Barışalarmın sesi şu an kafama çekiçle vuruyorlarmış hissi yaratmaktan başka hiçbir şeye yaramıyordu. hafif bir sinirle elimi komodinin üzerine attığımda elim sadece boşluğa düşmüştü. küçük bir şaşkınlıkla gözlerimi araladığımda çok geçmeden neden komodinin yerinde olmadığını anlayabilmiştim. burası benim odam değildi ve çalan alarm sesi de benim telefonumun alarm sesi değildi. hafifçe doğrularak etrafı incelemeye başladığımda herhalde yaşadığım şaşkınlıktan olsa gerek yanımdaki bedeni saniyeler sonra fark edebilmiştim.
yataktan hızlıca kalkarak tişörtümü aramaya başladım, tişörtümün üzerimde olmaması dün gece ile ilgili büyük bir ipucuydu ve bu düşünce beni rahatsız etmişti sadece. elimi alnıma götürerek odanın içinde dolaşmaya başlamıştım ama odayı tekrar dolduran alarm sesi duraksamamı sağlamıştı.
hareket edemiyordum ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. hafifçe doğrularak alarmı susturduğu zaman yapabildiğim tek şey hafifçe gülümsemek olmuştu.
"günaydın."
beni fark ettiğinde tam açamadığı gözleriyle gülümsemişti. bakışlarımı onu rahatsız etmemek adına üzerinden çekmeye çalışsam da başarılı olamıyordum. yüz hatları keskindi ve dikkat çekiciydi.
"günaydın."
ses tonunu kesinlikle böyle beklemiyordum ve sanırım beklemediğim şekilde olması daha çok hoşuma gitmişti. bunu belli edercesine gülümsemem genişlediğinde nasıl göründüğümün farkına sonradan varmıştım ve yüzümdeki gülümsemeyi silmiştim. beni yanlış anlamasını istemiyordum.
"rahat uyuyabildin mi barış?"
"barış? yani evet, uyuyabildim."
ne ara ismimi söylediğimi hatırlamaya çalışmıştım bir an. en son otele birisinin yardımıyla geldiğimi hatırlıyordum, belki ona söylemişimdir ama bu kişi o mu emin değildim.
"dün gece üzerime kusacağından korkmuştum bir an."
gülerek söylediği şeylerin ardından benim pek gülebildiğim söylenemezdi. bundan rahatsız olmuş olacak ki üzerine pantolonunu geçirirken bana attığı bakışlar bunu belli etmişti.
"beni buraya getiren kişi sen misin?"
"daha önemli bir sorun var mı? hâlâ sarhoş musun yoksa?"
"bu istediğim cevap değil. ve sarhoş olduğumun da farkında olman çok hoş."
ciddiyetten uzak cevapları beni rahatsız etmişti. onu tanımıyordum ve benimle bu şekilde konuşmasından da hoşlanmamıştım.
"sarhoş olduğunu söyledim. ve sen de sarhoş olmanın senin için bir problem olmadığını, bu güzelliği sarhoş kafayla bile ayırt edebileceğini söyledin."
"yine de sarhoş biriyle yatmamalısın tamam mı?"
"emrin olur paşam."
dün gece olan şeyleri biraz da olsa hatırlasam söyleyecek birkaç şeyim daha olabilirdi ama hatırlayamıyordum. bu kadar sarhoş olmak kesinlikle benim hatamdı. benden önce de beni tek bırakıp giden arkadaşlarımın.
normalde böyle bir hatayı yapmazdım ama dün gece tam olarak dipteydim. arkadaşlarım belki moralim düzelir diye dışarı çıkmam için beni zorlamışlardı ama kızları gördükten sonra barış kim onu bile unutmuşlardı. zaten moralim bozukken beni unutmaları içmem için daha ne kadar sebep olabilir ki diye düşündürtmüştü ve sonra kendimi burada bulmuştum. tanımadığım bir adamla beraber.
"sana insan gibi bir şey söylüyorum senin cevaplarına bak."
"ben de insanım zaten."
"sen saçma salak konuşuyorsun."
"bana salak diyemezsin tamam mı? sanki sana zorla bir şey yaptırmışım gibi konuşma benimle. bu kadar içmen de benim problemim değil benimle sevişmen de."
"bu kadar rahat söyleyebildiğine göre sarhoş insanlarla sık sık beraber oluyorsun sanırım."
"sadece sarhoş insanlarla beraber olmuyorum."
istemeden söylediğim şeyler için çok geçmeden pişman olmuştum. söylemek istediğim şey bu değildi. yanıma yaklaşarak parmak uçlarına kalktığında bakışlarım dudaklarına yönelmişti istemsizce. önüme düşen saçlarımı arkaya attığında kalbimin bu kadar hızlı atmasından rahatsız olmuştum ve ani bir refleksle onu geriye itmiştim. sözlerime rağmen ne yapmaya çalışıyordu ki? canı yanmış olacak ki elini omzuna götürmüştü.
canının acıyıp acımadığını sormak istesem de yapamamıştım ve ceketimi alarak odadan hızlıca çıkmıştım. neden bunu yapmıştım ki? beni sinir etmişti ama geri adım atmıştı sonuçta. düşüncelerim moralimi daha da bozarken sadece konum atarak berkan'ı çağırmak gelmişti aklıma çok soru sormayacağını umut ederek.
SELAMLARRRRRRR. BEN GELDİM. BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLMUŞ OLABİLİR AMA BURASI SADECE GİRİŞ.
son bölümlerden dolayı her ne kadar biraz mutsuz olsam da dün akşamki cedi ve barış beni kendime getirdi. ayrıca bu hikayedeki barış'a aşık olmamanız imkansızzzzzzzzzz.
(sanki normal barışa aşık olmak imkansız değil gibi 🤔)NEYSE BABAKOLAR HEPİNİZE BOL MOMENTLI GÜNLER. ÖPÜYORUM SİZLERİ 😽

ŞİMDİ OKUDUĞUN
everlasting || cembar
FanfictionSilly little boy who tried to live forever, to live forever. Gave away her soul to buy a bit of pleasure.