0.1

5K 241 190
                                    

"Sana sahip olmak isterdim." Kendi kendine bu cümleyi tekrar ediyor ve korku içinde okula yürümeye devam ediyordu Miyeon. Dün bir anda sosyal medyadan sınıf arkadaşı Minho ona bu cümleyi yazmıştı.

Bütün gece korku ile bunu düşünmekten dolayı da, haliyle çok uyuyamamıştı Miyeon.

Minik arkadaşı Shuhua'nın evine vardığında zile basıp beklemeye başladı. Birlikte okula gittiklerinden dolayı Miyeon onu evinden alırdı ve birlikte okula varırlardı. Shuhua çok arkadaş edinebilen bir kız değildi ancak edindiği arkadaşları da onu çok ama çok severlerdi.

Shuhua kapıdan çıkmanın ardından gülümseyerek Miyeon'a baktı. "Günaydın." Hala dün ki mesajı düşünmekten olan Miyeon derin düşüncelerinden Shuhua'nın sabah dileği ile kurtuldu. "Günaydın Shuhua."

Birlikte okula doğru ilerlemeye başladıkları anda Shuhua konuştu. "Sen de bir gariplik var. Neden başını eğiyorsun sürekli? Normalde okula büyük bir heyecanla giderdin." Miyeon iç çekti ve dün ki olanları Shuhua'ya anlatıp anlatmamakta kararsız kaldı.

'En yakın dostumdan bir şey saklamam saçma olur' diye düşündü kendi çapında. Ardından Shuhua'ya döndü. "Minik kardeşim, ben dün çok kötü bir mesaj aldım." Shuhua kaşlarını daha çok çattı. "Ne mesajı?" Miyeon ellerini sırtındaki okul çantasının iplerine dolayıp konuştu. "Dün, sana sahip olmak isterdim, yazdı bana biri sosyal medyadan."

Shuhua güldü. "Sosyal medyada o tip insanlar çok var. Engelleseydin. Hem seni nereden bulabilir ki? Bana o tip mesajlardan daha önce 7-8 kere geldi. Engellediğin zaman hiçbir sorun kalmıyor." Miyeon iç çekti. "Ama bana o mesajı atan kişi Minho."

Shuhua anında boş sokakta şaşkınlıkla bağırdı. "Ne!"

Miyeon eliyle Shuhua'nın dudaklarını örttü ve sinirle fısıldadı. "Saat sabahın kaçı haberin var mı? İnsanları uyandıracaksın Shuhua." Ardından elini çekip saçlarını karıştırdı. "Ben çok korkuyorum."

Shuhua durması için Miyeon'un bileğini yakaladı ve ardından sarıldı. "Bundan sonra her teneffüste, çıkışta ve okula giderken yanında olacağım. Sana hiçbir şey yapamaz o zaman."

Shuhua geri çekildi. "Bu çok kötü olmuş gerçekten." Miyeon derin bir iç çekerken aynı zamanda kafa salladı. "Minho'yu bu şekilde tanımazdım. İyi ve temiz kalpli biri diye biliyordum onu. Ondan böyle bir mesaj geleceği aklımın ucundan bile geçmezdi!"

Shuhua sıkıntı ile yerdeki taşları ayağı ile itikliyordu. "Bence Minho'yu Wooyoung'a söyleyelim. Bir güzel dövsün onu! Hem Minho'da akıllanır." Miyeon omuz silkti. "Böyle bir şey ben asla rica edemem." Shuhua gözlerini kaçırdı. "Ben de rica edemem." Ardından Shuhua gülümsedi. "Ama Soojin rica edebilir. Sonuçta Wooyoung, Soojin'i seviyor!"

Başımı olumsuzca salladım. "Olayın içinde olan tek kişi benim. Ne senin yardım etmen doğru, ne de Soojin'in. Hem Soojin rica ederse, biz dolaylı yoldan kendi çıkarımız için Wooyoung'ın sevgisini kullanmış oluruz. Bu hiç doğru değil."

Shuhua kafa salladı. "Yine haklısın. Peki ne olacak?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Onunla yalnız kalmadığım sürece bir sorun yok. Yani sorun çözülmediği sürece yine canım sıkkın olacak ancak, en azından yalnız kalmadığım sürece de kendimi korumuş olurum."

Shuhua anında aklına gelen fikir ile ağzını açtı ve gülümsedi. "Buldum! Onu müdüre şikayet edelim. En kolay yolu bu çünkü." Miyeon omuzlarını düşürdü. "Onu da yapamayız. Çünkü dün ben bir anlık sinirle sildim o mesajı." Shuhua bıkkınlıkla alkış tuttu. "Bravo Miyeon!"


Wrong Things 💢 miyeon + lee know ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin