Nisa eline ne gelirse valizine sıkıştırmaya devam ediyordu. Ailesinin konuşup izin vermesini bekleyecek değildi, 22 yaşında çoktan reşit olmuş ve kendi kararlarını verebilen bir bireydi.
"Hala kararını onaylamıyorum." Kız kardeşine anlamaz gözlerle baktı.
"Onaylayıp onaylamaman umrumda değil." Kardeşi gözlerini devirmişti.
Nisa son hazırlıklarını tamamlamıştı fakat bulamadığı bir şey vardı.
"Beyaz bilekliğimi gördün mü?" Selma kafasını iki yana salladı.Nisa şimdi daha gergindi.
Hızlı hareketlerle odasında bulunan takı dolabına ilerledi.Mutlaka o bilekliği bulmalıydı,onun için uğur gibi bir şey olmuştu.
"Yok! Çıldıracağım!"
Kız kardeşi anlam veremeyen gözlerle ablasına bakmayı sürdürüyordu. Tam ağzını açmıştı ki Nisa sert bir sesle ona odadan çıkmasını söyledi. Ablasını daha fazla sinirlendirmemek için bu kez dalaşmadan sakince odayı terk etmişti.
Nisa bitkin bir şekilde yatağına oturdu. Kendini tanıyamıyordu. İstanbul'a gidip ne yapacaktı ki? En fazla Cemal Can ve onun arkadaşlarıyla vakit geçirecekti. Peki hayatında bir kez gördüğü yabancı sayılan insanlar burada, Prag'deki ailesi gibi olanlardan değerli miydi de bu kadar acele ediyordu? Yavaşça oturduğu yerden kalktı ve aynasının önüne ilerledi.
Değişmişti. Ruhu da eskisi gibi değildi, görünüşü de, karakteri de... Saçlarını kestirmişti, o değişik örgülerini yaptığı beline kadar uzanan kahverengi saçları şimdilerde omuzlarının biraz altındaydı. Rengi açılmış hafiften sarıya dönmüştü. Yüzü hatta bakışları bile değişmişti. O küçük kızdan eser yoktu.
Nisa eskiden de kafasına ne koyduysa yapan ve kararlarından dönmeyen bir insandı. Fakat ne olursa olsun ailesinin düşünceleri onun için hep öncelikti. Peki ailesi bu kararını desteklemezken karşı çıkma isteği de neyin nesiydi? Bir yarışma bu kadar değişmesine neden olabilir miydi?
*******
"Uçak iner inmez beni görüntülü arıyorsun. Cemal gelene kadar konuşacağız." Annesi zaten zar zor ikna olmuşken gereksiz kuruntu yaptığını söyleyip ortamı germek yerine kafasını salladı Nisa.
"Minik bebeğim, kendine çok dikkat ediyorsun. Lütfen telefonun hep açık olsun bizi merakta bırakma. Parasal olarak da kasma kendini." Babasına bir kez daha sarılıp kız kardeşine döndü.
"Odanda takılacağımı söylememe gerek yok bence. Dikkat et kendine Niss'im." Gülerek kardeşinin saçlarını karıştırdı ve ailesinden uzaklaşmaya başladı.
Hazır hissediyordu. İçinden bir ses her şeyin çok farklı olacağını haykırıyordu.
Son kez arkasına bakıp kendini yeni macerasının kollarına bıraktı.
******
Yaklaşık üç saatlik uçuşun ardından havaalanına inmiş ve neredeyse sıfırlanmış Türkçesi ile çıkış kapısını arıyordu. Valizini hızla çekerek kalabalık arasına karıştı ve sonunda bulmuştu. Banklardan birine oturup wifi'ya bağlandı ve Cemal Can'a mesaj attı. Uçaktan indiğini ve onu beklediğini belirtip ardından konum ve anlık fotoğraf yollamıştı. Yakın arkadaşı bir sürü renkli emoji atıp yanında olmasına 10 dakikadan az kaldığını söylemişti. Nisa onaylayıp ayaklarını uzattı ve biraz sosyal medyada gezmeye karar verdi.
Yarışmadan sonra birçok kişiyle takipleşmişti. Bunların arasında karşı takımdaki insanlar da vardı ve bugün hepsi art arda story atmıştı. İlk karşısına çıkan Ersin'in paylaşımına tıkladı.
Kalabalık bir grup selfiesiydi. Masadakilere hızlıca göz gezdirdi. Elif ve yanında muhtemelen eşi olan bir adam, Mert, fotoğrafı çeken Yunus Emre ve yanındaki Ersin, Aycan ve sarıldığı Sercan..
Sercan mı?
Nisa etrafına bakındı. Sanki bu fotoğrafı görmesi büyük bir suçtu ve ne yapacağını bilememişti. Hızlıca aynı olduğunu bildiği diğer storye geçti. Bu sefer Aycan'ın paylaşımıydı ve herkesin kafasının üstüne renkli kalpler koymuştu. Sımsıkı sarıldığı Sercan'ın kafasında ise üç tane kırmızı kalp bulunuyordu.
Ekrana parmağını koyup fotoğrafı durdurdu. İncelemek istiyordu ve bu yüzden telefonu kendine yaklaştırdı. Sercan sakallarını mı kesmişti?
"Böööö!!!!" Yan tarafından gelen yüksek bir bağırışla birden yerinden sıçradı. Bu sırada story çoktan değişmişti.
"Kuzum!" Cemal Can kızın korkmasını umursamadan onu uzun kollarının arasına çekti.
"Cemal! Ödümü çıkarttın." Nisa da anın şokunu atlatıp arkadaşına özlem kokan bir sarılma verdi.
"E hadi yürü gidelim. Hava soğumaya başlayacak." Nisa kafasını sallayıp Cemal Can'ın koluna tutundu.
Şimdi Cemal'in bir elinde Nisa'nın valizi vardı diğer kolu ise çoktan kız tarafından sıkıca sarılmıştı.
"Sana sürprizlerim var." Hızlı adımlarla çıkışa ilerlerken bir yandan da özlediği yol arkadaşına eğlenceli geçecek günlerin tüyosunu veriyordu.
"Sürpriz düşünemeyecek kadar yorgunum be Cemal." Nisa'nın keder dolu konuşmasına gülen Cemal yüzünden bütün ciddiyet dağılmıştı. Nisa tam ağzını açmış onu azarlayacakken telefonu titredi.
"Bir dakika." Cebinden telefonunu çıkarıp gelen bildirime baktı.
a.yync20 hikayesine gönderdiğin ifadeyi beğendi.
Nisa anlamayan gözlerle bildirimi açtı ve büyük bir şok yaşamıştı. Cemal onu korkuttuğu sırada Aycan'ın story'si değişmiş ve sıradakine geçmişti. Sıradaki ise Sercan'la çekildikleri ve komik ifadeyle baktıkları selfieydi.
Nisa o anki panikle bu fotoğrafa kalpli gözlü emoji yollamıştı.
"Siktir!"
MERHABALAR BEN GERİ DÖNDÜM! HEMEN BU AKŞAM SERCAN BÖLÜMÜNÜ DE YAZACAĞIM. HATTA HIZIMI ALAMAZSAM BELKİ ORTAK BÖLÜMLERE BİLE GEÇEBİLİRİZ ARTIK..
HİKAYE BAYA OKUNMUŞ VE BU BENİ ÇOK MUTLU ETTİ. BU KADAR BEKLETTİĞİM İÇİN DE SİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM.
HERKESE İYİ OKUMALAR, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN xoxo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Kalanlar - SerNis
ФанфикHayatlarının aptal bir televizyon yarışmasıyla kesişmesinden sonra akıllarından silinmeyen tek bir soru vardı: "Başka bir zamanda karşılaşsaydık her şey farklı olur muydu?" Sercan ve Nisa birbirlerini güzel bir anı olarak zihinlerinin en kuytu köşes...