Bölüm 5 Tutsak 🚬

183 95 39
                                    

Bu sefer fena korkuyordum çünkü , Rüzgarın gitme dediği yere gidecektim. yelow sokak daha iki gün önce telefonuma gelen Mesaj üzerine yelow sokakta saldırı üzerine iki genç kız hayatına veda etmişti . Melis yan tarafımda oturuyor ve bende titreyen elerimle araba sürüyorum. Yanımda oturan Melise sürekli emin olup olmadığını soruyordum ve bu da sonuncu soruşumdu .

-emin misin

-bilmem sen

-asla emin değilim çokmu önemli saatin

-Mira onu bana Babam aldı Almayadan benim için çook değerli...

O gün Melisle lavaboya gittiğimiz gün saatini çıkarıp
Peçeteliğin Üstüne koymuştu ve onun için değerliydi onu orada unutmuş ve onu almamamız gerekirdi

-şurada inelim

- tamam haydi

siyah Atletimin üstüne giydiğim kısa beyaz hırkamın şapkasını başıma atıktan sonra,  Melisinde aynısını tekrarlamasını istedim ayrı ayrı yürüyecektik çünkü ikimiz beraber yürüseydik dikat çekerdik ,  Melise uzaktan işaret edip ilk önce sen gir gözünü onaylarcasına Tamam diyip kırptı . içeri girdiğimde korumaların orada olmamaları dikatimi çekmişti içeriye girdiğimde Melis içecek  bölümünde beni bekliyordu ,  yanına gidip

-hadi Melis

Lavaboya doğru yürüdüğümüzde aşağı merdivenlerde korumaların beklemesi beni korkutmuştu

- şey biz kayıp bir eşyayı almaya gelmiştik

İki koruma birbirine baktıktan sonra melise kaş göz işareti yaptım korumaların biri

- Biraz beklermisiniz hemen Rüzgar beye haber vermemiz gerkiyor

Melisle birbirimize baktıktan sonra

Adamın ikinci basamağa ayağını bastıktan sonra ki yalvarışlarıma ne demeli Hayır ! Lütfen lütfen biz bakıp çıkıcaz nolur

- Ama hanım efendi oranın sorumlusuda Rüzgar bey

Gözlerimi yukarıdan gelen sese doğru yöneltiğimde yukarıdan gelenin Rüzgar olacığını bilmezdim.

-o sesde ne halil abi

Rüzgar aşağıya indiğinde göz göze geldiğimizde

Rüzgar bana kızgın gözleriyle bakışını eksitmedi her zaman ki gibi ,

- Yukarı çıkalım Mira burada bağrışmayın insanları rahatsız etmeyin

O bakışa bu söz şaşırmıştım melise dönüp baktığımda rengi ak beyaz olmuştu yukarıya doğru yürüdüğümde arkamdan Melisin hırkamı tutuğu an yüzmü ona çevirdiğimde

-Özür dilerim

Elimi sus işareti yaparak önümüzde yürüyen Rüzgar kapıyı açtığında girin içeri , İçeriye girdiğimizde bana o günü hatırlamama sebep olmuşdu siyah deri koltuğa oturduğumuz da Rüzgar da masasına oturmuştu Çekmededen sigarasını çıkarıp yakdığında canım çekmemiş değildi sigarasından bir yudum aldıktan sonra dumanını üfledikten sonra

- niçin buraya geldiğinizi sormiyicam istediğiniz şeyi tahmin ede biliyorum aşağıya indiğinizde...

Dediği an camdan gelen silah sesi korku dolmuş göz yaşlarımın sağ gözümden bir damla akmıştı Rüzgarın uörunda bile değildi dumanını havaya doğru üfleyip

- korkmayın buralarda böyle şeyler çokca yaşanır güvendesiniz diyemem önceden Mira ya demiştim

Neden böyle bir şey yapıyordu Rüzgara İnanmazdım bunu bana yapamazdı bu kadar   ona ne yapmıştım sinirlenmiştim Melis bir şok içindeydi yüzüme bakıp iğrenç bir gülümseme atıktan sonra yüzüne bakıp

- Arkadaşım Melis saatini burada unutmuş onu almaya geldik

Sigarasından son yudumunu aldıktan sonra kültabasına bastırdıktan sonra, Melisi bir süreliğine inceledi

- bıraktığınız yerde duruyo gidip alabilirsiniz

- hade Melis kalkalım

Melis yerinden kalkmıştı Rüzgar normal haline dönmüştü gözleri eski haline geri dönmüştü ama bakışları hep aynıydı, kapıdan çıkıp lavaboya doğru yürüdük içeriye giridğimizde saat olduğu yerde duruyordu Melis eline aldığında mutlu olduğunu anlıyordum ama korkusu onu dışarı vermesine izin vermiyordu

- hade çıkalım silah sesleri durdu

Melis kendinde değildi elini tutup kapıdan çıktık aşağıya doğru yürüdüğümüz de korkmuyor değildim, merdivenleri indikce aşağıdan gelen ses yakınlaşıyordu içeride o kadar insan vardı ki sanki hiç biri korkmuyordu ama tipleri tip değildi kimi' nin yüzü prsingle dolu kiminin saçı gökkuşağı gibi dışarı doğru çıktığımızda derin bir nefes almıştım. taki arkadan gelen kurşun koluma isabet edene kadar arkamı döndüğümde Melis iyiydi ama insanların kaçışı ve çığlıkları kulaklarımı titretene kadar

- Melis koşşş

Melis iyi değildi güçlü sanırdım onu ama değilmiş ilk önce Melisi spreyle üstüne yazı yazılmış çöp kutusunun arkasına itim ,  ama kendimi kurtaramadım arkamı döndüğümde geçen buraya geldiğimde Rüzgarın beni onlara verdiği Aykut bey denilen adamın adamları bizden kaçacağınımı zanediyorsun dediğini hatırlıyorum ve sırtıma silahını vurulduğunu hatırlıyorum...

Ruhumuz bile zamanla bedenden soğuyor, Ayrılıyor bitiriyor bir anda her şeyi çıkıp gidiyor veda bile edemiyorsun , Edemezsin çünkü kimseler gibi oda vedaları sevmez. hep beklemediğin zaman çeker...🖤 gider...

SİYAH ADAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin