#Evgeny Grinko - Once Upon A Time
Yukarıdaki müziği açalım ve öyle okuyalım.^^
*Her gün birisi çiçek koyardı evimin önüne.Bilmezdim ki bir gün bende onun mezarına çiçek koyacağımı.*Sıkıntıdan tırnaklarımı kemirirken bir yandan da çekirdekleri kabuğundan çıkarıp tabağın içine doldurdum.Genelde evde tek başıma kaldığımda bunları bir rutin olarak yapıp,kendimi bu evde ancak böyle dizginleyebiliyordum.Ama bu sefer bir değişiklik yapmak için evimizin küçük ama hoş balkonuna doğru yürümeye başladım.Aklıma birden her gün balkonumuzun önündeki çiçeklerle dolu olan saksılara güzel çiçekler koyan kişiyi bulmak geldi.
Evimizin önüne çıktığımda saksılara her gün bir yenisi ekleniyordu.Çiçekler renk renk evimizin önünü süslerken içimdeki huzursuzluğu da alıp gidiyordu.Bende bu güzel ve hoş kokulu çiçekleri sulayıp,onlarla sohbet ediyordum.Bu gerçekten insanı rahatlatan bir aktiviteydi.
Ama bu çiçekleri koyan kişiyi bir türlü bulamadım.Her gün çiçek getirip,saksılara koyuyor,
kendisini hiç mi hiç belli etmiyordu.Ne kadar o kişiyi çiçek koyarken yakalamaya çalışsam da her seferinde mağlup olan taraf ben oluyordum.Ve merakım gittikçe de artıyordu.Çiçekleri her gün suladığım saatte tekrar sulamaya karar verdim.Nazik bir şekilde sularken burnumu yavaşça çiçeklerin yapraklarına getirerek onların bu güzel kokusunu içime çektim.Onların kokusu beni âdeta mest ediyordu.Sevmediğim bu hayata beni tekrardan bağlıyordu.Çiçekler sanki içimdeki bütün duyguları anlıyor gibi yapraklarını bir o yana bir bu yana savuruyorlardı.Onlara sevgi sözcüklerimi bahşedip,yapraklarını usulca ellerimle okşuyordum.
Bir kısmet belki bu çiçekleri koyan kişiyi bulmak umuduyla odama girip dolabımdaki kıyafetlerimden üzerime uygun olanı giydim.Aynamın karşısına geçerek siyah tokamla saçlarımı üstten at kuyruğu yaptım.Bu benim her zamanki saç modelimdi.Son olarak hafif tonlarda makyajımı da yaptıktan sonra el çantamı alıp,evi kilitleyip çıktım.
Ailemi iki sene önce bir trafik kazasında kaybettim ve şu an tek başıma yaşıyorum.Onların yokluğu bana öyle zor geldi ki kelimelerle ifade edemiyorum.Keşke yanımda olsalardı diye her gün dua ediyorum ama tabiki de geri gelmeyeceklerini de biliyorum.Hayata küskünlüğüm de bu yüzden.Onlar öldükten sonra kendimi eve kapattım ve hiçkimseyle irtibat kurmadım.
Geriye kalan sadece evimin önündeki çiçekler.Ancak derdimi onlara anlatıyorum.Çünkü bu hayatta konuşacak kimsem kalmadı.Bu yüzden onları hiç kırmamaya çalışıyorum.Biliyorum ki onların da duyguları var.Kötü bir söz söylediğinde çiçekler sana küsüp,yaprakları soluyor ve artık bu dünyaya veda ediyorlar.Ama onlarla ilgilenip,güzel sözler dediğin zamanda ise yaprakları öyle gür ve öyle güzel çıkıyor ki insanı hayrete düşürüyorlar.
İşte bende onlara her gün güzel sözcükler söyleyip,suluyorum.Tek arkadaşım,tek sırdaşım,tek ailem çiçekler...
Yolda giderken hafif rüzgar küçük saçlarımı önüme savuruyor,elbisemin ucunu yukarıya doğru kaldırıyordu.Elimle yukarıya kalkan dizimin iki parmak üzerindeki elbisemi aşağıya doğru indirip,yanımdaki gelip geçen insanlara göz ucuyla bakıyordum.
