Honey [ jenmin ] ✓

9

-namjoon; gelirken ne alayım, eksik bir şey var mı tae?

-jungshook; bir kilo soğan, bir kilo patates, bir kilo domates, al işte kafana göre

-jimin; bunlar sabah evde bitenler listesine yazdıkların değil mi :D

-jungshook; bir işe yarasın, hyungum değil mi ya

-namjoon; ben hyung'um evet, dilenci besleyen yardımsever değil

-jungshook; dilenci?

-jungshook; sana hiç yakıştıramadım, hyung

-jennie; boş boş konuşma da dışarıya çık, bekliyorum

-jisoo; beni de almayı unutma!

-rosélla; beni de beni de.

-jennie; siz zaten arabadasınız, ruh hastaları, delireceğim

•

"Bir daha o çenen açılırsa, yumruğumla ağzına birleştireceğim, Jeongguk."

Jimin'in dediklerine karşılık arkasından gelen Jungkook sadece ağzı ile burnunu eğmişti. İnanılmaz derecede çok konuşuyordu. Ve aptal da olsa komikti. Sürekli Jimin'in boyu ile dalga geçtiği için Jimin sinirlenmişti.

"Tanrım, güzeller güzeli arkadaşlarım'ın hediyeleri gelmiş."

Göz devirirken, Taehyung'un elimdeki hediye paketini çekiştirerek almasını izledim.

"Taehyung, bizi bu kadar beklediğini belli etme."

"Şerefsiz, sizin gelmenize gerek yok hediyeleri yollayın dedi geçen gün. Ne bekliyorsun ki, Jisoo?" dedi Jimin.

"Of, şakadan da anlamıyorsunuz, saftirikler sizi. Geçin hadi."

İçeriye geçerken, sıcak olduğu için saçlarımı sağ omzuma doğru topladım. Neyse ki, içerisi biraz serindi.

Salona geçtiğimizde, Jin, Yoongi ve Namjoon'un ellerindeki atıştırmalıklarla beraber sohbet ettiğini, Hobi'nin ise Wendy ile birlikte balon şişirmeye devam ettiğini görmüştüm. Seulgi ile Yerim ise İrene'in başına üşüşmüş telefonuna dikmiştiler bakışlarını. Büyük ihtimalle İrene'nin yeni sevgilisi ile olan konuşmalarını dikizliyordular.

"Yemek istiyorum ben." dedim Taehyung'a bakarak.

"Mutfakta her şey var, Jenibon."

"İyi."

Çantamı koltuklardan birine fırlatıp, mutfağa geçtim. Benimle beraber Rosé, Jungkook ve Jimin'in de gelişini görmüştüm. Zaten Rosé ile Jungkook'u yemekten uzak tutmak imkansızdı. Jimin ise, birkaç gün önce benimle durduk yere tripli konuşmasının ardından onunla pek konuşmuyordum. Üniversite son sınıf öğrencisiydik, Jimin ise bu yıl kaydolmuştu üniversiteye. Diğerleri gibi onunla da konuşup, eğlenirdik. Benim alışma sürecim diğerlerinden biraz daha geç bittiği için son iki aydır normal konuşabiliyordum onunla. İyi ve tatlı biriydi ki neden bana öyle davranmştı hala bir muammaydı.