Göğün göğsünü yarıp içine nasıl dolduruyorsa yıldızları tanrı ve gün nasıl doguruyorsa ardından ışte öyle sevmek bulsun beni.öyle cok sev demiyorum sadeliginden de sade üzerinde ne varsa öyle sev istiyorum. Nasıl olagansa bir günün ardından diğer gün gecenin ardından güneş işte öyle ... Geç kalmışlık olmasın aramızda özledim gel diyecek yüzüm yok artık . Ve ansizin görsem seni izbe kıytı bir köşede koşa koşa gelmek yerine yanına sinsice uzaklaşırmıyım bilemiyorum dedim ya özledim gel diyecek gücüm yok Benim icimdeki boşluklar seni ne kadar yaktida böyle sessiz adimlara gittin. Ve gittin o boşluklar uçurum misali koca delikler açtı icimde... Biliyorum tek dolum noktam sensin tek doyum noktam ve tek olan herşey sana ait benligimde . Bilirim kendine bile itiraf edemezsin geceleri ama hissederim çocuklar gibi deliler gibi mesala evliyalar gibi . Öyle derin hissederim kalbinden zikrettigi isminin ve bilirim sen gizli kalsin dedikce susturmakta zorlandigin cigliklari... Biz kalbindekileri saklamak için fazla çocuğuz. Ne sen susturabilirsin kalbini ne ben ama çocuğuz oradan geliyor belli bu inatçı sevmelerimiz. Ve aslında anlayacagiz kaybedince birbirimizi ne sen sarılabilirsin annene ne ben ama buyusek ya adam sarılmak artık birbirimize ....
