0.1

541 46 10
                                    

     Parmaklarımı bilgisayarımın klavyesine götürdüm. Yazmaya başladım.
’Benim adım Lily Mackers. Ve ben.. Iı bu giriş dizilerde daha güzel oluyordu sanırım. Benim herhangi bir özel bir gücüm yok. Ya da herhangi bir yerde yaşamadım , kimseden habersiz. Ama şunu söyleyebilirim ki lanetli bir sayım va-‘’
‘’Ne yapıyorsun Lily?’’  Ödümü kopartan sese döndüm birden.
‘’Hiçbir şey. ‘’ diyerek laptopun kapağını kapattım.
‘’Yine şu blog saçmalığı mı?’’ diye sordu Barbette.  Gözlerimi devirip ona döndüm. ‘’Bu sefer yazacak  bir şeyim var elimde. ‘’
‘’Umarım şu hayran olduğun ünlüler hakkında yazmıyorsundur. Ya da okulda sevdiğin ve sevmediğin kişiler hakkında. ‘’ dedi.
‘’Hayır ,bu sefer tamamen benle alakalı. Şimdi lütfen beni yalnız bırakır mısın? Burada profesyonel  bir şey yapmaya çalışıyorum.’’ dedim elimi güle güle anlamında sallayarak. Ve bilgisayarımın kapağını tekrar açtım. Ama Barbette hala gitmemişti.
  Bana daha çok yaklaştı ve bilgisayarının ekranına baktı. ‘’Benim adım Lily Mackers mı? Cidden mi?’’ dedi.
‘’Evet. Şimdi gidebilir misin?’’ dedim. Derin bir nefes aldı ve elindeki bir bardağı faremin yanına koyarak. ‘’Bugün yapacak işlerin var. Unutma.’’ dedi.
Tamam diyerek kafamı bir aşağı bir yukarı hafifçe salladım.
 
 Lily Mackers kim ki zaten. Bütün işleri o yapar. Her şeyi.
Lily Mackers hiçbir şey de unutmaz. Neden mi? Çünkü o Lily Mackers.

‘’Buldum!’’ diyerek heyecanlı bir şekilde yazıma devam etmeye başladım.

‘’Benim hakkımdaki o lanetli şeyi yakında öğreneceksiniz. Ama öncelikle bir şey söylemek istiyorum. Yazacaklarımın bir senaryo olduğunu düşüneceksiniz büyük ihtimal. Ama değil! Yemin ederim ki değil. Ama bazen abartmalar yapabilirim. Bunu her yazar yapar. Bir sonraki yazımda her şeyi anlatacağım.’’ dedim ve gönder tuşuna tıkladım.

   Sandalyemdeki hırkamı ve masadaki bardağı alıp içeri geçtim. Barbette hala bizdeydi.
‘’Bugün dışarı çıkmalısın.’’ dedi bana.
‘’Tamam anladım. Biliyorum. Yeter.’’ dedim. Yaklaşık 1 haftadır dışarı çıkmıyordum ve okuldaki devamsızlığım baya artmıştı. Aslında 3 gün uzaklaştırmam vardı ben onu beşe yükselttim.
‘’Bundan sonra blog saçmalığı da yok.’’ dedi.
‘’Sen video çekip youtube hesabına yüklemek istediğini söylediğinde sana bir şey söylememiştim. ‘’dedim göz devirerek.
‘’Ama en azından insanları aşağılayacak bir şeyler yapmayacaktım. Mesela ’John Grace okuldaki en yakışıklı erkektir ama kendisini iki yıl önce erkekler tuvaletinde başka bir erkek ile yakalayınca bütün çekiciliğini mahvetti. Eşcinsel insanlara saygılıyım ama yakışıklı olunca olmayabiliyorum. ‘ Bunu hatırlıyorsun dimi? ‘’ dedi bana sinirli gözlerle bakarak.
‘’Evet ama okuldaki en iyi haberdi. ‘’ dedim omuzlarımı yukarı çekerek.
‘’Belki. Ama senin orada ne işin vardı bunu hala yanıtlamadın.’’

 Evet diye düşündüm. Belki bunu da blogumda anlatırım.

‘’Benim dışarı çıkmam lazım.’’ dedim yerimden kalkarak.
‘’Sonunda Lily Mackers harekete geçti. Sonunda!’’ dedi.

Elime çantamı alıp dışarı çıktım. Bir şeyler içmek istedim. Evet evde içtim ama dışarıda yazacak daha çok şey var. Çantama tabletimi koymuştum. Aklıma bir şeyler gelince yazıp hemen gönderecektim.
  O sırada saate bakmak amacıyla telefonuma baktım. ‘’16.56.’’ yazıyordu. Gözüme tarih çarptı. ‘’17.10.2014.’’ Ah bu tarih…
 
  Sanırım bugün öleceğim. 1 haftadır dışarı çıkmıyorum ve çıktığımda ise tarih ayın 17si oluyor. 17 sayısına ayrı bi nefretim var. İnsanlar her şeyden nefret edebilir ama 17? Bir zamanlar insanlar 13ün lanetli olduğunu düşünürdü ama ben ise 17den yanaydım.
 
Bir kafeye gittim. Aslında yazmam gereken yazıyı şimdi yazabilirdim. Blogumun adı LM17’ydi. Her ne kadar saçma bir isme benzese de benim için saçma değildi. İleride ünlü bir blogger olursam bu marka haline gelecek. Hayallerim vardı.

 Kafede herhangi bir yere oturup tabletimi çantamdan çıkardım. Sitemi açtım. Yeni gönderi kısmına tıkladım. Bu sırada bir önceki yazımın kimse tarafından okunmadığını gördüm. Ama tabiî ki de okunacaktı. Umarım. Ve umarım sitem insanların takıldıkları ‘korku hikayeleri’ sitelerine dönüşmez. Bu site hakkında yapmak istediğim çok şey var.

  ‘’Benim adım Lily Mackers. Bunu sanırım her yazıda yazacağım. Her okuduğunuzda ‘Aa Lily Mackers’mış yazarı.’ demeniz için bu. Bugün size hayat öykümü anlatacağım.
Tabiki de oturup doğumundan şu zamana kadar geçen her şeyi anlatmayacağım. Sadece lanetli olayları anlatacağım. Hepsi birbiriyle bağlantılı. 17.
 
  Büyük ihtimal ’17’ ne diyorsunuz. Bu bir sayı. En klasik cevaplardan bir tanesi.  Ama 17 benim için çok farklı bir şey. Evet şimdi başlayalım. Umarım bu yazıdan sonra benimim 17ye karşı nefretimi anlayabilirsiniz. Eğer kullanıcı adınızda herhangi bir 17 rakamı görürsem sizi direk banlarım. Her neyse.

  Ben 5 yaşımdayken. Yani bu 12 sene önce oluyor. Evet bu 17 yaşındayım bu arada. 5 yaşındayken her zaman Polyanna gibi bir kızdım. Her şeyi iyi bir sebebe bağlıyordum benim için kötü diye bir şey yoktu. Bazen başıma o kadar çok kötü şeyler geliyordu ki hepsini iyiye nasıl bağladığımı merak ediyordum. İşte ilk lanetli olduğumu o zaman anladım. Bir gün ben ve yakın arkadaşlarımdan bir tanesi olan Barbette ile anasınıfına gidiyorduk. Daha çok gidecektik. Barbette’nin annesi bizi götürüyordu okula. Her şey çok normaldi. Bir şeyler hakkında konuşuyorduk.Annemin ve babamın ayrılacağı hakkında. Beraber yaşamıyorlardı yine de.Ben babamla kalıyordum o zamanlar. İşte. Ben Barbette’nin annesine ‘’Ayın kaçınca boşanacaklar?’’ diye sormuştum. 5 yaşındaki bir çocuğun böyle bir konu açması kesinlikle çok değişikti. Sen 5 yaşındasın lütfen git ve oyuncak bebeklerinle oyna. Annesi ‘’Lily , bunu nerden biliyorsun?’’ diye sormuştu. ‘’Babamın konuşmasını duymuştum,telefonda. Ve de ayrı yaşıyorlardı. Ayın kaçınca olacak?’’demiştim. ‘’Ayın 17sinde boşanacaklar , tatlım. Ama üzülme tamam mı?’’ derken işte pat. Kaza yaptık. Kazadan hepimiz sağlam çıkmıştık.
  Eğer orada 17 sayısı geçmeseydi belki o kazayı yapmayacaktık.

 Diğer bir olay ise yine 17 ve yine kaza. Bir gün okulla birlikte geziye çıkmıştık. Bana 17inci koltuk gelmişti. Ne kadar da üzücü bir şey değil mi? Kesinlikle öyle. Öğretmen ile kavga etmiştim bu konu ile ilgili. Ona 17nin benim için lanetli olduğunu söyleyip duruyordum ama beni dinlemiyorlardı. Daha sonra bir kaza yaşadığımızda oldu. Ve otobüste tek yara alan kişi bendim. Yanıma kimse oturmamıştı bir de. Kolum kırılmıştı. Tabi ondan sonra bu konu hakkında öğretmenler daha çok dikkatli oldu. Artık İtalya’daki gibi 17 sayılı bir koltuk olmaması lazım. İtalya’da 17 şanssızlığı temsil ediyor. Roman rakamlarıyla yazınca , yani şöyle XVII , ve bunu biraz karıştırdıktan sonra ortaya VIXI kelimesi çıkıyor. Anlamı ise ‘’Hayatım bitiyor.’’demektir. Bu yüzden İtalya’da yaşamalıyım artık.

  Bu sene 17ince doğum günüme bir partide girdim. Ama tam saat 00.00yi gösterdiğinde kustum. Nereye diye soracak olursanız hemen cevap vereyim. Sevdiğim kişinin üzerine. Evet sanırım 17 kesinlikle lanetli sayım.

  Bu sene ayrı bir lanet vardı üzerimde. Yani yaşım 17di. Ayın 17sinde hep başıma kötü bir şey geleceğini düşünürüm. Ve bugün de ayın 17si.

Daha anlatacak çok şeyim var. 17 sayısı hakkında çok araştırma yaptım. Rakamlar hakkında artık profesyonel olduğumu söyleyebilirim. Ama hala 17’nin lanetini çözemedim. ‘’ yazımı kopyaladım. Etrafa baktım. Saat 17.15’ti. 2 dakika kalmıştı.
  Yazıma devam etmeye başladım.
‘’Ve biliyor musunuz? Bazı kaynaklara göre saat 17.17’de kurulan hayallerin gerçek olacağını gösteriyor.Saat şuanda 17.16. Umarım bir gün bu 17 laneti üzerimden kalkar. ‘’
 
 Etrafa baktım. Sırada bekleyen insanları gördüm. O sırada bir genç içeri girdi. Koyu saç rengine sahipti. Uzun ve inceydi.
 Bana doğru döndü. Göz göze geldiğimizde bana gülümsedi.
O sırada telefonun alarmı çaldı.
17.17.

Sanırım ilk defa 17 lanetli değildi benim için. 

Bu hikaye xlilyhood'a  hitaben yazılmıştır.

17.17 ➳  hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin