üniversite sınavı

4 0 0
                                    

Düşünün ki lise son sınıfta, hayatınızın baharında gencecik bir insansınız. Okuldan kaçmak, arkadaşlarınızla takılmak, dersleri asla sallamamak istiyorsunuz. Haklısınız da. Ama bunu engelleyen bir şey var. Tabi ki de o lanet sınav.

Üniversite sınavı=stres, depresyon, karamsarlık, mutsuzluk...

Tabi ki lisede 3 yıl boyunca sınava çalışmıyorsunuz. O sınav telaşı sizi tam olarak son yıl yakalıyor ve ne kadar çekilmez olduğunu inanın ki biliyorum. Bir yandan aile baskısı bir yandan hocalarınızın baskısı bir de bunula ilgili sürekli soru soran akrabalarınız... ama en kötüsü de çalışmadığınız zamanda gelen o vicdanınızın baskısı. O gün iki soru bile çözseniz vicdanınıza yetiyor artık iki gün falan dinlenebilirsiniz çünkü kolay değil iki soru çözdünüz. Tabi sürekli çözdüğünüz soru sayısını soran hocalarınız da oluyor onlara da sayıları şişirip şişirip söylüyorsunuz. Hepsini biliyorum çünkü ben de yaptım. Atıyorum siz sözelcisinizdir ama aileniz mühendislik için zorluyordur. Resim, müzik gibi yetenekleriniz vardır bunu söyleyince ise size geri dönüş olarak boş işlerle uğraşma avukat ol hayatını kurtar gibi sözler gelir. Medya, reklamcılık okumak istersiniz hedefinizi küçümserler. Doktor olmak istersiniz yeterince çalışmıyor başaramaz derler. Yani bunun ardı arkası asla kesilmez. Üniversiteye hazırlık süreci size asla yeteneklerinizi geliştirme şansı, öğrenme şansı vermez. Hep ezberletir. Ama size çok önemli bir şey katar. Kendinizi tanımaya başlarsınız. Yeteneklerinizi falan keşfetmezsiniz çünkü bunu köreltir ama zorluklarla nasıl başa çıktığınızı ya da neden çıkamadığınızı öğrenirsiniz. Kendinizi başkalarına ne kadar ifade edebildiğinizi öğrenirsiniz. Kararlılık seviyenizi öğrenirsiniz. Örneğin bir başkası size doktor ol dediğinde ben reklamcı olmak istiyorum diyebiliyor musunuz. Kendi isteklerinizin arkasında durabiliyor musunuz bunu gösterir. Benim bu süreçte insanlarla ilgili öğrendiğim en önemli şey birilerini küçümsemekten asla vazgeçmemeleri. Önemli olan ise sizin kendinizi küçük görmemeniz. Kendinizi sakın küçümsemeyin. Ben işletme kazandım başarısızım doktor olsaydım başarılı olurdum demeyin mesela. Çünkü mesleklerin statüleri yoktur. Onları biz üstünlük olarak sınıflandırırız. Siz tiyatro bölümünü seçecekseniz bu sizi avukatlık seçimine göre daha aşağıda kılmaz. Bunula ilgili sevdiğim bir söz vardı. En iyi gördüğünüz mesleği seçmeyi değil mesleğinizde en iyisi olmayı amaçlayın gibisinden bir sözdü kimin söylediğini unuttum kusura bakmayın. Bu konunun üstünde durdum çünkü çevreniz tarafından buna maruz kaldığınızı biliyorum. Toplumdan ayrı düşünmeyi bilin arkadaşlar. Sürüden ayrılanı kurt kapar sözünü yıllardır kurt değil sürü söylüyor bunu unutmayın.

Ayyy içim şişti. Ben daha anlatırken içim şişti sizi bunları yaşarken düşünmek bile istemiyorum ama yaşadığınızı biliyorum. Çünkü ben de yaşadım. Şunları söyleyebilirim ki hayat size fırsatlar sunmayacak fırsatları siz yaratacaksınız. Ülkenin durumunu biliyorum bu yüzden sizi mükemmel bir gelecek vaadiyle kandıramam ama bu kötü bir geleceğiniz olacağı anlamına gelmiyor. Kim nasıl başardıysa siz de aynı şekilde başarabilirsiniz. Kendinizi sakın üzmeyin ve bu sınavı hayallerinizin önündeki engel olarak görmeyin. Hayatınızda her zaman daha fazlasını yapmak için vaktiniz olacak önemli olan cesaretinizin de olması. Sizi seviyorum❤

BİRTAKIM ŞEYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin