Part 1

263 29 5
                                    

Yıl: 2001

Jongin serçe parmağını kaldırdı ve minik dişlerini göstererek gülümsedi.
"Soo Hyung, bana söz ver." KyungSoo kendinden uzun olan dongsaeng'ine baktı ve gözlerini kırpıştırarak neden bahsettiğini anlamaya çalıştı. Jongin KyungSoo'nun sevimli koca gözlerine aldırmayarak serçe parmağını onunki ile birleştirdi.

"Artık söz verdin. Sadece birbirimizi seveceğiz."

Ve Ertesi gün Jongin KyungSoo ile vedalaşarak Amerika'ya, annesinin yanına gitti.

Yıl: 2002

KyungSoo en sevdiği arkadaşını bir yıldan sonra tekrar göreceğini düşündükçe minik adımlarını hızlandırdı. Jongin Amerika'ya annesinin yanına gittiğinde bozuk el yazısıyla tek bir mektup yazmıştı ona. Mektupta, eve geldiğinde çok önemli bir şey göstereceğini söylüyordu Jongin. Bu yüzden, Baykuş'un yavaş olması imkansız gibiydi zaten. Koca evin kapısına geldiğinde heyecanla parmak ucunda yükselerek zile bastı bir kaç kere. Heyecan dolu kalbi yerini yavaş yavaş korkuya bırakıyordu ki evin hizmetçisi nihayet kapıyı ardına kadar açtı ve doğrudan Soo'ya baktı. Hizmetçi kadının gözleri her zamanki gibi neşeyle parlamıyordu. Sadece, dudakları yapmacık bir şekilde yukarı doğru kıvrılmıştı. Ne yazık ki insanların çoğu gülümseyen herkesin mutlu olduğunu sanar. Gülümsemenin canı cehenneme.. Yaşının küçük olmasına rağmen Soo bile bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Titreyen ince sesiyle mırıldandı.

"Jongin, Jongin'le oynayacağım.."

Hizmetçi kadın itiraz edeceği sırada boyun eğerek içeri davet etti onu. KyungSoo yerini ezberlediği Jongin'in odasına doğru koştu ve kapıyı açarak arkası dönük olan çocuğun beline sarıldı. Jongin yavaşça kafasını arkaya çevirerek belini bir ahtopot gibi sarmalamış ellerin sahibini aradı. Gözleri onunkiler ile buluştuğunda Soo hissiz gözler karşısında geriledi. Sanki.. Onu tanımıyormuş gibi davranıyordu. Jongin.. O asla KyungSoo'yu unutmazdı değil mi? KyungSoo bir yıl boyunca onu ve verdiği sözü düşünürken hemde.

" Sen de kimsin? Ayrıca, ayrıca gözlerin kocaman.. beni korkutuyorsun. Yah! Evimden gitmeni istiyorum.. "

KyungSoo kendiliğinden dolmaya başlayan gözlerini kırparak yaşları uzaklaştırmaya çalıştı. Jongin gözleriyle dalga geçmişti, üstelik şimdi de ona gitmesini söylüyordu.

" Hatırla Jongin.."

KyungSoo evi terk etmeden önce sadece bu kelimeleri söylemişti ona.

Büyük Anne Do Uyuyan torunun alnındaki teri silerek ağlamaktan şişen göz altlarına baktı. Soo onun bu dünyadaki tek varlığıydı ve onun üzgün olmasına dayanamıyordu. Bayan Do içeri gideceği sırada başında hissettiği keskin ağrı ile çalışma masasına dayandı. Ölmek üzereydi ve bunu inkar edemezdi. Ölmekten korkmuyordu. Tek korkusu değerli torununa o öldükten sonra ne olacağıydı..

E-yo! Kocamaan bir aradan sonra sizinle birlikteyim! Hoho.~
Bu bölüm hakkında bir şeyler diyecektim ben. Olayların kuruluşu üzerine olduğu için geçmişteydi, bir dahaki bölümde muhtemelen günümüzden yazmaya devam ederim.. Haa.. Bir de cömert olup Vote'lerinizi hikayemle paylaşırsanız çok sevinirim. >< Bu kadar galiba.. Evet, iyi günler!~

Remember ( KaiSoo/Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin