Jamais Touché - Kookjin.

bare one's heart.

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen hayat devam ediyor. Yaşamaya devam ediyoruz. Günler aylar ve mevsimler beklemeden geçip gidiyor...
Jungkook'ta geçmek bilmeden devam eden hatta bir türlü geçmeyen bir şey var. Arayış.

Dönem göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Ödevler, sınavlar ve etkinlikler derken Jungkook'un üstünden tır geçmiş gibiydi. Kafa dinlemeye o kadar ihtiyacı vardı ki. Ailesinin yazlığına gidip yalnız vakit geçirmeye bayılırdı. Bu yaz da ailesi yazlığa gitmeden tek başına vakit geçirebileceği ve en huzurlu hissettiği yer denizin kıyısına gitmeye karar verdi.
Ailesiyle konuştuktan sonraki gün hemen hazırlandı. Babası onu bırakacaktı.

Jungkook'un Babası: Suyu ve şartenleri açtım şu anlık bi sorum yok gibi eğer olursa teknik servisin numarası dolabın üstünde evlat
JK: Biliyorum babaaa ilk defa mı geliyorum eve
Jungkook'un Babası: Hayır da yine de alışkanlık böyle tek başına kalmana gönlüm razı gelmiyor
JK: Ya baba artık kaç yaşına geldim lütfen annem gibi yapma sen de
Jungkook'un Babası: Ahhah onun gibi olamaz kimse
JK: Doğru cidden
Jungkook'un Babası: Peki o zaman ben gidiyim sen de yalnız tatilinin tadını çıkar oğlum telefonunu açık tut her zaman aklımız sende kalmasın
JK: Tamam babacım sen de dikkat et

Sonunda.
Sonunda kendine vakit ayırabileceği bir yere sahipti kısa süreliğine de olsa. Son 1 yılda o kadar şey olmuştu Jungkook sanki hayatı yokuş aşağı gidiyormuş gibi hissediyordu. Herkesten uzaklaşmak ve yalnız kalma ihtiyacını tetikleyen olaylarla dolu 1 yıl.
Ünlü bir adama karşı hayranlık, üniversiteye geçiş, hiç istemeden yapılan grup etkinlikleri.. O eski "hayalet Jungkook" yoktu sanki artık. Bu karanlıktan bir anda gün ışığına çıkma hissi sersemletmişti onu.

JM: Jungkook-aah nerdesin?
JK: Bi şey mi oldu?
JM: Yoo nerdesin uzun zamandır merak ettim
JK: Okul vs. koşturmacaydı yeni yeni dinlenebiliyorum yazlıktayım
JM: Ne?? Lan beni neden çağırmadın o kadar yazlığa gidip
JK: Kafa dinlemek istedim kardeşim kafa
JM: Hay senin kafana ya canın sıkılmıyo mu tek başına
JK: Sence? Adı üstünde kafa dinliyorum aşırı bunaldım
JM: Bi şey mi oldu?
JK: Hayır. Yani spesifik bi olay yok sadece çok fazla sosyal bi yıl geçirdim sanırım kafam aşırı allak bullak oldu
JM: İki bira kapıp geliyim konuşmak istersen
JK: Uzak olum boşver dönünce konuşuruz
JM: Peki sen bilirsin ama iyi hissetmediğinde ara
JK: Problem yok iyiyim dönünce haberleşelim
JM: Tamamdır o zaman görüşürüz
JK: Okay

Telefonu kapattıktan sonra yapacak bi şeyler aradı ve televizyonu açtı. Kanallar arasında gezinirken ilgisini çeken hiçbir şey bulamayınca kapatıp bilgisayarına geçti. Eskisi kadar oyunlar da ilgisini çekmemeye başlamıştı bu yüzden Y***be'a girip eğlenceli bi şeyler izlemek istedi. Yeni çıkan müzik listesinde gezinirken tanıdık bir isim ve yüz görmüştü. Kim Seokjin.
Tabi ki karşısına çıkması çok normaldi.

Anlık kararsızlıktan sonra tıkladı videoya. Açar açmaz kulağına süzülen o melek ses ve kusursuz yakışıklılıktaki adam. Gerçekten de uzun zaman olmuştu duymalı ve görmeyeli.
Yeni şarkısı "Moon"u dinlerken adeta cennette gibiydi. Şarkı bittiğinde inanılmaz etkilenmişti sözlerinden. Sırayla diğer şarkılarını da dinlemeye başladı. Katıldığı programlar, vlog videoları, video klipler... Hakkında tüm içerikleri izlemeye başladı. Saatler geçtikten sonra midesinden gelen sesi duyunca fark etti kendini kaybettiğini. Kalkıp aperitif bi şeyler hazırlayıp tekrar bilgisayarın başına döndü. İzledikçe izledi ve saat sabaha karşı 4 olmuştu. Artık kapatıp uyumaya karar vermişken bir anda hakkında çıkan tek skandal haberin anlatıldığı bir videoya denk geldi. Açıp izlediğindeyse donup kalmıştı.