın arkadaşının kulaklarından dumanlar çıktığına yemin edebilirdi. Genç kız kendi dolabının kapattığı zaman Vincent'ın açık dolabında büyük harflerle yazan kelimeyi fark etti, "HOMO". Muhtemelen okuldaşlarına karşı beslediği nefreti kaleme almakla meşguldü delikanlı.
Martha, arkadaşlık görevini yerine getirmeye karar verip ağır adımlarla Vincent'ın yanına gitti, "Hala film gecesi yapıyoruz, değil mi?". Vincent tek boynuzlu at sevdalısı kızın sesiyle yerinden sıçramıştı, hatta ufak bir ciyaklama kaçırmıştı ağzından. Anlaşılan yazmaya kendini o kadar kaptırmıştı ki yanına gelen Martha'yı fark etmemişti bile. "Tabii," dedi gülümsemeye çalışarak, "Patlamış mısırlar senden."
"Prenses Gelin'i kiraladım."
"Hahaha gene mi? Şimdiye kadar ezberlemiş olman gerekmiyor muydu?"
"Ne yapayım? Mutlu sonlara bayılıyorum." dedi Martha, arkadaşının tekrardan gülümsediğini görmenin verdiği keyifle.
Onlar daha farkına varmadan öğle yemeği gelip çatmıştı. Martha Vincent'ın dikkatini dağıtma görevini devam ettirmişti ve delikanlının futbol takımının yaptığı müstehcen şakaların birini dahi duymadığına emindi. Onların liseden kurtulma ve üniversite konulu muhabbetlerinin arasında bir tepsinin yere düşme sesi yankılandı kafeteryada.
"DAMPERLİ KAMYON MARTHA! SAĞA ÇEK! DÜÜÜT!"
Dalyarak ikili: Ram Sweeny ve az önce Martha'nın yemek tepsisini düşüren Kurt Kelly. Vincent buna daha fazla katlanmayacaktı, Ram çoktan dolabını mahvetmişti ama Kurt tek ve en iyi arkadaşına sataşamayacaktı.
"Hey! Kaldır şunu! Derhal!" diye bağırdı Vincent gözünün önündeki saçlarını çekerek.
"Pardon, benimle mi konuşuyorsun cidden?" dedi Kurt sırıtarak.
"E-evet." deyip göğsünü şişirdi Vincent, "Arkadaşıma sataşabileceğini düşündüren şey nedir bilmek istiyorum. Özellikle de benzin istasyonu görevlisinden daha fazlası olamayacak biri olarak."
Kurt Vincent'ın üstüne yürüyüp aralarındaki mesafeyi kapattı öfkeyle. "Iyy! Dostum baksana, sana çadırı kurdu!" diye bağırdı Ram arkalarından. Kurt'ün gözleri fal taşı gibi açıldı ve panikle geri sıçradı, "Siktir! Uzak dur benden nonoş!". Kafeteryadaki herkes onlara gülmeye başlamıştı. Olası bir kavgaysa üç önemli şahısın kafeteryaya girmesiyle önlenmişti ve dikkatler kabadayıya diklenen ezikten dağılmıştı. O üç önemli şahıssa Heather'lardı:
Heather McNamara, amigo takımının kaptanı, babadan zengin, babası nüfuzlu bir kuyumcu. Heather Duke, yıllık komitesinin başkanı, elle tutulur bir kişiliği yok ama annesi silikon taktırmasına izin vermiş. Ve Heather Chandler, okulun şeytaniçesi, kendisi tam bir sürtük.
Su üstündeki yağ gibidirlerler, kimse tarafından asla rahatsız edilmezler. Kızların hepsi onlardan biri olmayı isterken oğlanların, neredeyse, hepsi onlardan biriyle yatmayı arzulamaktadır. Vincent onlar gibi olmak için her şeyden vazgeçebilirdi.
* * *
Öğle yemeği göz açıp kapayıncaya kadar bitmişti ve Vincent birazcık yalnız kalabilmek umuduyla tuvaletlerin yolunu tutmuştu ama onu takip eden ikilinin farkında değildi. Anlaşılan Kurt ve Ram kafeteryadaki küçük atışmalarını unutmamışlardı, Vincent daha ne olduğu anlayamadan ikili onu kollarından yakalayıp kızlar tuvaletine tıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heather, Heather, Heather & Vincent
FanfictionKurnaz bir delikanlı zorla kazandığı popüler çocuk imajını korumak için her şeyi yapmaya hazır, bu akli dengesi yerinde olmayan bir emoyla işbirliği yapmak anlamına gelse bile. Serseriler ve inekler, şımarıklar ve zenginlerden *tamamen* kurtulmanın...