SON SINIF

577 31 38
                                    

ÖNSÖZ

Öncelikle sevgili okuyucularım , bu kitaba çok hevesle başlıyorum. Klasik bir Teenage Story’den daha fazlası olacağını umuyorum. Umarım ki okurken keyif alır ve kurgunun içinde kendinizden parçalar bulabilirsiniz çünkü bunu şuan okuyan kişi herkimse eminim bu kitapta geçen her bir karakterden bir parça taşıyordur. Her bölüm bir karakterin ağzından yazılmış şekilde olucak, böylece karakterleri daha fazla tanıyabiliceksiniz.Sizi daha fazla bekletmek istemiyorum. Okuduktan sonra yorumlarınızı belirtmeyi  ve vote vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar :)

UYARI : Her ne kadar kurguyla oluşturulmuş bir hikaye olsa da her kurgunun içinde biraz gerçeklik payı vardır değil mi? :)

YÜKSEK DOZ

BESTE AKAR

 Merdivenlerden yukarı attığım her adım içimdeki kıpırtıyı biraz daha canlandırıyordu. Normalde olsa kendimi uyumaya adadığım bir yaz tatilinden sonra okula geri dönmek bana canlılıktan ve neşeden çok  ruhumu öldürmenin eş anlamlısı gibi gelirdi. Ama bugün farklıydı. Çünkü biz artık son sınıftık . ‘SON SINIF’ sizi ezen üst sınıflardan kurtulduğunuz, reşit olduğunuz için sahte kimliğe ihtiyaç duymadığınız ve kurallara uymak zorunda olmadığınız yerdi. Ve ben belki de bu iğrenç aile baskısından kurtulmak için bu günü 12 senedir bekliyordum…    

 İçeri adım attığımda  tabi ki her sene yaptığım şeyi yapıp bizimkileri aramaya bi yandan da yeni gelenleri incelemeye başladım. Eskilerin yanı sıra nakil olarak gelen de birçok öğrenci vardı. Hepsini tek tek süzmeye başlamışken biranda duyuru mikrofonundan gelen sesle irkildim.

‘Ada Çakır’

‘Beste Akar’

‘Ece Saylan’

‘Yankı Duman’

Müdür Odasına bekleniyorsunuz.

Gerçekten mi? İlk günden müdüre mi gidiyorduk yani? Gözlerimi devirip sakin adımlarla ilerlemeye başladım. Zaten müdür odası pekte yabancı olduğum bir yer sayılmazdı. Ayrıca, en azından bizimkileri aramamada gerek kalmayacaktı. Odaya yaklaştığımda diğerlerinin çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Beni bekliyor gibi bir halleri vardı. Yanlarına yaklaştığımda malum saç savurma hareketimi yaptım. Hepsi birden gülüşmeye başladılar. Bu lise birden beri aramızda  olan selamlaşma gibi bir şeydi , buluştuğumuzda saç savurur ve mesajlaşırken kullandığımız emojideki yüz ifadesini yapar sonrada buna dakikalarca gülebilirdik. Gülüşmemizi kesen Ece’nin öksürmesi oldu. Bu ‘ciddili’ konuşmaya geçtiğimiz anlamına geliyordu.

‘ Neden ilk dakikadan buradayız ki? Daha okulu bile asmadık!’

 Aynı soruyu gelmeden önce bende kendime sormuştum. Yankı hepimizin yüzündeki anlamsız ifadeyi görmüş olmalı ki hepimizden önce kapının kolunu ittirip çoktan içeri adımını atmıştı. Bizde ona ayak uydurarak içeriye girdik. Aynı film sahnelerindeki gibi arkası dönük olan koltuğu görünce kıkırdamama engel olamadım. Ada kolumu sertçe dürttükten sonra henüz bize yüzünü dönmeyen sevgili müdürümüzün dikkatini çekmek istercesine söze girdi.

‘ Bizi çağırmışsınız hocam , daha ilk günden bir şey mi oldu?’

Arkası dönük olan koltuk yavaşça bize dönerken , koltuğun sahibinin müdür olamayacak kadar karizmatik bir adama ait olduğunu fark ettim. Önceki sene okul müdürümüz olan yaşlı adam gitmiş yerine yabancı filmlerdeki kötü adam rolünden bizim okula transfer olan bir müdür gelmişti.

‘ Beste Akar , Ece Saylan , Yankı Duman ve Ada Çakır… İsimlerinizi çok duydum kızlar.’

Özgüvenimi belli edercesine herkesten önce söze konuşmaya giriyordum ki yeni müdürümüz konuşmama izin vermeden sözümü kesip kendi konuşmasına devam etti.

YÜKSEK DOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin