🎶avril lavigne-innocence🎶
jin: Sigara küllerin yere düşüyor, onları toplayan insanlar için zorluk çıkaracağını hiç düşündün mü hiç?
Tae: Umrumda değil.
jin: Kötü bir insan mıydın, hiç beklemezdim.
tae: kötü bir insan değilim.
jin: O zaman neden okul çalışanlarının zorlanarak o külleri toplayacağını bilerek yine de oraya küllerini döküyorsun?
tae: Çünkü okuldaki çalışanlarımız maalesef iyi insanlar değil.
jin: İmkansız, onların hiçbir kötülüğünü görmedim.
Sen kendini haklı çıkarmak için bunları uyduruyor olmayasın?
Hem sana neden inanayım?tae: İnan bana diğer insanların beni haklı veya haksız görmesini umursamıyorum.
Ve okul çalışanları konusuna gelirsek; her toplumda genellikle şöyle bir bulgu vardır:
'Zengin insan kötü kalplidir, fakir insan iyi kalplidir.' Ya da bunun tam tersi.
Fakat bu toplumdaki büyük yanlışlardan sadece bir tanesi.
İnsanlar her şeye ön yargıyla yaklaşıyor. Bu yüzden okulumuzdaki temizlikçilerin öğrencilerin sınıfta unuttuğu hırka, mont ve hatta paraları kayıp eşya kısmına koyması gerekirken, o eşyaları çaldıklarını kimse bilmiyor, bilmek istemiyor.
Ya da okuldaki aşçıların okul müdürlerinden binlerce kez yemekhanedeki çorbalara çok fazla su katmak yerine daha fazla çorba yapmalarına uyarı yapılmasına rağmen, aşçılar sırf üşeniyor diye hâlâ fazlaca su katmaya devam ediyor.
Yemekhanedeki çorbalar neden bu kadar tatsız sanıyorsun?jin: Bunu kanıtlayamazsın?
tae: İnan bana, kanıtlayıp kanıtlayamam umrumda değil. Senin ne düşündüğün de.
jin: Sana neden "ucube" dedikleri anlaşıldı.
tae: Tanrı aşkına, sen de benimle dalga geçmek için farklı bir yol deneyip whatsapp'tan yazmayı mı seçtin.
jin: Hayır, hayır. Yanlış anlaşılmak istemem. Sadece bu kadar umursamaz olduğun için sana herkes ucube diyorlar.
tae: Böyle bir şeyi nerenden çıkardın?
jin: Normal bir insan, eğer aşırı fazla utangaç veya ona benzer bir şey değilse, ona karşı hakaretlere karşı gelirdi fakat sen anladığım kadarıyla karşı gelmiyorsun.
jin:Başlarda seninle dalga geçenler seninle eğleniyordu fakat onlar senin umrunda olmadığını anladığında dalga geçmeyi bıraktılar. Bunu garipsediler ve sana ucube demeye başladılar. Yanılıyor muyum?tae: Haklısın.
jin: Haklıyım tabi.
jin: Fakat niye böylesin? Niye sana ucube demelerine izin veriyorsun?
tae: Çünkü gerçekten ucubeyim.
jin: Hayır değilsin.
tae: Etrafına bir bak, çocuk. Ben ve diğer kişiler arasındaki dağlar kadar farkı istesen de istemesen de görebilirsin.
Mesela göz altı morluklarımı asla kapatıcıyla kapatmam çünkü göz altı morluklarını çok severim. Ya da daha hoş görünmesi için saçımı düzeltmem, her zaman geniş jeanler, eşofman ya da içinde rahat ettiğim bir şey giyerim.
Bunlar basit örnekler fakat sadece bu kadarı bile benim ucube olmama yetiyor.jin: Farklı olduğun ucube olduğun anlamına gelmez.
tae: Emin ol, onlar gibi olacağıma "ucube" olmayı tercih ederim.
Ve bu zamandaki "farklı" anlayışı çok farklı. Ben farklıyım, sadece farklıyım ama onlar bana ucube diyor.
Fakat asıl ucube olan;yattığı her kızı diğer arkadaşlarına anlatan, ya da kızın ona nude gönderip o nude'u bütün okula yayması. Veya bir kızın gerçek hayvan dersinden bir şey giyip bunu çok iyi bir şeymiş gibi söylemesi. Büyük sınıfların küçük sınıflara zorbalık etmesi.
Bunlar asıl ucubelik davranışlar bana göre fakat herkes bunu havalı bir şey olarak görüyor. Bu yüzden herkes böyle aptalca şeyler yapmak için çabalıyor.
Onların gözünde farklılık sadece güzellik kavramını kapsıyor;
Ve ben onların gözünde farklı olmaktansa, kendi çapımda farklı olup onların gözünde ucube olmayı tercih ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the ciggarette's ash | taejin
RomanceGenç adam o elmayı ısırdı zehrini kabul ederek.