Impatient ➵ sunmi + taemin ✔

0.1

"Ödev de, eşler de belli. İtirazı olan?"
Çalan zil ile teneffüse çıkmadan önce sınıfa danışmakta olan Bayan Kim, öğrencisi Sunmi'nin kaldırdığı eli ile iç çekti. "İyi dersler."

Lee Sunmi, öğretmenlerin işlerine itiraz etmekten sıkılmayan bir lise öğrencisiydi.

Başını sıraya gömüp yakındı. "Sınıftaki yirmi dört kişi içinden nasıl Lee Taemin ile eş seçilirim!"
Saçlarını karıştırarak başını kaldırdı ve kendi sırasında büyük bir rahatlıkla telefonuyla oynayan Lee Taemin'e gözlerini kısarak baktı.

İç çekerek edebiyat defterinin arkasına, verilen ödevin konusunu yazdı Sunmi.

Ardından sayfayı büyük bir özenle yuvarlak haline getirip Lee Taemin'e doğru fırlattı.
Sağ kulağına çarpan kağıt ile başını kaldırıp sınıfa göz gezdirirken, kendisine yapmacık bir şekilde gülümserken el sallamayı eksik etmeyen Sunmi takıldı gözüne. Yere düşen kağıdı alıp içini açtı.

Yazan konuyu okumasıyla birlikte tekrar Sunmi'ye dönüp omuz silkti. "Konuyu zaten biliyorum."

Aralarında çok sıra olmadığı için rahatlıkla duymuştu Sunmi. İç çekerek konuştu. "Güzel. O zaman bugün kütüphaneye gelirsin değil mi?"
Taemin omuz silkti. "Bakarız."

Lee Sunmi, sabır diler gibi nefesini dışarı verdi ve tekrar konuştu. "Lee Taemin!"
Taemin büyük bir rahatlıkla başını tekrar Sunmi'ye çevirdi. "Efendim?"
Sunmi dişlerini sıkarak konuştu. "Kütüphaneye geleceksin değil mi?"
Taemin telefonuna dönerek konuştu. "Bakarız dedim ya?"

Sunmi, kendi sınıfına insanlara tahammül edememesiyle bilinen bir lise öğrencisiydi.
Lee Taemin ise, tüm okulda insanların gözdesi olmayı sevmesiyle bilinirdi.

Sunmi ayağa kalkıp sıraların arasından geçti ve Lee Taemin'in karşısına dikildi. Taemin'in elindeki telefonu kilitleyip masanın üzerine koydu ve saçlarını karıştırarak konuştu.

"Sana yalnızca üç ders daha düşünme hakkı tanıyorum. Eğer bu bakarız kelimesinin sonunda kütüphaneye gelmez ve ödevi bana bırakırsan, karşında nazik bir kız bulamazsın Lee Taemin!"