Mahallemizin sevilen ve güvenilen Mehmet Abi'si işlettiği lokantasındaki müşterilerle sohbet ederken,selam vermek amacıyla yanına doğru yürüdüm.Mehmet Abi,mahallemizin bir gözcüsü sayılırdı.Mahalledeki olan biten tüm olayları anında haberini alır ve bizleri de bu konuda uyarırdı.
Bir umut evimin önüne çiçek koyan kişiyi biliyor mu diye düşünürken konuştuğu müşterinin elini sıkıp,benim ona doğru geldiğimi görünce yüzünde bir gülümseme peydahlandı.Bende buna karşılık yüzüme bir gülümseme takındım.Ardından yanına vardığımda elini sıktığı müşterisi yanımızdan yavaşça geçip gitti.Mehmet Abi "Merhaba Esin kızım.Seni görmeyeli uzun zaman oldu.İyi misin nasılsın?"dedi.
Bende "İyiyim Mehmet Abi.Sen nasılsın.Nasıl gidiyor işler?"dedim.
"İyiyim bende kızım.İşler de nasıl gitsin aynı yoğunlukta devam ediyor.Galiba buraya bana bir şey demek için geldin değil mi?"
"Aslında evet.Sana bir şey sormak istiyorum.Evimin önündeki saksılara her gün birisi yeni çiçekler getirip koyuyor.Acaba bu kişiyi hiç evimin önündeyken gördün mü Mehmet Abi?"
Bana gülümseyerek "Sana göstermek istediğim bir şey var." dediğinde göstermek istediği şeyi merakla beklemeye koyuldum.Elini attığı pantolonunun cebinden kırışmış bir kağıt çıkardı ve eliyle bana uzattı.Elinde tuttuğu kağıdı yavaşça alıp açtığımda bir yazı ile karşılaştım.Kağıtta ise şunlar yazıyordu;
Merhaba ben İsimsiz,
Belki bunu okuduğunda tanışmamız gerçekleşmeyebilir.Ama biliyorum ki sen kalbimde yaşıyor olacaksın.Ruhum ölse bile kalbimdeki sen asla ölmeyecek.Şimdi merak ediyorsundur benim kim olduğumu.Hemen söyleyeyim ben her gün evinin önüne çiçek koyan kişi.Her gün aynı saatte evinin önüne gelip,seni bu hayata bağlamak için bu hoş ve güzel kokulu çiçekleri senin saksına koydum.Ailen öldükten sonra bu hayattan soğudun ve hiçkimseyle görüşmedin.Kendini evine kapatıp,stresten tırnaklarını yedin.İşte bende seni az da olsa güzel yüzünde bir gülümseme meydana getirmek için bunu yaptım.
Umarım bu hayatı daha fazla seversin.Çünkü yaşamak için bu hayat çok kısa...
Sevgilerimle İsimsiz.
Gözyaşlarımla onun mezarına doğru yürümeye başladım.Elimde ise onun getirdiği çiçekler vardı.
Her gün birisi çiçek koyardı evimin önüne.Bilmezdim ki bir gün bende onun mezarına çiçek koyacağımı...
---
Hikaye hoşunuza gittiyse beğenmeyi ve oy vermeyi unutmayın.
Sizler için kısa aşk ve hüzünlü hikayeler yazacağım.
Eğer aklınızda kısa ve güzel bir hikaye varsa bunu benimle paylaşırsanız sevinirim.Sizlerin kurgularıyla eminim daha güzel işler başaracağım.
Ayrıca hikayelerimden haberdar olmak istiyorsanız beni takip etmeyi unutmayın.;)
Kendinize iyi bakın.Sizleri seviyorum.♥
Sevgilerimle Mrs_PinkRose.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Dilek Tuttum | Kısa Hikayeler
Ficción General"Bir dilek tuttum gökyüzündeki yıldızın kayışını seyrederken.Seni hâyâl ettim kalbimde yaşarken." Bu kitapta kendi kafamda kurguladığım kısa aşk ve hüzünlü hikayeleri paylaşacağım. Umarım hikayeler hoşunuza gider.