0.7

449 70 29
                                    

"Hey Sunmi!"
Taemin'in seslenişi ile başını çevirdi Sunmi. "Ne oldu yine?"
Taemin dudağının kenarıyla gülümsedi. "Eğer kararını verdiysen, üç günü beklemek zorunda değiliz."

Sunmi iç çekti. "Şunun surasında iki gün kaldı. Bir gün bile dayanamadın mı? Hem, aceleye getirirsen sonunda sen üzülürsün."
Taemin iç çekti. "Anlaşıldı. O zaman ben gidiyorum."
Sunmi el salladı. "Güle güle."
...

"Son anda hastaneye kaldırılan annesi yüzünden Bayan Lee gelemiyormuş. Ders boş millet."
Sunmi, sınıf arkadaşının dediğiyle birlikte kocaman gülümsedi ve çantasından tüm atıştırmalıklarını çıkarttı.

Jelibon paketini, Taemin'e vermek için kenara itti ve çikolata paketinden birini açıp bir ısırık aldı.
Telefonu ile oynamakta olan Lee Taemin'e seslendi, ardından. "Al bu jelibonlar senin için."

Taemin gülümseyerek ayağa kalktı ve sıraların arasından dolaşıp sınıfta tek başına oturan Sunmi'nin yanına oturdu. "Teşekkür ederim."

Jelibon paketini açıp içinden şeftali aromalı olanı ağzına attı. Çantada durmaktan dolayı, ele yapışan bu jelibonlar Taemin'in elini yapış yapış yapmıştı.

"Kaç derstir bunlar çantanda?"
Sunmi rahatlıkla omuz silkti. "İlk dersten beri."
Taemin gülerek mırıldandı. "Belli oluyor."

"Bugün eve dönerken bu teklifini düşüneceğim eğer akşam seni, geçen ki parka çağırmazsam reddetmişimdir ama eğer çağırdıysam kabul etmişimdir teklifini. Tamam mı?"
Taemin kaşlarını çattı. "Bu çok saçma."

Sunmi rahatlıkla omuz silkti. "Peki, sen bilirsin."

Taemin, anında Sunmi'ye dönüp dudağının kenarıyla gülümsedi ve konuştu. "Ben o zaman gideyim de, beni çağırman için biraz dilek dileyeyim. Sonra görüşürüz."

Impatient ➵ sunmi + taemin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin