17. Bölüm

4.2K 208 261
                                    

Yıldızlarımızı parlatalım lütfen! ☄⭐
Keyifli okumalar!

Mutfağa gidip su içtim. Mutfak kapısındayken karşımdaki koltukta Demir oturuyordu. Ama yüzü bu tarafa dönük değildi. Yani arkasını görüyordum. Tam geçip gidecektim ki Demir'in telefonuna bir mesaj geldi. Ve mesajı açtı.
Kaydedilmemiş bir numaradandı. Ve aynen şöyle yazıyordu;

"Kızım nasıl?"
****
Ne ne ne ne!! Kızım nasıl derken! Ne oluyordu burada?
Hemen Demir'in yanına gittim ve elindeki telefonu çekip aldım. Ve mesaja tekrar baktım. Hiç bir şekilde yanlış görmüyordum. Demir oturduğu yerden kalktı ve hemen yanıma geldi. Elimdeki telofonu sertçe çekti.

Bana kızgınlıkla bakıyordu. Ama asıl kızgın olması gereken kişi bendim.

"Bu ne demek oluyor Demir?"
"Yok bir şey"

"Demir birisi sana mesaj atıyor ve kızım nasıl diye soruyor! Ee Emir'i sormayacaklarına göre beni soruyorlar.
Ailemin senin yanında olduğumdan haberi var mı?"

"Alya saçmalamayı bırakta otur şuraya konuşalım."
"Ben bir şey konuşmak istemiyorum. Bana sadece sorumun cevabını ver!"

"Vay ya var! Ailenin her şeyden haberi var. Oldu mu? Öğrendin de ne değişti? Üzülmemen için söylemiyordum!"

Şuan tüm puzzle parçaları yerindeydi.İnanamıyorum. Bana nasıl böyle bir şey yaparlardı?! Bir insan kızını para karşılığında nasıl bırakırdı tanımadığı insanların eline. Bu gerçekten acımasızca ve kırıcıydı. Onları asla affetmeyecektim. Onların da kendilerini affettirmeye çalışacaklarını düşünmüyordum.

O bana bakarken hemen evin çıkış kapısına yöneldim. Kapıyı açtım. Tam çıkacakken Demir geldi kolumu tuttu ve kapıyı kapatıp kilitledi.

"Alya' gel otur şuraya konuşalım!"

Ben konuşmak değil gitmek istiyordum. Ama bunu Demir' e söyleyemiyordum. Eğer ağzımı açarsam ağlardım çünkü.

Kolunu sertçe iteledim ve hemen banyoya girdim. Demir tam geliyorken kapıyı kapatıp kilitledim. Demir ise kapıya vurup 'kapıyı aç!' gibisinden şeyler söylemişti. Ama şuan çok kızgındım. Gözüm hiç bir şeyi görmüyordu. Sinirlerim bozuldu resmen.

Gözümden bir yaş düşerken yere oturdum. Uzun zamandır ağlamıyordum. Bir an herşeyin iyi gideceğini düşünmüştüm. Aptal ben!!

Demir'in aileme para vermesi fazlasıyla kötü bir durumdu. Çileden çıkarıcıydı. Ama asıl beni yıkan şey ailemin o parayı kabul edip beni hiç önemsememeleriydi.

Gözümde durmakta zorlanan yaşlar yanaklarıma süzüldü. Kafamı duvara yasladım. Biraz yalnız kalmaya ve sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Ve Demir'i gördükçe sinirleneceğimi bildiğim için banyoya gelmiştim.

Belki abarttığımı bile düşünebilirsiniz ama aile kavramı benim için başkaydı. Onları çok seviyordum. Bana bunu yapmaları kalbimi paramparça etmişti.

Gözlerimi kapattım ve bu olanları düşünmemeye çalıştım. Demir' de bir kaç kez daha kapıya vurduktan sonra gitmişti.

Neredeyse bir saat geçmişti. Ve ben hâlâ banyoda soğuk fayansların üzerinde oturuyordum. Bu kış gününde üşüdüğümü de hissedebiliyordum.

"Yenge kapıyı açta konuşalım bak kimse yok abim gitti." Emir'in üçüncü gelişiydi. Önceki gelişlerinde azarlamış ve göndermiştim ama şuan kendimi pek iyi hissetmiyordum. Bir an önce sıcak yatağa girmek istiyordum. Yavaşça ayağa kalktım ve kilidi açtım. Kapı da açıldığında Emir'in yanına gittim ve beni odama götürmesini istedim.

SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin