Whatsapp | Baekhyun

NEW PAGE

"Baekhyun buraya gel!" Fazlasıyla sinirlenmiş olan Eun Mi kollarını birbirine kavuşturmuş, ayağını yere vurarak sakin kalmaya çalışıyordu.

"Ne oldu ya? Yine ne yaptım?" Saçları bir hayli karışmıştı, kim bilir ne yapıyordu. Sinirli sevgilisi tam ağzını açıp içindekileri boşaltacağı sırada puppy yapmıştı yine yapacağını.

"Voah! Dur efsane ritim." Eun Mi ne olduğunu anlayamadan Baekhyun çömelmiş ve ellerini yere vurup ayak sesine eşlik etmişti. Genç kız nefesini vererek önünde oturan kocasının kafasını çimdikledi.

"Ah! Eun Mi ne yapıyorsun ya!?"

"Her durumdan bir şarkı çıkarmasan mı acaba? Sehun'un horultusuyla bile şarkı yaptın." Bu konuda gerçekten şaka yapmayı çok istiyordu ama hayır. Şaka değildi bu...

"Bence erkeksi bir konsepti oldu." Sevgilisinin sessiz kalıp suratına boş boş baktığını gördüğünde gülümsedi.

"Hooğ pişşş i will love you like a wish."

"Tamam tamam söyleme!" Kulaklarını kapatmıştı çünkü artık bu horlama şarkısını duymak istemiyordu.

"Müzik kulağın yok Eun Mi."

"Olmamasını tercih ederim Baekkie." Birden gerilmesine sebep olan olayı hatırladı ve kaşlarını tekrar çattı.

"Bir saniye! Seninle hesaplaşacağım."

Boğazını temizleyip ayağa kalkan Baekhyun artık hesap vermeye hazırdı.

"Come on."

"Kim dedi sana Call Of Duty'i sil diye!?" Elindeki oyun konsolunu havaya kaldırıp salladı. Bu durum gerçekten tepesini attırmıştı.

"Ah şu konu..." Gözlerini devirmesine sebep olmuştu.

"Seni öldüreceğim." Konsolu masaya bırakıp bir adım yaklaştı. Baekhyun'sa geri çekilerek eski mesafeyi korudu.

"Hayatım makul sebeplerim var. Chanyeol'le oyun oynamaktan yemek bile yapmıyorsun. Onu da geçtim evi bok götürüyor aşk böcüğüm." Tabiki zarar görmemek için sevgi sözcükleriyle süsleyecekti cümlelerini.

"O kadar da değil." Baekhyun'un abarttığını düşünüyordu.

"Bunu tartışmayalım istersen. Chen'in düğününe zorla laptop götürdün." Buna verecek bir cevabı elbette vardı.

"Meydanı boş mu bıraksaydım? Dertlidomates2012 mi alsaydı yerimi? O çocukla münasebetimi biliyorsun sanıyordum."

"Eun Mi çocuk sekiz yaşında."  Evet, olamaz mıydı?

"Ayrıca bir kızımız var hatırlatırım, ismi Baeun Mi. Dört yaşlarında falan." Eklemeden edememişti.

"Sahi mi? Gerçekten bir kızımız olduğunu öğrendiğim iyi oldu Baekhyun." Eun Mi'nin ironisi karşısında parmaklarıyla tik işareti yapmış ve göz kırpmıştı Baekhyun.

"Kızımızın yanında küfür etmişsin üstelik. Sabah diş fırçasına macunu biraz fazla kaçırınca bana elinin ayarını sikeyim baba dedi." Küçük kızın annesinin gözleri birden büyümüştü.

"Ne? Gerçekten mi?" Baekhyun sıkıntıyla nefes vererek ellerini Eun Mi'nin omuzlarına koydu.

"Byun Eun Mi. Artık küfür etmeyi bırakmalısın." Hemen dibinde duran sevimli surata gözlerini kırpıştırdı. Haklı olabileceğini düşünüyordu, bu yüzden kafasıyla onayladı.

"Call Of Duty oynamak da yok."

"Ama..."

"Şşş."

"Dertlidomates..." Bu itirazına tabiki izin vermeyecekti.

"Konuşma bitti. Hadi şimdi birlikte yemek yapalım." Her ne kadar oyunu elinden alınmış olsa da sevgilisinin kendisiyle ilgilenmesi hoşuna gidiyordu. Yüzüne her baktığında içinden defalarca "Çok güzelsin Baekhyun." diyordu.

"Baekhyun." Efendim dememişti ama kaşlarını kaldırıp gülümsemesiyle demiş sayılırdı.

"Seni çok seviyorum adam." Yüzündeki sıcaklığı görmek her şeye bedeldi Eun Mi için. Tabi bir de sımsıcak bir sarılış. Tıpkı şu anki gibi.

"Bende seni çok seviyorum kadın." Ay kurban olurum! Tabiki bunu içinden söylemişti Eun Mi.

"Acıktım." Oyuncak ayısını yere sürte sürte içeri giren Baeun Mi'ye döndü ikisi de.

"Biz şimdi babayla senin için bir şeyler hazırlayacağız annecim."

"Ergen de gelsin." İkisinin de kızları karşısında kaşları çatılmıştı ama Baeun Mi'nin pek umrunda değildi.

"Hooğ pişşş ayvil vişş." Eun Mi kafasını Baekhyun'a çevirdi. Baekhyun ise bozuntuya vermeden kızıyla konuştu.

"Eksik söyledin ama bebeğim." Bu adamla gerçekten ne yapacaktı bu kadın.

"Hadi beni hallettik de seni ne yapacağız?"

Acaba mı??