Hava dün ki ne nazaran daha sıcaktı.Güneş camdan seni yıkarım derecesine tehdit ediyordu adeta, beyaz duvarlarda asılı Duran, portreler ve cam da, takılı olan Kelebek perde ,ile odaya sade ama şık bir görüntü veriyordu. tek kişilik yatak sade ama şık duruyordu. siyah Dolabında asılı Duran günlük kıyafetlerini ,giydi Gül.
Sabah kahvaltı yapmayı sevmiyor ,Onun yerine bir fincan kahve ile dolduruyordu gül . yavaş adımlarla mutfağın yanına geldi. siyah tezgah ve bezay kapaklı dolap ona beşiktaşı andırıyordu. Gül mutfağa girdi yeşil fincanına komidinden olan bir paket kahvesini açık koydu. kettle ısınması için su koydu .2 dakika sonra elinde Kahveyle salona geldi ,mor koltukların üstünde duran çarşafları ,alıp bir köşeye fırlattı. televizyonu karşına geçip, kahvesinden Bir yudum aldı .ve etrafına bakındı Demek ki bu evi artık devretmesi gerekiyordu. Gül Telefonun yanında olmadığını anladı. odasına gidip telefonu, aldığında cevapsız aramalar vardı. gece yatarken telefonu sessize alıyordu Dengesiz dengesiz arıyorlardı .Gül rehbere girdiğine gizli numaranın aradığını gördü. aldırmayıp Soner'i aradı birkaç çalmadan sonra- good night
- Salak o Good morning 'olacak
Soner önce güldükten sonra,
- Ne haber dostum?
- iyi aynı işte beni aramışsın Ne oldu bir sorun mu var?
- Dur bakalım saat'e ooooo, saat 1.37 geçiyor ben seni kaçta aramıştım 7'yi 15 geçe aramışım.
- İyi aferin ne oldu?
- hiç canım sıkıldı Ben de sana sorayım dedim onu ' da ulaşamadım zaten.
- gece telefonu sessize alıyorum.
- Tamam bugün için plan yaptın mı?
- Evet gitmem gereken bir yer var.
- Tamam Akşam arkadaşlarla yürüyüşe çıkacağız sen de gel.
- tamam işim olmazsa gelirim.
- Okey see you.
- İngilizce ağlıyor şu an
Güldükten sonra.
- Ha bu arada sen ve sara kore' ye gittikten sonra ne yapacaksınız .oranın dilini bilmiyorsunuz ki. nasıl anlayacaksınız insanları
- Ben Korece konuşabiliyorum
- acaba senin hakkında bilmediğimiz başka ne var?
- fazla bir şey yok.
- Tamam hadi görüşürüz.
Telefonu kapattıktan sonra üzerini giymek için dolabın yanına gitti. kot pantolonlu bacağına geçirdi, tam oturmuştu beyaz sade Tişörtün üstüne giydiği .siyah babet çoraplarını giydi, şapka ve gözlüklerini alıp çıktı .şirketin önüne geldiğinde. Arabayı park etmeye bir yer bulamadığı. sonra kırmızı BUİCİ 'yi park etmek için kapalı otoparka gitti. Kore'ye giderken arabasının abisine bırakacaktı. Gül arabadan indi arabasında kilitledikten sonra Şirketin önüne geldi Karahanlar Holding yazısını gördü hızlı adımlarla içeri girdi yan tarafta gördüğü Bay' ın yanına gitti.
- pardon
Adam önce güle baktı
- Evet buyurun
- Ben Mert Karahan ile görüşecektim
- Peki randevunuz var mı?
- Hayır Gül Kaya deyin anlar o
Adam güle beklemesi anlamında bir işaret yaptı ve 2 dakika sonra Gül'ün yanına tekrardan geldi
- 11 kata çıkın size Ceylan Hanım yardımcı olacak
Gül adamı daha fazla dinlemeden asansörün, yanına gitti.Tam düğmeye basacakken, esmer, kahverengi gözlü, uzun boylu biri geldi. ve Gül'den önce Düğmeye bastı.
Beraber asansöre Bindiler asansörde, sadece gül ve adam vardı.
Ne kadar acayip kendini yakışıklı sanıyor Bence. kibar olduğunu falan sanıyor diye geçirdi Gül aklından. Telefon çalana kadar.
- Alo
- Gül neredesin?
- işim var Ne oldu
- şey...
- Hadi söyle geveleme
- Tamam ama kızma.
Gül 14 kata çıkmıştı adamla beraber
- Tamam hadi söyle
- Biz şimdi Kore'ye gideceğiz ya İşte orada dışarıya çıkar mıyız?
- sara
- efendim
- kapat
Gül salona yürüdüğünde salonun sonunda mini etek ve V yaka bluz giymiş bir kadın gördü Herhalde buydu.
- Gül kaya siz misiniz?
Gül Evet anlamında başını salladı. Kadın güle beklemesi anlamında işaret. yaptı ve telefonun yanına gidip birini aradı, galiba Mert di aradı kişi.
- Mert Bey sizi bekliyor
Kadın güle geçmesi anlamında işaret gösterdi. Gül hızlı adımlarla solda ki kapının yanına gitti galiba burası Mert Bey'in odası diye düşündü aklından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GELECEK
Randomİki arkadaşın eglenmek için dışarı çıktıklarında başlarına bir şey gelir ve sonraki hayatlarında ne olacak hep beraber izleyelim..