KV-18-

455 59 74
                                    

Selaaaam benim çiçek kızlarım.
Yepis yeni bir bölümle karşınızdayım bu bölüm çok tatlış bir bölüm oldu.

Multi: RÜYA KARCAN

Multi medya: SİBEL CAN- Çakmak Çakmak
(Bölümü okuyunca anlamını göreceksiniz. Birde ben ne zaman bu şarkıyı dinlesem içim böyle fıkır fıkır oluyor. Sizde de öyle oluyor mu??)

**********

Havuzdan kafamı çıkartıp meriçe çemkirmeye başladım "Allah seni ne yapmasın pislik çocuk. Seni annen değil baban mı doğurdu? doğru söyle, eğer öyle değilse bu davranışlarının başka açıklaması olamaz. Çocuğum sana çok mu yüz verdiler, Durup durup seni şımartıllar mı? Abinin, ablanın elinden alıp her şeyi sana mı verdiler. Yok vallaha olmamış bu çocuk senin babanla bir konuşmak lazım, arkadaşını suya atmak nedir." Yine taramalıya başlamıştım havuzun içinde kollarımı yukarı kaldırıp üzgünce kollarımdan süzülen sulara baktım. Dün ne kadar uğraşmıştık bunları ayarlayacağız diye. Kaldırdığım kollarımı suya sertçe geri bırakıp sınıfta onun bana yaptığı gibi boğuk ama sinirli sesimle  "Canını seviyorsan kaç meriç" dedim.

Tabikide meriç benim gibi çığlık çığlığa kaçmamıştı. Sinirlerim o kadar çok bozulmuştu ki ağlayacaktım nerdeyse. Hani benim meriçi mors etme hayallerim hani ağzına etme hayallerim, hepsi uçup gitmişti. Havuzdan zor bela çıkıp üzerimden süzülen sular ile titremeye başladım. Ellerimi kollarıma sarıp minik adımlarla ilerde ki oturma yerlerine ilerledim.

Yanımda kıyafetimde yoktu ki değiştireyim. Sinirden delirile biliniyorsa ben şuan delirebilirdim. Kafamı yere eğdim çünkü ağlamam gelmişti. Beni en iyi sinirlenince ağlayanlar anlar.

Meriç yanıma gelip "Bana baksana sen bir ağlayacak mısın yoksa." Kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım "Ne ağlayacağım be dağ ayısı" meriç sırıtıp "Bende öyle tahmin etmiştim." Saçımın bir tutamını tutup "Böylede ıslak sıçana benzedin sanki asya, ha ne dersin" Bana gerçekten geliyorlardı sinirle meriçin bacağına bir tane tekme geçirip.

"Defol meriç ya, insan arkadaşını suya atar mı? Hani arkadaş olmuştuk." Meriç üzerindeki ceketini çıkartıp omuzlarıma bıraktı "Salak salak konuşma asya biz seninle arkadaş değiliz. Hadi düş önüme hastalanmadan şu üstüne bir şeyler bulalım." Biraz bozulmuştum ben onu ve arkadaşlarını kabullenmiş, arkadaşım olarak görmüştüm.

Spor salonuna geçip soyunma odasına doğru ilerledik. "Bir şey sorabilir miyim? Benim yanımda kıyafetim yok nereden bulacağız acaba bana kıyafeti." Meriç beni tabiki takmayıp erkek soyunma odasına girdi. Bende etrafımı koloçan edip arkasından girdim. Etrafa bakmak önemli biri görür yanlış falan anlar boştan yere birilerinin dayak yemesine gerek yoktu. Meriç kendi dolabını açıp içinden gri eşofman takımı ve daha hiç açılmamış baxır çıkarttı. Bir insan neden okulda hiç kullanılmamış iç çamaşırı bulundurur ki. Bana oldukça büyük olacak bir takımdı bunlar. Elime onları tutuşturup
"Beş dakikan var. Giyin ve hemen gel" Allah'ım ben bu çocukla başa çıkamıyorum nolur sen bir şey yap et şu uyuza.

Kabine girip ıslak kiyafetlerden güç bela kurtuldum. Maalesef meriçte sütyen olmadığı için onu da çıkarttım zaten eşofmanın üstü baya boldu. Meriçte sütyen olsa ne komik olurdu, kendi düşünceme birazcık gülüp kıyafetlerin devamını da giyindim. Meriçin verdiği gri takımın üstüde altı da baya büyük gelmişti ama kötü durmuyordu. Çıplak ayaklarıma bakıp "Meriç çorabın da var mı?" Diye sordum. Kapak açılıp kapanma sesinden sonra "Çık oradan da bir bakıyım nasıl oldun. Çorabını da burada giyersin." İç çamaşırlarımı kazağımın içine saklayıp Islak kıyafetlerimi  köşede ki askılığa asıp dışarı çıktım.

KOLEJ VELİAHTI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin