8 Nisan 2020
"Efendim sola dönün lütfen! Giriş diğer tarafta, evet şöyle."
Tanrım! Anlamıyordum bu herif peşimi neden bırakmıyordu bir türlü. Sanki yıllardır aralıksız her gün geldiğim hapishanenin yollarını bilmiyormuşum gibi davranması yok mu, çileden çıkarırdı bu gardiyanlar insanı. Ben de krizi fırsata çevirmek adına sıralamıştım sorularımı, belki sıkılıp giderdi kim bilir. Gardiyana rahatsızlığımı belli edercesine seslice soluduktan sonra başlamıştım konuşmaya.
"Evet. Lütfen anlatmaya devam edebilir misiniz? Mahkum kaç yıldır ve neden burda, tabi ki bugüne kadar mahkumun arkadaşı tarafından tutulmuş diğer avukatlar tarafından mahkemeye sürülen delilleri es geçmezseniz sevinirim."
Gözlerimi kısıp kibar bir tavırla ancak emredici bir tonla söylediklerime karşı yaşlı gardiyan önce şaşırmış sonra kendini toparlayarak anlatmaya başlamıştı.
" Mahkumun adı Affan Miroğlu. 12 Aralık 2018 yılından bu yana çocuk cinsel istismar suçuyla iki yıldır burada ve cezası sekiz yıla kadar da uzanıyor. Tüm kanıtlar onu gösterse de buraya geldiğinden beri inkar etmekte diretiyor. Bir arkadaşı var her hafta buraya gelen o ise ülkede en başarılı avukatları tutup hakimin önüne çıkarıyor ama nafile."
Şaşırmıştım doğrusu, tamam bunun gibi birçok davayla karşılaşmıştım ama tüm deliller onu gösterirken iki yıldır inkar etmesi farklı gelmişti. Ve araştırdığım dosyasında ise çok başarılı bir geçmişinin olması da beni meraka sürüklüyordu. Derken hatırlattım kendime bu yüzden almıştım zaten adamın vekaletini.
"Peki o kadar avukat tutmasına rağmen işe yaramamış mı? Yani en son tuttuğu avukatın stajyeriydim ve ben o adamın kazanmadığı dava yok diye biliyordum ."
Cidden bu nasıl bir karışıklıktı böyle tamam ilk yıldan iyi işler başarmış olabilirdim ama adamın benden önceki avukatları babam yaşında ve ülkenin en iyileri konumundaydı, ben ise daha bu sene başlamıştım çalışmaya. Yine de bu davayı bırakmayacaktım ve ne olursa olsun kazanamazsam bile olayı aydınlığa çıkarmak için elimden gelenin fazlasını bu iş için dökecektim. Kafamda kendi kendime düşüncelere dalmışken gözlerime baktı gardiyan, söyleceklerini dinlemek için ufak bir kafa işareti yapıp konuşmasını beklediğimi belli etmiştim.
"Evet efendim haklısınız, hatta sizden önce gelen birkaç avukatta böyle düşünüyordu ama adamın arkadaşı bu işin peşini bırakmıyor. Herhalde çok iyi bir arkadaşlıkları vardı çünkü kimse biri için bu kadar uğraşmazdı. Ve şunu da söylemek isterim ki son günlerde mahkum da bir sessizlik var, ne konuşuyor ne yemek yiyor. Yani eskiden de öyle çok konuşkan bir tip değildi ama en azından avukatlar gelince suçunu inkar ederdi. Bu günlerde onu da yapmıyor, şaşırtıcı doğrusu."
Ne olmuştu acaba, bu adamı gittikçe daha çok merak ediyordum, yani iki yıl az bir süre değildi. Sürekli kendini savunup son zamanlarda susması garibime gitmişti. Gardiyana son sorumu sormak istediğimden hafifçe öksürüp sesimi düzeltmiştim."Ne zamandan beri bu suskunluğunun farkına vardınız, yani onun pek konuşkan bir tip olmadığını söylediniz ve bugünlerde suçunu da inkar etmediğine dair söylemleriniz var. Peki bu kanıya nasıl vardınız, yani söylemek istediğim belki de çocuğu yaralayan oydu yada bu suçu işleyeni görmüştü ama yinede hapishaneden kurtulmak için inkar ediyordu ve artık oda kurtulamayacağını anladığında suçunu kabul edip susmaya karar vermiş olamaz mı sizce de?"
Aslında böyle düşünmüyordum ama ihtiyarın ağzı açılmışken birkaç laf almak için böyle söylemiştim. Tabi bunun kafamın ihtiyar gardiyan tarafından daha da karışacağından habersizdim."Efendim benim buradaki hemen hemen otuz ikinci yılım olduğundan bende bir şeyleri fark ettim. Yani mahkum iki yıldır burda ama hiç diğer suçlulular gibi davranmadı, her zaman diğerlerine göre daha uysal ve saygılı bir yapısı vardı. Ama bundan iki ay kadar önce başka bir adam geldi ve o gittikten hemen sonra mahkumda farklılıklar sezdim, onunla odada göz göze gelince bile gözlerindeki çaresizlik hissediliyordu ve benim kafamı karıştıran bu oldu, o yüzden size söylemek istedim efendim."
Kafam daha da karışmıştı, acaba gelen adam kimdi de Affan böyle suskunluğa batmıştı, söylemek isteyipte söylemedikleri neydi bu mahkumun. Derken sonunda gardiyanla hafif ışıklı karanlık yolda yaptığımız bu sohbetin sonuna gelmiştik çünkü şimdi mahkumla tanışacaktım. Tanrım! Resmen heyecanlanmıştım, ilk görüşmemde bile bu kadar gergin olduğumu hatırlamıyordum. Affan Miroğlu gerçekten farklı bir davaydı bana göre ve çözülmesi gerekiyordu. Bu yüzden yaşlı gardiyana kısaca teşekkür edip kafamdaki düşünceleri onun gibi susturmuştum, çünkü bugün ikisi de çok konuşup beni fazlasıyla yormuşlardı.
Gardiyanın eski kapıya benim dokunmamı istemediğinden kapıyı kendi eliyle hafif ittirip beni içeri davet etmesiyle birlikte küçük adımlarla içeriye girerken mahkumun sırtıyla karşılaşmıştım. Bu adam niye duvara boş boş bakıyor diye düşünürken mahkumun arkasına dönüp benimle göz göze gelmesiyle ağzım açılıp bugünün son şokunu yaşadığıma emin olmuştum.
O ise sadece sırıtmıştı. Tanrım! Sadece sırıtmıştı."Merhaba küçük avukat, ben Affan Miroğlu."
İlk Bölüm Sizlerle..
Umarım beğenirsiniz. Kendinize iyi bakın.
Dilek kaçar.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFFAN
Romance"Sakın sönmesin gözlerinde ki galaksi, küçük avukat kurtaracak seni esiri olduğun kilitlerden." "Bir çocuğa yapamayacağım şeylerden emin olan tek kişi sensin şu bulanık gözlerimde. Ve sen küçük avukat, gözlerimdeki galaksiyi söndürme." 27 MAYIS 2020