Zehir

328 17 42
                                    

"Akşam oldu sen hala yatıyorsun." Duyduğum sesle gözlerimi araladım. Bana kalkmam için başını 'e hadi' dermişçesine salladı.

Yatakta doğruldum. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen?" Çıktığını bile duymadığım sesimle sordum. Duyduğunu bile düşünmüyorken omuzunu silkti. "Hiç." Yüzü düşmüştü. Sanki ağlayacakmış gibi gözleri doldu. "Sana kahvaltı getirmiştim sadece." Gözlerini yatağın ucuna sabitledi. Biraz daha dursa ağlayacaktı. Arkasını yavaşça döndü.

"Afiyet olsun." Sesi titriyordu. Birden ne olmuştu? Sessiz bir şekilde onu seyrediyordum.

"Hey!" Arkasını dönmedi, hareket bile etmedi. Ne diyecektim ki sanki. Oturup teselli mi verecektim? Hiçbir şey demedim. O da arkasını dönmedi.

Başımı aşağıya indirdim. Gitmesini bekliyordum.

"Özür dilerim" Gelen sese hızla kafamı çevirdim. Kaşlarım istemsizce çatıldı. Hızla kapıya doğru yürümeye başlayacakken, "Bekle, ne özüründen bahsediyorsun?" Beni dinlemeyip yine kapıyı çekip gitti.

Arkasından koşarak kapıya yumruk yaptığım elimle vuruyordum. "Ne özürü? Nereye gidiyorsun?" Bağırıyordum artık. Yine cevap gelmemişti.

Arkamı yavaşça dönerek sırtımı kapıya yasladım. Derin nefes alarak gözlerimi kapattım. Elimi kapıdan destek alarak kendimi hafif ileri doğru ittim. Parmaklarımla önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına attım. Yatağın ucundaki tepsiye baktım. Elime alıp duvarın köşesine gidip yere oturdum. Uzattığım dizlerimin üzerine tepsiyi yerleştirip yemeye başladım. Neden özür dilemişti ki şimdi?

Sürdüğüm reçelli ekmeği ağzıma attım. Hem bir yandan kötü davranıp hem de iyi olabiliyordu. Getirdiği kahvaltı bile özenliydi. Buna şaşırmıştım. Yavaş yavaş yiyerek kahvaltımı bitirdim. Tepsiyi yan tarafıma koyarak dizlerimi kendime doğru çektim.

Kafamda ki soru işaretlerini her zaman kendi başıma yok etmeyi denerdim. İçimdeki fırtınalardan kimsenin haberdarı olmazdı. Hiçbir zaman da belli etmemiştim. Kendi sorunlarımı kendim halleder kimseye yük olmazdım.

Eskiden mutlu bir çocuktum. Hiç sorunu olmayan sadece oyuncaklarıyla zamanını geçiren küçücük bir kızdım. Kendimi hiçbir zaman annemden soyutlamamıştım. O dünyamdaki en değerli insandı. Onun canı yansa yaşadığı acıyı iliklerime kadar yaşardım. Hissederdim onu.

Gözlerinden düşen her bir gözyaşı için kendimden nefret ederdim. Benim için ağlardı çünkü. Bana bir şey olmasın diyeydi yaptıkları. Ama sonucu ikimizi de yerle bir etti. Bir daha ayağa bile kalkamayacak sorunlarımız oldu. 'Atlatacağız anne' demiştim o zamanlar. Beni her defasında reddetti. Ben ona her defasında tüm kalbimi açarak yakınlaşırken, o bütün zehirini kalbime bıraktı. Silmeye çalıştım. O zehirden kurtulmaya çalıştım. Ben kurtuldum dedikçe kanayan ruhum da ona eşlik etti. Artık silmiyordum akan zehri. Onlar aktıkça daha da güçleniyordum oysaki.

Sahi sen böyle biri miydin? Seni ne değiştirdi anne? Sen benim panzehirim olacakken neden zehirim olmayı seçtin? Dünya' da o kadar güzellik varken neden anne?

Belki de bazen kafamda ki soru işaretlerini kendim cevaplayamıyordum ama onları yok edebilirdim. Her defasında ne kadar kurcalarsam o kadar çok batıyordum derinlere. Çırpındıkça nefes alamıyordum. Karanlığın beni içine hapsederken ben sadece boyun eğmiştim. Nefret ettim kendimden. Nefret.

Yavaşca oturduğum yerden ayağa kalktım. Artık bacağımda ki yara kapanmıştı. Geriye kalan sadece izlerdi. Geçmişi hatırlatan tek şey.

Elimi pikenin ucunu tutarak kaldırdım. Ağır hareketlerle yatağın içine girdim. Elimi yastığın altına koyup uyumaya çalıştım. Daha fazla düşünmek yoktu. Sadece uyumak istiyordum. O zaman kaçabilirdim düşüncelerimin arasından.

Uyku hızla bedenimi ele geçirirken kapıdan gelen sesle, yarı uyuşuk bedenimle sadece dinledim. Sessizce gelen adımları dinledim. Yakınıma gelince durdu. Arkasını dönüp gideceğini düşündüm. Öyle olmadı. Duvara sürtünerek yere oturdu. Sanırım bana bakıyordu. Uzun süre hareket etmeden oturdu orada. Ses çıkartmadan uzun süre orada oturdu.

Oda o kadar sessizdi ki artık dayanamayıp uykunun beni ele geçirmesine izin verdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlığın ÖtesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin