-2-

169 8 2
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR :) 
Belki anlamışsınızdır ama bu hikayeyi yazmak için bazı dizilerden ilham aldım benziyor diyebilirsiniz ama merak etmeyin tamamen hayal gücüme bağlı olacak. Okuyanlardan ricam beğenip beğenmediklerini yorum atsınlar ve VOTE vermeyi unutmasınlar sizlere ihtiyacım var. Bu ilk deneyimim olduğu için yanlışlarım varsa affedin ve hikayemde olmasını istediğiniz şeyleri mesaj yada yorum olarak bana bildirin. Bölüm parçası hikayemdede adını değiştirip yazdığım en iyi arkadaşım Reyyan'nın seçimi. 3. bölümde karakterlerin hepsini öğrenmiş olucaksınız. İYİ OKUMALAR , OKUYAN HERKESE ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.♥

***

  Ama bu kan isteğimi bastırmıyordu. Hızlıca tabağı elime aldım ve göz kapaklarımı yavaşca kapattım ,derin bir nefes aldım. Annemin beni izlediğine emindim ama yapıcak başka birşeyim yoktu. Tezgahın altındaki kapaklı dolabın kapağını açıp bütün etleri dolabın içindeki çöp kutusuna boşalttım.

 
   Annem bir hışımla '' Napıyorsun İlke ? '' diye çıkıştı. Sesinde kızgınlık ve şaşkınlık vardı. Ne diyeceğimi bilemedim , kekeleyerek '' Şe-şey, bozulmuş bunlar. İçinde böcek gördüm.'' dedim. Bu söylediğime ben bile inanmamıştım ama en azından rahatlamıştım.
   
   Sabah yüzüme vuran güneş ışınlarıyla uyandım. Gece penceremi açık bıraktığım için perdem kenarı kaymış olmalı. Ağır ağır yataktan kalktıktan sonra telefonumu kontrol ettim , bir sürü mesaj vardı hepsini es geçtim , birden gözüm saatte kaydı  ve baya bir şaşırdım. Saat sabahın 5'iydi , bu saatte uyumam gerekmiyormu benim ya ?? Koca bir of çekip banyoya yürüdüm , saçlarımı şu meşhur ev topuzlarından yapıp yüzümü yıkadım. Soğuk su beni kendime getirmişti , dişlerimide fırçaladıktan sonra banyodan çıktım . Boy aynamın karşısına geçip kendimi süzdüm , topuz yaptığım sarı saçlarımı fazla sıkı tutturmadığım için biraz dağılmıştı. Bayadır evde oturup abur cubur yediğim için anlımın sağ köşesine küçük bir akne çıktığını fark ettim. Hemen onu boşverip yatağıma döndüm ve telefonumu elime aldım . Telefonuma gelen smsler dışında whatsapptan ve facebooktan mesaj vardı. Facebooku boşverip direk whatsappa girdim , en başta Reyyaşi'nin mesajı vardı , Ölüp, ölmediğimi merak etmiş eheheh , kaç gündür konuşmayınca böyle oluyor işte. Reyyaşi Kore kökenli , çekik gözleri filan çok tatlı ama küçük yaşta taşındıkları için Korece konuşmayı bilmiyor. Okuldan tanıdığım bazı kişilerin mesajlarınada cevap verdikten sonra saatin 6'ya geldiğini fark ettim. Hava güzeldi , bence biraz yürüyüş yapabilirdim. Hemen gardolabımın karşısına geçip 3 ay önce annemin zoruyla nike dan aldığım siyah sporcu taytını sol kolumdan astım daha sonra çekmecemden pembe büstiyerimi  - sporcu büstiyeri -  çıkardım , sanırım üzerime başta bir eşofmanımın üstünü giyiceğim. Ayakkabı dolabıma yönelip içinden airmaxlerimi çıkartıp giyindim. Saçlarımı serbest bırakıp kafamı öne doğru eğdim ve sıkı bir at kuyruğu yapıp bağladım. Aşağıya indiğimde salona sessizlik hakimdi , yardımcımız Güler teyze mutfağı topluyordu , içeri girip buzdolabına yöneldim.
''Günaydın , annem çıktımı ? '' diye beklenmedik bir soru sordum sütü dolaptan çıkartırken.
'' Evet çıktı İlke'ciğim , babanda çıkmaz üzre . Kahvaltı hazırlamamı istermisin ? '' dedi yüzüme bakmadan.
''Hayır , yürüyüşe çıkıcam biraz , babama haber verirsin. '' dedim düz bir şekilde. Bir bardak sütü içtikten sonra kulaklığımı takıp evden çıkmıştım. Birkaç sokak yürüdükten sonra üzerimdeki kapşonlunun fermuarını iyice yukarı çektim ve dağ yoluna girdim. Hava biraz serindi ama umursamadım.

   Dün akşam babam geç geliceğini haber vermişti, bende kendimi toparlıyıp makarna ve salata yapmıştım annem ne olduğunu anlamamış yemek yediğimiz sürece saçma sapan şekilde yüzüme bakmıştı. Şanslıydım ki tekrar dile getirmedi , zaten bu sabah toplantısı olduğu için erkenden odasına çekilmişti , bende öyle...
Odama çıkarken bir tepsi boyunca abur cubur almıştım yanıma. Hepsini bitiremedim tabiki ama içimdeki garip boşluğu bir şeyler iyerek unutuyorum.

BloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin