0,6

36 9 1
                                    

"Devraaaan gel hadi oğlum!"

Kafenin önünde seslenen Eldem'e elimi sallayıp arabanın kapısını kapattım. Kolumda ki saate baktığımda

8.15

kafeye doğru hızlı adımlarla yürürken ara sokağa kafamı çevirdim.

Sokak da anlamsız bir şimşek çakması gibi bir ışık görünce kaşlarımı çatarak yerimde durdum.

Işık gittiği zaman dikkatli baktığımda bir kızın belirdiğini gördüm. Şaşkınlıktan gözlerim kocaman oldu ne yapacağımı şaşırdım.

Kız un çuvalı gibi yere serildi gözleri açıktı ve garip sesler çıkarıyordu.
Kızın yanına gidip bir metre ötesinden seslendim.

"Hey!!

Sana diyorum iyi misin?!"

Kız cevap vermiyor ve bana korku ile bakıyrodu. Görünürde birşeyi yoktu neden hareket etmiyordu.
Eğilsim ve ona baktım bana bakıyor fakat ağzını açmıyor ya da tepki vermiyordu. Bir dakika ya gözlerime bakmıyor o nereye bakıyor.

Kafamı göğüsüme indirdiğim de kolyem vardı ve gözleri ona odaklanmıştı.

Bu kız çok ürkütücü duruyor. Ambulansı arasam iyi olur.

....

Sonunda ambulans ile hastaneye geldik onunla birlikte gelmek zorunda kaldım çünkü kızın üstünde kimlik ya da herhangi brişey çıkmadı sadece bir defter ve beyaz tüylü bir kalem.

Doktor muayene ederken bende defteri açıp okumaya başladım.

....

Bu yazılanlar doğru olamaz bu kız şizofren, evet evet kesinlikle şizofren..
Peki ya o ışık ve bir anda ortaya çıkması.

"Bakar mısınız?"

Kafamı başımda duran hemşir'e çevirdim

"Evet?"

"doktor bey sizinle görüşücek"

Kafamı salladım ve ayağa kalkıp adamı takip ettim. Beni doktorun odasına getirip gitti.
Kapıyı tıklayarak içeri girdim.

"gelin lütfen"

İçeri girerek kapıyı örttüm, doktor eli ile koltuğu gösterince oturup konuşmasını bekledim.

"ben Dr. Çetin bayanı tanıyor musunuz?"

"hayır tanımıyorum yerde hareket etmeden yatıyordu. Yanına yaklaştığımda onunla konuşmaya çalıştım fakat tepki vermedi."

"anlıyorum. Parmak izi analizi yaparak kim olduğunu bulmaya çalışacağız"

Kafamı salladım ve elimdeki defteri doktora doğru uzattım.

"kızın yanında olan tek şey bu defter ve kalem içinde bazı bilim kurgu ve fantastik şeyler yazılı ve adı Yonca olabilir."

Elimden defteri alıp bir kaç sayfa çevirerek göz attı.

"size defteri kim verdi?"

"ambulans çalışanı verdi bende merak edip okudum herhangi bir isim bulabilme umudu ile. Kız şizofren olabilir diye düşünüyorum"

Kafasını hafif hafif salladı

"hiçbir tepki vermiyor ve bu yazılanlar çok fantastik gerçek olduğunu düşünmüyorum. Fakat Yonca Topak'ı çağrıştırdı bana"

"ne yani şu kaybolan kız mı? Onun yaptığı bilimsel çalışmaydı bu kızın uydurduğu saçmalıklar değil!. Üstelik Yonca Topak kaybolalı 50 yıl geçti gerçekten inanıyor musunuz?"

"Yonca Hanım uzaylılara, farklı boyutlara, periler gibi bazı metafizik olaylara inanıyordu. Üstelik bir röportajında

" uzay durmadan genişlerken yaşamın olduğu tek yer dünya olduğuna inanmıyorum "

Yonca hanım hep planlı değil olmayanı bulmaya odaklıydı. "

" bu çok anlamsız. "

" Ben Yonca Hanım'ı hayranıyım ve ona hep inanmışımdır. "

" neye inandığınız beni ilgilendirmiyor benim için sadece deli saçması o kadar. Artık gidebilir miyim?"

"hayır bu tür durumlarda polis çağırmak zorundayız beklemelisiniz"

"Peki kantin katına iniyorum o halde polis gelirse orda olacağım"

Doktorun odasından çıkıp kantin katına indim. O adam tam bir aptal böyle bir şey olamaz. Evet kız gerçekten benziyor neredeyse o ama bu kız şizofren.

Kantinde oturup tost ve çay içtim aynı zaman da Eldem'i arayıp olanları anlattım birazdan burda olacağını söyledi.

"Devran bey polis memurları geldi sizi bekliyorlar."

Başımı ile onaylayıp doktorun odasına doğru yol aldım. Kapıyı çalacakken

"odasında değil polis memurları ile 216 numaralı odadalar"

"teşekkürler"

Şizofren kzıın odasındalar demek. Odaya varınca kapıyı tıklatarak içeri girdim.

"Devran bey?"

"Evet. Benim"

"kızı tam olarak nerde buldunuz acaba?"

"... Sokağında"

"ne işiniz vardı orda?"

"... Kafesine arkadaşlarım ile buluşucaktım o sokağın başından geçerken biranda ışık oluştu hani şimşek çakar gibi bir anda geldi ve gitti. Sonra kızı gördüm yerde öyle yatınca yanına gittim konuşmaya çalıştım cevap vermedi hareket dahi etmedi. Bende ambulansı aradım , uyuşturucu ya da onun gibi birşey almış olabileceğini düşündüm. "

" anlıyorum..

Polisin sözü kapının açılması ile kesildi

"Hocam test sonuçları"

Doktorun sonuçları alıp okuması iel yüzü gülerek bana baktı

"Size demiştim o Yonca Topak"

Ne bu nasıl olur?!!

"bir yanlışlık olmalı 50 yıl geçti aradan şuanda yaşlı buruş buruş olmalıydı!"

"evet haklısınız ama değil. Bu demek oluyor ki gerçekten de başardı!"

Doktor sevinçli duruyordu bense şaşkın.

"Yonca Topak kim?"

Doktor hevesle soruya cevap verdi

"bakın memur bey Yonca Topak 50 yıl önce kaybolan genç bir bilimciydi. Evrende sadece insanların değil başka varlıklarında yaşadığına inanan biriydi."

"bunda bir hata olmalı!"

Kesinlikle hata vardı

"bakın Devran bey biliyorsunuz ki parmak izi analiz kullanıyoruz üstelik son teknoloji hiçbir yanlışlık yok!"

Bu olamaz nasıl,nasıl..

Yonca başındakiler kim ya da ne olduklarını bilmiyordu hatta hiçbirşeyi hatırlamıyordu. Düşünemiyordu bile çünkü zaman ona büyük zarar vermişti.


Zamanla Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin