f o u r

692 42 18
                                        

barış

elimdeki köpek mamalarını da sonunda yerine koyduğumda berkana yetişmek için üstümdeki önlüğü hızlıca çıkartarak masanın üstündeki telefonumu aldım. bir an elime normalden daha hafif geldiğini fark ettiğimde telefona bakarak incelemeye başlamıştım. benim telefonumun bir üst modeliydi ve kesinlikle benim değildi. müşterilerden biri büyük ihtimalle telefonunu burada unutmuştu.

telefonumu bir süre daha aradıktan sonra bulamayınca tahtalar yerine oturmaya başlamıştı. bu sabah aldığım telefon yeşil gözlü çocuğun olabilir miydi? nasıl böyle bir hata yapmıştım ki?

ayrıca daha bu sabah omzuna vurduğum çocuğu her yerde arayarak telefonumu geri isteyemek de istemiyordum.

telefonun ekranını açarak incelemeye başladığımda duvar kağıdında takılı kalmıştım. sanırım toy story filmindeki bir karakterdi. bu çocuk cidden küçük olabilir miydi? gerçi barda karşılaştığımıza göre reşit olması gerekiyordu. kaçak girmiş olabilir miydi? bu ihtimali düşünmemeye çalışıyordum sadece.

bildirim çubuğunda göz gezdirdiğimde yaklaşık 15 cevapsız çağrı görmüştüm.

jigglypuff... kimdi ki bu? kız arkadaşı olma ihtimali var mıydı? çocuk biseksüel olabilirdi ne de olsa.

düşüncelerimi kapının açılma sesi böldüğünde arkama dönmüştüm. berkan tam da zamanında gelmişti.

"babako bi çocuk aşağıda seni soruyor?"

"kim bekliyor?"

"bilmiyorum yeşil gözlü bir çocuk işte."

"tamam geliyorum ben aşağıya beklesin."

"tamam kanka."

berkan odadan çıktığında elimdeki telefonun kilidini kapatarak cebime koydum. acaba gelen dünkü çocuk olabilir miydi? ne de olsa telefonu karışmış olan tek ben değildim.

dışarı çıktığımda bir süre etrafımda göz gezdirmiştim. berkanı ve konuştuğu çocuğu gördüğümde onlara doğru ilerledim. çocuğun arkası dönüktü ve şu an insanları sırtından tanıyabilmeyi dilerdim.

"merhaba."

"barış da geldi."

"aynen. ne konuşuyorsunuz?"

"ben kaçıyorum kanka lale bekliyor çünkü. cemal anlatır sana. çok tatlı bir kardeşimiz baksana ne kadar güler yüzlü."

"sana da merhaba tekrardan cemal. sen git kanka biz hallederiz gerisini."

"tamam bro, görüşürüz."

uzaklaşan berkan'a elimi kaldırarak karşılık verdiğimde gülümseyerek adımlarını hızlandırmıştı. acaba bir gün birinin yanına giderken böyle acele edecek miydim?

cemal cebinden telefonu çıkarttığında tahminlerimde yanılmadığımı anlamıştım. bana uzattığı telefonu alarak bir süre incelediğimde cebime koymuştum ve kollarımı önümde birleştirmiştim.

cemal gözlerini ayırmadan bana bakıyordu ve ben de karşılık olarak gülümseyerek ona bakıyordum. bir süre daha böyle kalırsak büyük ihtimalle her ayrıntısını ezberleyecektim.

"telefonumu verecek misin?"

"ha? özür dilerim, dalmışım."

telefonu cebimden çıkartarak ona doğru uzattığımda sonunda yüzü gülmüştü.

"jiggylpuff diye birisi aramış on beş kere."

"arkadaşım. ben aradım zaten onun telefonundan."

"anladım... bu arada ben omzun için de özür dilerim. öyle bir şey yapmak istememiştim. bir anlık refleksti sadece."

"önemli değil. zaten acımadı pek."

"sevindim. yani acımadığı için. özür olarak sana bir kahve ısmarlayabilir miyim bir ara?"

aniden sorduğum soruyla kaşlarını çatmıştı.

"bilmiyorum. aslında biraz yoğunum ama çok ısrar ediyorsan olabilir."

"yani, aslında ısrar edebilirim ama önce yaşını öğrenmem gerek sanırım. biraz genç gösteriyorsun çünkü."

"yirmi iki. ayrıca genç mi gösteriyorum ya? saçlarımı uzatmaya çalışıyorum bir aydır. ondan yaşım biraz küçük gözüküyor sanırım ama bunu söyleyen ilk kişisin."

açıklamasıyla yüzümdeki gülümseme genişlemişti. bu sabah yaptığım panik boşunaydı sanırım. tabii ki tek nedeni o değildi ama en azından sandığım gibi on sekiz ya da on yedi olmaması içime su serpmişti.

"eğer numaranı kaydedersen haberleşebiliriz."

telefonumun kilidini açarak ona uzattığımda bir süre bekledim. sonunda geri verdiğinde telefonumu kapatarak cebime koydum.

"tamam o zaman. can diye kaydettim kendimi. sen beni ararsın."

"akşam görüşürüz o zaman cemalcan. doğru değil mi?"

"doğru barış. görüşürüz."

yanımdan ayrılarak sokağın diğer tarafına geçtiğinde bir süre arkasından izlemiştim. dün gece yaşanan şeyler için sarhoş barışı biraz kıskanıyor olabilirdim sanırım.

telefonumu cebimden çıkartarak rehberi kontrol ettiğimde gördüğüm isimle beraber gülümsedim.

"cemalcan "

EY AHALİ BEN GELDİM ŞİMDİ DE GİDİOM BB

everlasting || cembar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin