17 Nisan 2020
"Daldın yine, ne oldu bir şey bulamadın mı?"
Dilek'in sesiyle kendime geldiğimde, ona sadece sıkıntılı bir bakış atmıştım çünkü hiçbir delil olumlu sonuç vermiyordu, yani kamera kayıtlarında bile Affan'ın eli kızın ağzında görünüyordu. Affan ile ayrıntılı bir şekilde konuşmalıydım, ilk karşılaşmamızda ikimizde şaşırdığımız için pek bir şey konuşamamıştık. Ne kadar çökmüş ve kabullenmiş gibi görünse de çıkmak istiyordu, zaten kim suçsuz yere içerde yatmak isterdi ki. Ona söz vermiştim ve bana güveniyordu, son gelen avukatlarla konuşmamasına rağmen bana gülümsemişti bile. Ve onun sayesinde neler yapabildiğimi ona kanıtlamak istiyordum, on yıl önce bana yardım eli uzatan adama bu sefer ben yardım edip kurtaracaktım.
"Tüm deliller onu suçlu çıkarıyor, tüm kamera kayıtlarını izledik ama olumlu bir şey çıkmadı, zaten yaralanan kız da şu an konuşamıyor. Belki kız konuşsaydı onu suçsuz çıkarabilirdim."
Zaten kızın annesiyle zorla görüşmüştüm, hatta bi ara üstüme falan atlar diye de korkmamış değildim. Belki kendi tarafından haklı olabilirdi, kızı , on bir yaşında küçük kızı, cinsel istismara uğrayan acılı bir anneydi o ve dahası kız konuşamıyordu, gerçekten hayal bile edemiyordum. Artık kız ne kadar korkmuşsa konuşamıyordu.
"Affan yapmadı, bundan eminiz fakat neden eli kızın ağzındaydı ve olay yerinde ondan başka biri de yokmuş. Sen yine de olay yerine bir bak derim Gülüş'üm, zaten Nuray'ın dükkanına da yakın, belki ondan da fikir alırsın canım, hım ne dersin?"
Zaten olay yerine yarın gidecektim ama ondan önce Affan ile konuşmam gerekiyordu. Onun yapmadığından emindim ve o da bunu biliyordu, yine de onun anlattıkları her şeyden önemliydi. Bu yüzden en yakın arkadaşıma küçük bir gülümseme sunup hemen hazırlanmak için odama çıkmıştım.
"Bugün şiddetli rüzgar var gibi. Benim arabayı al, taksiyle gitme ve korkma tamam mı hayatım, başaracağını biliyorum. Bu arada sakın geçen gün ki gibi kapıyı çizme, çizerim seni."
Dedikleriyle sadece alaylı bir gülüş sunup öpücük atmıştım. Arkamdan dikkatli gitmem gerektiğine dair uyarılarını dinlerken çoktan ayakkabılarımı giymiştim bile. Küçük bir vedayla arabaya bindiğimde işte şimdi her şey başlıyor demiştim içimden. Asıl her şey şimdi başlıyor.&
"Merhaba efendim davayı bırakmamışsınız?"
Bu adam ne sanıyordu ki beni Tanrı aşkına, korkup kaçacağımı falan mı? Eğer öyleyse çok yanılıyordu hem de çok fazla.
"Evet neden bırakacakmışım ki? Dosya tekrar açıldı, bu işin peşini bırakmayacağım, zaten Affan Bey ile tekrar konuşacağız ve onun ifadesi polis ve diğer avukatların aksine benim için çok önemli. Bu yüzden fazla konuşmadan lütfen müvekkilimi çağırın."
Tek nefeste söylediklerimden sonra gardiyan hemen koğuşa gitmişti, gelecekti Affan. Evet, bu sefer heyecanlanmadan onunla konuşmalıydım, onun ifadesi ile birlikte olay yerine gittikten sonra yaptığım araştırma sonucu bir şeyler bulabilirdim. Belki de en küçük ipucu bile onu burdan kurtarmaya yeterdi. Derken kapı açılmış ve içeriye girmişti. Kafamı kaldırmam ile onu görmem bir olurken tekrar ufak bir tebessüm sunmuştu avukatına. Biliyordum gurur duyuyordu, herkes böyle hissederdi çünkü. Bahçıvanın ertesi gün gittiği bahçesinde, kurumaya yüz tutmuş çiçeğinin büyümesini gördüğü gülümseme vardı onun da yüzünde. On dört yaşında ki küçük bir çocuğun ölmek üzereyken, büyüyüp avukat olması gibiydi. Karakterler her zaman farklıydı ama olaylar aynıydı.
"Gelmişsin."
Neden şaşırmıştı ki, tabiki gelecektim. Onu nasıl burda bırakabilirdim, zaten iki yıl geç kalmanın hüznü kalbimdeyken bir de gelmeyecek miydim.
"Evet, geldim. Ve sizi burdan kurtarmak için elimden gelenin en fazlasını yapacağıma da emin olabilirsiniz, Affan Bey."
Onunla resmî konuşmak elbette hoşuma gitmemişti ama ses kaydını açtığımdan dolayı bu şekilde konuşmayı uygun görüşmüştüm, oda ne yaptığımı anlayıp kafa sallamakla yetinmişti sadece.
"Yoruldum avukat, kimse inanmıyor bana. Hatta en yakın arkadaşım dediğim kişi bile sırtını döndü, yoruldum artık. Anlıyor musun beni, yoruldum."
"Gerçekten sizi çok iyi anlıyorum ama lütfen dayanmaya çalışın, suçsuz olduğunuza tüm kalbimle inanıyorum ve bu dava da yanınızda hem avukatınız hem de sizi yakından tanıyan biri olarak duracağım. Siz lütfen bana güvenin ve bildiğiniz ne varsa geçmişe dair, düşünüp bana anlatın."
Konuşurken benim bile kalbim sıkışmıştı, gözleri öyle bir hayal kırıklığı ile bakıyordu ki, en yakın arkadaşım dediği zaman ki sesinin titremesine sebep olan o kişiyi merak etmiştim. Affan gibi yüce gönüllü bir insana nasıl sırtını dönerdi, ona inanmazdı. Dost neydi? En zor zamanda yanında olmayıp düşmanlarının yanında yer alan mıydı? Peki düşmandan farkı neydi?
"Dosyayı en ince ayrıntısına kadar inceledim ama sonuçlar pek iç açıcı görünmüyor, aynı şekilde kamera kayıtları da öyle. Yine de bu işin peşini bırakmayacağıma dair bana güvenebilirsiniz ki yarın olay yeri incelemeye gideceğim. Bu süreçte sizin ifadenizle ilerleyeceğim Affan Bey. Lütfen o gece ne olduysa en ince ayrıntısına kadar anlattığınızdan emin olun. Çünkü bir kelimeniz bile olay yerinde ki incelemelerimle birlikte sizi burdan kurtarabilir."
Uzun soluklu konuşmam bittiğinde umutla bakmıştım ona, daha fazla burada kalıp benliğin yitirmesine göz yumamazdım. Konuşması gerekiyordu, onu özgürlüğe ulaştıracak olan belki de iki dudağının arasındaydı. O yüzden konuşsun diye beklemiştim. Bekledim, bekledim ve o, hayal bile edemeyeceklerimi anlatmıştı bana. Anlatırken dolmuştu gözleri, nasıl ki en yakın arkadaşım dediği an sesi titrediyse, yine anlatırken kırılmıştı sesi titremekten. Neden iki yıl geç kalmıştım ki? Tamam, avukatlığa yeni başlamıştım ama yinede yanında olmam gerekirdi. Dayanamayacak hale geldiğimde ise sussun istedim bu sefer. Sussun ve vicdanım sızıp sızıp sızlamasına engel olsun, beni bu acıyla mağdur etmesin istedim. Yapmadı, her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlattı bana. Ben onu yüreğimin acısıyla dinlerken, düşüncelerim tekrar sorgulattı bana dost kavramını yine düşündüm, acı acı gözlerine bakarken; dost neydi? En zor zamanda yanında olmayıp düşmanlarının yanında yer alan mıydı? Peki o zaman düşmandan farkı kalır mıydı?
Hayır.
Kalmazdı.
Umarım beğenirsiniz.
Dilek kaçar.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFFAN
Romance"Sakın sönmesin gözlerinde ki galaksi, küçük avukat kurtaracak seni esiri olduğun kilitlerden." "Bir çocuğa yapamayacağım şeylerden emin olan tek kişi sensin şu bulanık gözlerimde. Ve sen küçük avukat, gözlerimdeki galaksiyi söndürme." 27 MAYIS 2020