Saat akşam 5'te Türkiye'den uçağa bitmiştim. Tahminimce de buraya göre saat 5'te orada olacaktım. Ama Güney Kore'yle aramızda 7 saatlik bir saat farkı olduğu için oraya göre öğleyin 12'de orada olurdum. Uçakta o kadar heyecanlıydım ki anlatılmaz yaşanır diyorum sadece. Kore'nın tarihi bana ilginç ve de ilgi çekici geliyor.
Mesela dizi izlerim ama izlediklerimin hepsi tarihi dizilerdir. Çoğu kişi sıkılır bundan yani çoğumuz kendi tarihimizden sıkılıyoruz. Ama ben çok severim.
Aslında üniversiteyi tarih bölümü üzerine okuyacaktım. Ama oyunculuğun da çok ayrı yeri vardı bende. O yüzden tercihim oyunculuktan yana oldu. Şimdiye kadar pişman olsam da şu an çok mutluyum. Bakalım Kore bana neler getirecekti. En azından mutlu bir şekilde okuyacağım.
Ben Kore'ye, Kore'nın tarihiyle ilgili filmlerde rol almayı düşünerek gitsem bile farklı türde teklifler gelirse de onları değerlendireceğim. Yani artık farklı olmak istiyorum. Hem bunu annemlere kanıtlamam lazım.
Çünkü hep onlara beni Kore'ye gönderirlirse daha farklı olacağımı iddia ediyordum. Öyle de olmak istiyordum.
Uçakta yolculuğumu, heyecanımı yatıştırmak için böyle şeyleri düşünsemde yine de kalp atışlarımın hızını bir türlü değiştiremiyordum. Yani inanmak çok zor geliyor gerçekten. Eşyalarımı evde toparlarken Kore Günlüğümü'de almayı ihmal etmemiştim. Yani içinde en büyük hatıralarım var Kore'yle ilgili. Yavaşça elime aldım o günlüğümü. Neredeyse 10 yıldan beri bıkmadan usanmadan bu günlüğü yazıyordum. Her zaman en büyük umutlarmla en büyük sabrımla yazıyordum..
Kimi zaman umudum kalmadığını düşünerek göz yaşlarım eşliğinde yazmışım. Kimi zaman ise bir Kore'li görmüşüm ve onun mutluluğuyla yazmışım. Her gece dualar ediyordum. Hatta çoğu zaman Kore'ye bağlılığım yüzünden ailemle ne büyük kavgalar etmiştim. İşte bu günlüğü Kore'ye gittiğim gün sonlandıracaktım. Ve yeni bir başlık altında yeni bir günlüğe başlayacaktım. O gün bugün ışte. Bu günlüğümün başlığı ise "HAYALLERIMIN MERKEZI KORE'DEYIM" oldu. :))
Ne büyük mutluluk bu.. Şükürler olsun Allah'ım.
Ben böyle mutlu olmaya devam ederken istemsizce uykuya dalmışım. Hostes'in beni uyandırmasıyla irkildim.
"Hanımefendi Güney Kore'deyiz.Yanınızda olan eşyalarınızı alıp inebilirsiniz. Valizleriniz indirildi." dedi.
Teşekkür edip heyecanla indim. Bu arada benim yükseklik korkum vardı nedense tamamen unutmuşum bunu. İşte Kore neler yaptırdı bana. Daha şimdiden bir korkumu yenmemi sağlamıştı. :))
Seul'ün kokusunu içime öyle bir çektim ki inanılmazdı. Etraftaki çekikler ve bir Türk olarak aralarında ben.
Evet Ela Özen hayallerin için ilk adımı attın. Büyük, zorlu, bi o kadar da mutlu bir yola başladın.
Umarım bu yolda başarılı olursun. :))
Bir elime valizimi aldım çantamı da koluma aldım, elime de gideceğim yerleri gösteren bir harita. Bakalım evim nasıldı? Hemen eve yerleşip Seul sokaklarını doya doya dolaşmak istiyordum. Yarın pazar zaten daha gezme zamanım olacaktı.
Yolda ilerlerken ne kadar da çok içimden "ANYONG SEUL" diye bağırmak istesem de daha ilk günden Kore'lilerin bana tuhaf bakmalarını istemezdim... :))
Yürüyordum, yürüyordum..evet Seul sokaklarında. Hem de evime gidiyordum. O Seul'ün insanı bambaşka yapan rüzgarı eşliğinde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(AŞK KIRINTILARI) - TAMAMLANMIŞTIR
Short StoryOnların karşılaşması tesadüftü peki ya sonrası ?