Mutluyum ama her gün daha ağır hissediyorum.
Artık kılıcımı (Catra'yla paylaştığım) yatağımın altına saklamak yerine aynalı dolabıma asabiliyorum. Ders çalışacağımda boş bulduğum bir köşe yerine çalışma masamı kullanabiliyorum. Artık yeterli alanım olduğu için istediğim kadar kıyafet alabiliyorum. (Bazen kendimi Catra için bir şeyler bakarken bulduğum oluyor.)
Sevgililer günü geçti —bu aslında bizim için özel bir gündü. Tüm geceyi banyoda geçirirdik —duş başlığının altında sarılır, mutsuzsak birbirimizi her yerden öperdik. Bunlar bizim için normaldi ve biz de diğer herkese normaldik.
Tırnaklarını törpülerken ağzı kapalı ufak gülüşü yüzünden silinmezdi —ve bana her seferinde kendiminkileri çok dipten kestiğim için kızardı. Hatta bazen beni gördüğünde makası elimden alırdı.
Bir sabah, çok erken bir saatte, bana sonrasında sürekli pişireceği bir yemeğin provasını yaparken görmüştüm onu. Bu günlerde yanımdan ayrılmak için bahanesi hep hazırdı çünkü çok uzun sürüyordu. Ona göre ben bunu bilmiyorum (bu yüzden mutlu).
Derslere vaktinde gelmekte çok zorlanırdı ama sonrasında açığını kapatmak için kendini tamamen veriyordu. Benim kadar iyi —belki benden daha iyi. (Benden kesinlikle daha iyi)
Bazı geceler ayaklarımın ucuna kıvrılmak yerine arkama geçer bana sarılırdı —genelde de vücudunun büyük bir bölümünü sırtıma atıverirdi ama gıdıklanmayayım diye nefesini kulağıma vermemeye özen gösterirdi —genelde çenemin altına—
Dün Glimmer bana artık yurda (bizimkine değil) çok fazla yabancı girdiğini söyledi. Üstünde durmak istemediği bir şekilde içeri şöyle bir bakmış —anlatırken dolabıma dağınık dediğine pişman olduğuna defalarca değindi —ki her seferinde çok hoşuma gitti bu.
Mutfak o kadar pismiş ki kimse girmek istemiyor gibi görünüyormuş. Çamaşırlar zorda kalınmadıysa asla yıkanmıyormuş. (Tırnakları yüzünden kıyafetleri hep söktüğünden Catra'nın çamaşırlarını ben yıkıyordum. O da yemeklerimizi hallederdi —benim tabağım hep daha büyüktü.) Öğrencilere göre temizlikçiler işlerini savsaklamaya başlamış, her gün daha fazla kural çiğneniyormuş ve bazıları bunların iyi günler olduğunu düşünüyormuş.
Birkaç kişiyi gördüm —ve bir şekilde Catra'yı. Çok sevdiği pantolonunu ve benim kazağımı giyiyordu. Ayakkabıları elindeydi (bağcıklarını birbirine bağlayıp omzuna asmıyor çünkü üstü kirlenir) ve kemerinde yeni bir delik gördüğüme yemin edebilirim. Altın tacı (ganimeti) yoktu —yüzü gerçekten mi solgun yoksa saçlarından mı öyle duruyor anlamadım.
Biraz arkasından onu izleyen Kyle da farklı değildi. Saçları sevdiği uzunluğu çoktan aşmış ama bunu cidden umursadığına dair bir işaret görmedim. (Oysa bu konuda epey hassas.) Kollarında kocaman morluklar vardı —ve onun da ganimeti eksikti.
Rogelio arkasında pullardan iz bırakıyordu. Lonnie'nin onu sürekli öne bakmaya zorladığını fark ettim —sonra derste olması gereken saate bahçeden toplayabildiği kadar pul topladı.
Bu sabah düzen sağlayan bir melek olduğumu söyleyen birilerini duydum —kim olduklarını bilmiyorum.
Sonra da düzen yıkıcı olduğumu duydum —kim olduklarını bilmiyorum.
Ve düşündüm —neden hala oradalar?
Merdivenlerin başına oturup benimle konuşacak kadar vakti olan herkese sordum —sıra Perfuma'ya geldiğinde bana dedi ki "Ben de aynı şeyi geçen ay sana sordum ya zaten."
Sanırım tam da bu noktada vazgeçtim. Kurtarıcı rolü oynamak ya da seçimleri olan tek insan benmişim gibi hissetmek istemiyorum. Sorumlu oldukları tercihleri yüzünden suçluluk duymak istemiyorum. Artık yastık kılıfımı çamaşır makinesine atarken duraklamak istemiyorum. ̶t̶e̶k̶i̶s̶t̶e̶d̶i̶ğ̶i̶m̶c̶a̶
Yine de düşünmeden edemiyorum —acaba artık Catra'nın çamaşırlarını kim yıkıyor.
kötü apartman anıları için
saintdlls kadınına teşekkürler
hak sahibi odur
etiketlemiyorum
çünkü geleceğine inancım varlütfen birileri catradora yazsın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bilmiyorum » catradora
Fiksi Penggemarcollege au lütfen okuldan ayrılırken iade edeceğiniz ganimetinizi temiz ve yanınızda tutun.