Kahvaltımı yapar yapmaz odama geçtim.
Ilk işim Rüzgar'a sabah attığım 'günaydın' mesajının yanıtını alıp almamama bakmak oldu.
Telefonumun ekranına baktığımda mesajın gelmesi beni haddinden fazla mutlu ederken tuş kilidime girip mesajı açtım.
Rüzgar: bu iş gerçekten canımı sıkmaya başladı. Eğer ki bizim gruptan biri erkeksen ve beni işletmeye kalktıysan varya ecdadını s*kerim senin!!
Beklediğim mesaj bu değildi.
Mutlulukla açtığım telefonu mutsuzlukla kapatım. Ona onu sevdiğimi mesajda söylemiştim fakat inanmamıştı.
Onu işleten arkadaşlarından birileri sanıyordu beni ama değildim işte.
Duygularımı kolay kolay kendime bile açıklayamayan ben nasıl olurda ona hisslerimi dile getirebilirdim ki şimdi?
Kapatığım telefonu geri açtım ve mesaj kutusuna girip içimdekileri döktüm.
Bilinmeyen: Arkadaşlarından biri değilim ilk öncelikle her zaman dile getirdiğim bu cümleyi aklına kazı. Sana ilk başlarda seni seviyorum demiştim ve hala da seviyorum bu kesin bir gerçek. Fakat kim olduğumu söylersem bir daha yüzüne bakamıyacağımı biliyorum ve bu durum benim canımı çok acıtır. Daha duygularımı kendim bile açığa çıkarmazken kim olduğumu söyleyip duygularımı gözlerinin önüne seremem kusura bakma. Sana mesaj atmamın sebebi eğer duygularımı yavaş yavaş mesaj yoluyla sana aktarabilirsem belki zamanı geldiğinde yüzüne karşı hissiyatlarımı dile getirme cesaretim olabilir. Eğer ki mesaj atmamdan rahatsız isen sana söz veriyorum bir daha sana mesaj atmam.
Mesajı kontrol etmeden gönderdim. Yanlış bir şey yazdığımı düşünmüyorum.
Ne zamandan beridir içimde biriktirdiğim duygu selini salıverdim. Kendimi rahat hissediyordum. Belkide en başından beri bunları söyleyip yoluma bakmalıydım.
Belki olumsuz cevap alabilirdim ama en azından ona olan sevgimi ona yansıtmadan ve rahatsız etmeden yaşayabilirdim.
Belki önceden alacağım olumsuz cevabı şimdi alabilirim.
Rahatlığın yerini korku doldururken telefonum titredi. Kilit ekranına baktığımda mesja gelmişti.
Mesajı açmam ve açmamam arasında kararsız kalırken aslında mesajı okumak istemediğimi fark ettim.
Olumsuz cevap almaktan korkuyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum. Belki aramızda hiç bir şey yaşanmamıştı bir kerelik birbirimize gülümsemekten başka ama ne bileyim duygularım karma karışıktı şuan.
Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum ama nefes almam şarttı.
Dışarıya çıkmayı pek sevmediğimden dolayı balkona çıkmak zorundaydım.
Telefonu yatağımın üzerine atıp, üzerimde ki şortu ve askılı üstü umursamayıp balkona çıktım.
Kendimce Rüzgar'a trip atıyordum. Bu her ne kadar gülünç olsada şuan gülecek durumda değildim.
Balkona geçip her zamanki yerime oturduğumda bakışlarımı etrafta gezdirdim. Ta ki bir çift gözlerle gözlerim buluşana kadar.
Gözlerimiz birbirine öyle kenetlenmişti ki ne o bakışlarını kaçırıyordu ne de ben.
En son dayanamayıp bakışlarımı Rüzgar'dan aldım.
Garip görünüyordu. Surat ifadesi üzgünmüş gibi geldi bana.
"Üzgün gözüküyorsun."
Sesin geldiği yöne bakışlarımı çevirdiğimde kollarını demirliğe dayamış bana bakıyordu.
Ilk defa benle konuşmuştu. Ve şimdi bende ilk defa ona cevap verecektim. Bu o kadar garip bir duygu ki sanki ona olan kırgınlığım geçmiş gibiydi.
Yine de kendimce tribimi sürdürür vaziyette omuzlarımı silkip "sende öyle," dedim gözlerinin içine bakarken.
Derin bir nefes aldı.
"Birinin kalbini kırmış olabilirim," dedi sağ elini saçlarını karıştırmak için kaldırırken.
O kadar tatlı ve çekici gözüküyordu ki etrafa sanki 'al beni' diye haykırıyordu.
Başımı anlar gibi salladım. Kimin kalbini kırmıştı acaba diye düşünürken bir an durdum 'tabi ki benim' dedim içimden isyan ederken.
"Bende üzgün olmak istedim ve oluyorum şuan," dediğim an otuz iki dişini birden gösterip gülümsedi.
Hangi varlık bu kadar güzel gülebilirdi ki..
Onu istemeden olsada güldürtmüştüm. Buna sonra sevineceğimi aklıma not edip tribime devam ettim. Ona trip atmam normal miydi bilmiyorum ama içimden öyle yapmak geliyor.
Tek kaşımı kaldırıp ona neden güldüğünü sorar gibi baktığımda "neyse ben gideyim," deyip arkasını döndüğünde gidecek sandım fakat "görüşürüz," deyince yerimde dona kaldım.
Bu demek oluyor ki bir dahakine karşılaştığımızda tekrar konuşacaktık.
Bu duruma sevinip tribimi sonlandırırken bende ona "görüşürüz," dedim ve ikimizde balkondan çıkıp içeriye geçtik.
Yatağımın üzerine fırlatığım telefonu bir hışımla elime aldıktan sonra attığı mesajı açtım.
Rüzgar: amacım seni incitmek değildi fakat beni böylesine seven bir kızın var olduğuna inanmayıp arkadaşların bana eşek şakası yaptığını düşündüm. Gerçekten üzgünüm. Ve ayrıca mesaj atman beni rahatsız etmiyor aksi takdirde birilerinin beni umursaması hoşuma gidiyor.
Yazdığı şeyleri okuduğumda mutluktan yerimde zıplayıp durdum.
Gerçekten bu beni bir gün mutluluktan öldürecekti.
Aklıma onu düşünen eski sevgilileri gelince yüzüm aniden gülmeyi bıraktı.
Sonra iç sesim 'amannn bee adı üzerinde eski sevgilileri sen şimdiye bak kızım," diyince gülümsememi yeniden yüzüme yerleştirip zıplamaya başladım.
Ahh Rüzgar beni nasıl bir kasırganın içine soktun?
***
Bölüm sonuuuu.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmuyoreeee...
Günlük bölümleriniz her gün geliyoreee...
Sizleri seviyoreee❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkonda AŞK
Teen FictionSiz hiç balkonda gördüğünüz birine aşık olur muydunuz?? |TEXTING|